Son günlerde küresel iklim değişikliğinin etkileri ile görülen ani yerel ve şiddetli yağışlar, can ve mal kayıpları ile alt ve üst yapıda hasarların oluştuğu sel ve heyelanlara neden oluyor.

İklim değişikliğinin etkileri ile hava ve deniz suyu sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyrettiği bölgede değişen hava sıcaklıkları orman yangınları ve yoğun yağış risklerini artırdığı belirtiliyor.

 

İklim değişikliği ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, Doğal olaylar dışında insan eliyle tabiatta dokunularak oluşan doğal dengenin bozulması sonucunda oluşan iklim değişikliği olarak adlandırılır. Özellikle fosil yakıtların kullanımıyla beraber doğada ısınmanın, sıcaklığın artığı şeyle beraber iklim değişlikler doğal olaylar da değişiklikler meydana gelmektedir.

"Temel sebebi biz insanlarız"

Kimi zaman bir orman yangını şeklinde veya doğal aşırı yağışlar dengelerde felaketlere sebep olduğunu belirten Çakmak, "Kuraklık şeklinde kendini cereyan etmektedir. Temel sebebi biz insanlarız. Özellikle insanların doğayı kirletici etmenlerden dolayı beraber karbon solumun aşırı derecede yukarı taşıması bunun sonucunda sıcaklığın yükselmesi dünyadaki ortalama sıcaklığın yükselmesi sonucunda dengeler bozuluyor ve bu dengelerin bozulması sonucunda karşımıza doğal felaketler, kuraklık, aşırı sıcaklık sonucunda oluşan etmen olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle bizim bundan sonra yapacağımız işler fosil yakıtların mümkün olduğunca azaltılmasıdır. Nitekim 2021 yılında Paris İklim Antlaşmasına imza atmıştık. Bunun sonucunda 2030 yılında karbon solunumunu %21 azaltma ve 2053 yılında da sıfır karbon emisyonu taahhüdü vermiştik." dedi.

"Türkiye'de bunula ilgili henüz bir somut adım atılmamaktadır"

Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak

Gerçekleştirmek için en büyük karbon solunumu azaltıcı etmenler su varlıklarımızın korunması olduğunu söyleyen Çakmak, "Ormanlarımızın yeşil alanlarımızın, meralarımızın ve tarım alanlarımızın koruması şeklinde özetlenebilir. Fosil yakıtlarda da bu süreç içerisinde çıkmamız gerekiyor ama ne yazık ki görülen Türkiye'de bununla ilgili henüz bir somut adım atılmamaktadır. Enerji üretim amacıyla fosil yakıtlarda olabildiğince fazla yararlanmakta bu amaçla zeytinlerimiz, doğamız kesilerek bu fosil yakıtlar çıkartılarak enerjide kullanılmak üzere yok edilmektedir. Bir yandan Paris İklim Antlaşmasına taahhüt koyuyoruz. 2053 yılında biz karbon emisyonu sıfırlayacağız. Diğer taraftan da en büyük karbon kaynağı olan fosil yakıtları çıkartmak için yeşil alanlarımızı yok ediyoruz. Bizim bundan sonra ne yapıp edip doğal kaynaklarımızı suyumuzu, yeşil alanlarımızı, meralarımızı ve ormanlarımızı korumamız gerekiyor." diye belirtti.

"Karbon solunumunu aşağıya doğru çekmemiz ve 2053 yılında da sıfır emisyona doğru gitmemiz gerekiyor"

2053 yılından itibaren biz sıfır emisyon taahhüdü verdiğimiz için bundan sonra artık yapacağımız her türlü faaliyette ihracatta bizden karbon pasaportu isteyeceklerine dikkati çeken Çakmak, "Karbon pasaportu istemesiyle beraber siz bu ihraç ettiğiniz ürünü üretmek için ne kadar karbon saldınız ve bunu yok etmek içinde ne kadar karbonu emile ettiniz. Eğer siz karbon salıp da yok etmiyorsanız tekrar doğada bir şekilde onu ihraç edemeyeceksiniz. Bizim şimdiden önlemimizi almamız gerekiyor. Karbon solunumunu aşağıya doğru çekmemiz ve 2053 yılında da sıfır emisyona doğru gitmemiz gerekiyor." şeklinde konuştu.

"Karbonu yok eden kaynaklardan birisi tarımdır"

En büyük karbon solunum kaynaklarının fosil yakıtlarla üretilen enerji tarımda olmak üzere gübre ilaç ve hayvansal atıklar olduğunu belirten Çakmak, "Sera gazı solunum oluşturanlar etmenlerden birisi ancak buna karşılık da karbonu en fazla yok eden kaynaklardan birisi tarımdır. Bir yandan karbon salıyor diğer yandan da yok ediyoruz. Bu anlamda daha fazlasını yok ettiği için tarımsal faaliyetleri özellikle artırarak yeşil alanların çoğaltılarak faaliyetlerimizi sürdürmemiz hem sürdürebilir insan yaşamı için gerekli hem de karbon solunumunu azaltarak doğamızı kirletmeyen gelecek nesillere daha sağlıklı bir yaşam kaynağı bırakacağımız bir ortam oluşturmak açısından çok değerli ve önemlidir." diye konuştu. (İLKHA)