Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, geçen hafta düzenlenen AB liderler zirvesinin sonuçları ışığında yaptığı açıklamada, 

"AB'nin genişlemesini canlandırırken, AB'de ve karar alma mekanizmamızda reform yapmak için de benzer bir çaba göstermeliyiz. Çünkü genişlemiş bir AB rahatça harekete geçebilmelidir. Bu aynı zamanda dış politika ve diğer alanlarda oy birliği kuralının kapsamının daraltılması, nitelikli çoğunluk oyu ile daha fazla karar alınması anlamına da gelmektedir." dedi.

Borrell, AB'nin, Birliğe katılmaya istekli ve koşulları yerine getiren ülkelere gerekli statüyü tanımasının, "bir iyilik ya da taviz" olmadığını belirtti.

Mayısın sonunda Rusya'ya yönelik 6. yaptırım paketini kabul etmenin AB'nin bir ayını aldığına, buna rağmen Konseyde üzerinde anlaşılan bazı maddelerin (Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill'e yaptırım gibi) nihai pakete yansıtılamadığını kaydeden Borrell, "Kuzey Makedonya ve Arnavutluk ile katılım müzakerelerinin başlatılmasında, bir ülkenin (Bulgaristan) diğer herkesin kabul edebileceği kararı engellemesiyle benzer dinamikleri yaşadık." ifadelerine yer verdi.

Borrell, oy birliği sisteminin, AB'nin güvenilirliği ve etkinliği için olumsuz sonuçlar doğurduğunu vurguladı.

Borrell, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Avrupa Siyasi Topluluğu" fikrinin zirvede tüm liderlerce kabul gördüğünü sözlerine ekleyerek, "Bir Avrupa Siyasi Topluluğu, aday ülkelerin çeşitli AB politikalarına hemen katılmasını sağlayabilir. Ayrıca, isterlerse, Norveç, İsviçre veya İngiltere gibi, Birliğe katılmaları zorunlu olmayan belirli ülkeleri de kapsayabilir." dedi. (İLKHA)