Peygamber Sevdalıları Platformu, bu gece idrak edilecek olan Miraç Kandili ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı.
Bu gecenin, Peygamber Efendimizin (s.a.v) Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabulü anlamına gelen Miraç Gecesinin olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Recep Ayının 27. gecesinde meydana gelen bu büyük olay, içerinde büyük ders ve ibretler barındıran harikulade bir gecedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından mü`minlerin miracı olarak nitelendiren namaz da yine bu gecede beş vakit olarak bizlere farz kılınmıştır" denildi.
İsra ve Miraç hadisesinin birçok sosyal ve toplumsal sonuçları da ortaya çıkardığına dikkat çekilen açıklamada, "Miraç olayı müşriklerin inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak, onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle Efendimiz (s.a.v) Hz. Ebu Bekir`i (r.a) `Sıddîk` lakabıyla onurlandırdı. Hz. Ebu Bekir, olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere, "O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vermişti. Bu hadisenin oluru olmazı konusunda insanların itikadi sınanması günümüzde de devam etmektedir. Bugün bile bu olayı dillerine dolayan asri inkârcıların varlığı karşısında biz de Ebubekir-i Sıddık`ın haykırdığını haykırıyoruz: `O söylüyorsa şüphesiz doğrudur`" ifadelerine yer verildi.
Vahdete vurgu yapılan açıklamada, "Eğer Irak, Suriye, Mynmar, Çeçenistan, Somali ve Filistin`de oluk oluk Müslüman kanı akıyorsa, yurdumuzda hala İslami yaşamlarından dolayı insanlar vahşi cezalarla sindirilmeye çalışılıyorsa ve hala başörtüsü suç ise, o zaman ümmetin vahdetinin ne kadar acil ve elzem olduğunu bir kez daha görmeli ve var gücümüzle bunun sağlanması için çaba sarf etmeliyiz" denildi.
Miraç hadisesinin yaşandığı Kudüs`ün de hatırlatıldığı açıklamada, "Bu harikulade olay ile Müslümanların ilk kıblesi, İslami şiarların olmazsa olmazlarından olan Peygamberler Diyarı, kadim şehir Kudüs`e dikkatler çekilmiş ve adeta çağlar üstü bir nida ile `Ey Müslümanlar! Size ait olan, şiarınız olan emanetleri aman ha sahipsiz bırakmayın. Birliğinizi muhafaza içinde olup nebevi miras ve değerleri muhafaza cehdi içinde olun. Emanetlerinize sahip çıkmanın yegâne yolu birlik olmanızdan geçer. Eğer birliğinizi korumazsanız o zaman izzetinizde gider, şeref ve haysiyetinizde ayaklar altına alınır." denilmiştir. Bugün, bu nasihatin yerine getirilmemesinin sonucu olarak Müslümanlara ait tüm topraklar adeta düşmanlar tarafından işgal edilmiştir. Kutlu Kudüs kenti ise bu işgallerin belki de en katmerlisini yaşayarak mahzun bir şekilde Ömer ve Selahaddinlerin tekrar gelip kendisini işgalden kurtarmasını beklemektedir" ifadeleri kullanıldı.
(İLKHA)
Bu gecenin, Peygamber Efendimizin (s.a.v) Cenab-ı Hakkın yüksek huzuruna kabulü anlamına gelen Miraç Gecesinin olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, "Recep Ayının 27. gecesinde meydana gelen bu büyük olay, içerinde büyük ders ve ibretler barındıran harikulade bir gecedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından mü`minlerin miracı olarak nitelendiren namaz da yine bu gecede beş vakit olarak bizlere farz kılınmıştır" denildi.
İsra ve Miraç hadisesinin birçok sosyal ve toplumsal sonuçları da ortaya çıkardığına dikkat çekilen açıklamada, "Miraç olayı müşriklerin inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak, onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle Efendimiz (s.a.v) Hz. Ebu Bekir`i (r.a) `Sıddîk` lakabıyla onurlandırdı. Hz. Ebu Bekir, olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere, "O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vermişti. Bu hadisenin oluru olmazı konusunda insanların itikadi sınanması günümüzde de devam etmektedir. Bugün bile bu olayı dillerine dolayan asri inkârcıların varlığı karşısında biz de Ebubekir-i Sıddık`ın haykırdığını haykırıyoruz: `O söylüyorsa şüphesiz doğrudur`" ifadelerine yer verildi.
Vahdete vurgu yapılan açıklamada, "Eğer Irak, Suriye, Mynmar, Çeçenistan, Somali ve Filistin`de oluk oluk Müslüman kanı akıyorsa, yurdumuzda hala İslami yaşamlarından dolayı insanlar vahşi cezalarla sindirilmeye çalışılıyorsa ve hala başörtüsü suç ise, o zaman ümmetin vahdetinin ne kadar acil ve elzem olduğunu bir kez daha görmeli ve var gücümüzle bunun sağlanması için çaba sarf etmeliyiz" denildi.
Miraç hadisesinin yaşandığı Kudüs`ün de hatırlatıldığı açıklamada, "Bu harikulade olay ile Müslümanların ilk kıblesi, İslami şiarların olmazsa olmazlarından olan Peygamberler Diyarı, kadim şehir Kudüs`e dikkatler çekilmiş ve adeta çağlar üstü bir nida ile `Ey Müslümanlar! Size ait olan, şiarınız olan emanetleri aman ha sahipsiz bırakmayın. Birliğinizi muhafaza içinde olup nebevi miras ve değerleri muhafaza cehdi içinde olun. Emanetlerinize sahip çıkmanın yegâne yolu birlik olmanızdan geçer. Eğer birliğinizi korumazsanız o zaman izzetinizde gider, şeref ve haysiyetinizde ayaklar altına alınır." denilmiştir. Bugün, bu nasihatin yerine getirilmemesinin sonucu olarak Müslümanlara ait tüm topraklar adeta düşmanlar tarafından işgal edilmiştir. Kutlu Kudüs kenti ise bu işgallerin belki de en katmerlisini yaşayarak mahzun bir şekilde Ömer ve Selahaddinlerin tekrar gelip kendisini işgalden kurtarmasını beklemektedir" ifadeleri kullanıldı.
(İLKHA)