İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Pembegül Bozgül Fırat, sık görülen göz hastalıkları, bahar alerjisi, göz tansiyonu, şeker hastalığının göze etkisi, kornea nakli ve sağlıklı bir göz için nelere dikkat edilmeli ve göz hastalıkları ihmale gelir mi? ile ilgili İLKHA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Kaç çeşit göz hastalığı var?
Dünyaya açılan penceremiz olan göz hastalıklarından bahsedecek olursak maalesef bu hastalıkların sınırı yok. Bu konuda gözün sadece bir tabakası ile ilgili birçok yazılmış kitap var. Göz hastalıklarında kornea, oküloplasti, şaşılık, glokom gibi her bir göz biriminde dahi kendi içinde pek çok hastalık var. Ama mevsim itibariyle şu an poliklinikte en sık olarak allerjik konjonktivit görüyoruz. Mevsim itibariyle tam alerjinin pik yaptığı dönemdeyiz. Alerjik konjonktivit bahsedecek olursak da Konjonktiva, öncelikle gözümüzün beyaz tabakasıdır. Allerjenlerin konjonktival dokuyu etkilemesiyle kaşıntı, sulanma ve akıntı şikayetleriyle alerjik konjonktivite karşımıza çıkıyor. Biz çeşitli alt tiplere ayırarak incelesek de en sık olarak gördüğümüz mevsimsel alerjik konjonktivit özellikle çocuklarda ve ergenlerde daha çok görüyoruz. İlerleyen yaşlarda azalmakla beraber yine bu hastalığı sık görüyoruz. Mevsimse allerjik konjonktivitimiz adı üzerinde ilkbahar ve yaz ayları boyunca devam ediyor ama bunun yanında tüm yıl boyunca devam eden perenniyal alerjik konjonktivitemizde var. Özellikle ev tozlarına, evdeki alerjenlere burada daha sık rastlıyoruz. Bunun yanında atopik keratokonjonktivit ve bölgemizde çok sık görülen erkek çocukları da çok sık ilgilendiren vernal keratokonjonktivit de diğer alt tipleri oluşturmakta.
Peki bu hastalarımız ne sıklıkla geliyor ve ne şikayetle bize başvuruyor? En önemli şikayetleri kızarıklık, sulanma ve kaşıntı. Kaşıntı burada çok önem arz ediyor. Bizde muayenemizde ne görüyoruz, kapaklarda ödem, kızarıklık görebiliyoruz, korneaya mutlaka bakıyoruz. Ama kaşıntıya özellikle dikkat çekmek istiyorum çünkü bu kaşıma sırasında korneada ve göz kapağında ciddi hasarlara neden olabiliyor. Pitoz dediğimiz göz kapağı düşüklüğüne kadar neden olabiliyor buna çok dikkat etmek lazım.
Tedavide; Antialerjik damlalarımız var hastalarımıza bunları veriyoruz. Bunun yanında hastalarımızı şu noktada uyarmakta fayda var; alerji damlalarının yanına eklenen steroid içerikli damlalar. Steroid damlalar evet alerjik konjonktivite çok güzel cevap veriyor ama uzun dönemde steroidlerin kendine bağlı yan etkileri var. Bu damlayı sadece doktor reçete edebilir ve doktorun söylediği şekilde ve sürede kullanılmalı. Eğer steroid fazla kullanılıyorsa hem göz tansiyonun da hem de katarakta kadar giden maalesef ciddi sorunlara neden olabiliyor. İlaç tedavisinin yanında mutlaka şapka takılmasını, güneşten korunmak için mutlaka gözlük takın, alerjenlerden korunun. En temelde de yüzünüzü sık sık soğuk su ile yıkayın.
Hastane olarak Kornea naklinde ne durumdasınız?
Kornea nakli hastanemizde sıklıkla yapılmakta. Covid dönemine bağlı olarak biraz azalma oldu ama hali hazırda tekrardan başladı. Aktif bir şekilde kornea nakillerimizi yapmaya devam ediyoruz. Kornea nakli derken hastalarımızda yanlış bir algı oluşuyor. Sanki kornea naklinde tüm gözün alınıp yerine bir göz nakil edilmesi gibi algılanıyor. Ama kornea nakli sadece gözün sadece ön cam tabakasıyla ilgili hastalıklardır. Eğer retinanızda bir rahatsızlık varsa, optik sinirle ilgili bir hasarınız varsa sizin gözünüzü kornea nakli açmaz. Kornea nakli ile ilgilide hastanemizde başarılı bir şekilde yapılmakta. Hastanemizde şu ana kadar ilk 5 ayda yaklaşık 10 hastamıza başarılı bir şekilde kornea nakli yaptık.
