Kurban kesmenin mezhepler açısından farklı değerlendirildiğini ifade eden Müftü Baran, ifadeler ne olursa olsun kurban kesmenin büyük sevap barındıran bir ibadet olduğunu söyledi.

İbadet niyetiyle Kurban Bayramı içerisinde yapılan kurban kesimini yerine getirirken bazı şartların olduğunu ve bu şartlara büyük bir özveriyle dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Süleyman Baran, Peygamber Efendimizin sünneti olan ibadeti yapmaya gayret etmemiz gerektiğini ifade etti.

“Kurban kesimi Müslümanlığımızın bir gereği olmalıdır”

Peygamber Efendimizin her sene kurban kestiği gibi bizlerin de kurban kesmesi gerektiğini açıklayan Müftü Baran, “Kurban kurbiyettir, Allah'a yaklaşmaktır. Kendini Allah'a karşı gelmekten sakınmaktır. Kurban kesmek ayet-i kerimede ‘Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır.’ (Hac,37) diyor. Kurban, Hanefi mezhebine göre vacip Şafi mezhebine göre ise sünneti müekkede olan bir ibadettir.  Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) veda haccında 63 tane kurbanı kendi eliyle kesmiş, diğer kalan 37 tanesini de Hz. Ali'ye kestirmiştir. Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) kurbanı her sene kesmiştir. Bizim de bunu kendimize adet edinmemiz, fakir fukaranın evine eti götürmemiz açısından çok önemli bir ibadettir. Allah, (cc) ‘Rabbin için namaz kıl kurban kes’ ayeti kerimesinde de belirttiği gibi bizim de kurban kesmemiz, bu ibadete ortak olmamız ve fakir fukaranın evine et götürmemiz Müslümanlığımızın bir gereği olarak daha iyi olacağına düşünüyoruz. Yurtdışında Afrika ülkeleri başta olmak üzere en fakir ülkeler ve en fakir yerlere bir umut olmak açısından kurban kesilir ve dağıtımı yapılır.” şeklinde konuştu.

“Dağıttığımız kurban eti bizim sevap hanemize yazılıyor”

Baran, “Kurban sosyal bir ibadettir. Fakirle zengin arasında aynı zamanda bir köprü görevi görüyor. Hiç evine kırmızı et götüremeyen Kurban Bayramı’nda kendi evinde eti görebiliyorsa kendi evinde et pişirebiliyorsa bu da bu Kurban Bayramının ve kurbanlığın ne kadar önemli olduğunun göstergesidir. Peygamber efendimiz kurban kesen Hz. Ayşe annemize demiş ki ‘bize ne bıraktın? dedik ya Resulullah bize şu parçadan başka bir şey kalmadı hepsini dağıttık. Peygamberimiz efendimiz de aslında dağıttıklarının hepsi bizimdir, bu bıraktığın bizim değildir. Bizim fakir fukaraya verdiğimiz her şey sevap hanemize yazılıyor ve kıyamet gününde o bizim önümüze çıkacaktır.” ifadelerini kullandı.

“Kilo ile et alınması kurban olarak kabul olmaz”

Kurban kesiminde hükümlerini yerine getirmemiz gerektiğini aktaran Müftü Baran, “Marketlerde kilo ile satılan hazır etler kurban olmaz. Kurban olabilmesi için kurbanın şartları vardır. Her bir küçükbaş hayvan 1 kişi için olur. Büyükbaş hayvanlarda 7 kişi bir araya gelip kurban yapabilirler. Hanefi mezhebine göre büyükbaş hayvanlarda 7 kişi hepsi kurban niyetiyle ortak olması lazım ama Şafi mezhebine göre 7 kişinin hepsinin kurban niyeti olmak zorunluluğu yoktur. Kurban için kesenler olabileceği gibi adak, sadaka nezir için kesenler de olabilir. Ya da birisi ben keseceğim bu kurbanın parasını başkasına vereyim. Bu da kurban yerine geçmez onun için sadaka olur. Kurbanı kesimi o kanı akıtmaktır yani Allah için yapılan ibadettir. Kendi içindeki hırsını, kötülüğünü kesme değildir. Dolayısıyla kurbanın hükümleri, hangi hayvanların kurban olabilecekleri bizim fıkıh kitaplarında mevcuttur.  Et olarak satın alıp da onu kurban yerine kesmek bu doğru değil.” dedi. (İLKHA)