Nakil sebepleri ise, gözün korneasında bir sıkıntı varsa bu travmaya bağlı olabilir geçirilen hastalık veya cerrahilere bağlı olabilir ve yine bölgemizde çok sık görülen keratokonus hastalarımız var. Kornea nakli bu hastalarda yapılmakta.
Sağlıklı bir göz için nelere dikkat edilmeli?
Covid pandemisi bitti yerine miyopi pandemisi başladı. Özellikle sağlıklı bir nesilden bahsedecek olursak yeni nesil maalesef miyop. Bu çocuklar neden sağlıksız diyecek olursanız; dört duvar içinde yaşıyoruz. Çocuklarımız güneşle doğayla temas etmiyor. Yapılan miyop çalışmaları özellikle uzak doğu, Japonlar ve Koreliler bu noktada çok çalışma yapıyorlar. Onlarda bu rahatsızlık çok daha sık görülüyor. Bu yüzden yaptıkları çalışmalarda çocuklar ne kadar güneşten uzak kalıyor ve D vitamini az alıyorlarsa bu çocuklarda tablet, telefon ve kitap başında ne kadar çok vakit geçiriyorlarsa o kadar miyop olma olasılıkları yüksek oluyor. Peki, hiç mi kitap okumasınlar, telefona bakmasınlar? Tabii ki olacak bunlar ama bu noktada süre, mesafe ve ışık önemli. Yapılan çalışmalarda yine gösterilmiş ki 20 dakikalık bir kitap okuma süresinde 30-35 cm mesafeden olmalı ve özellikle diyoruz ki çocukların çalışma masaları pencerenin yanında olsun. 20 dakikadan sonra 2 dakika pencereden dışarı bakmalı. Ama 2 dakika akomodasyon mekanizmasını mutlaka kırması gerekiyor. Kırdıktan sonra 20 dakika çalış 2 dakika dinlen. Eğer bu akomodasyonu kırarsan miyopi tetiklenmiyor.
Diğer göz sağlığının korunmasında önem arz eden şeylere gelecek olursak, kuru göze dikkat çekmek istiyorum. Buda yine bulunduğumuz ortamların kuru olmasından dolayı klima, kalorifer, güneş ışınları, zararlı bilgisayar ışıkları gibi bunların hepsi maalesef bizim gözümüzü kurutan sebepler. Eğer çok fazla ekrana bakıyorsak ve gözümüzü kırmayı unutuyorsak gözümüz o kadar kurur. Halbuki göz kırpma gözümüzü koruyan çok önemli refleks. Ne kadar az kırpıyorsak gözümüz o kadar fazla kuruyor. Peki bu sebep mi sadece hayır hormonal ve çevresel sebepler, kişinin ek hastalıkları var, bunlarda göz kurumasını artıran sebepler. Neler yapılabilir peki; bilgisayar ekranı sizden biraz daha aşağıda olsun. Göz mesafesinin uygun olması ve göz kırpmamayı unutmamak lazım. Ortamında uygun nemlendirilmiş olması lazım. Tüm bunlara rağmen halen kuruluk varsa hastaya suni göz yaşı reçete ediyoruz.
Göz hastalığı ihmale gelir mi?
Burada özellikle bir glokomcu olarak göz tansiyonundan bahsetmek istiyorum. Glokom Latince adıyla mavi su, bizim halk adıyla da adı kara su. Göz tansiyonu olarak biliniyor. Göz tansiyonu en çok ihmal edilen hastalıkların başında geliyor. Çünkü ağrısı ve sızısı olmayan bir hastalık. Görme yavaş yavaş etraftaki halkalardan kaybettiği için son ana kadar fark etmiyor. Maalesef son anda da fark ettiğinde sanıyor ki açılacak gözü. Ama glokom şu anda tüm dünyada maalesef önlenemez körlükler içinde ilk sıralarda gelmekte. Göz tansiyonu her yaşta görülebilmekle birlikte 40 yaşındaki süreçte bu hastalık hızlanıyor. Bide bebek glokonlarımız var maalesef. 40 yaşından sonra rutin göz muayenesi yaptırması, göz tansiyonunu ölçtürmesi ve bunu özellikle doktoruna sorması gerekiyor. Burada şunu önemle belirtmek isterim ki, aileden göz tansiyonu olan varsa yani annenizde babanızda kardeşlerinizde gözünü bir şekilde kaybeden oldu mu? Ailede varsa, 40 yaş üstünde mutlaka ek bir hastalık varsa mutlaka ve mutlaka göz tansiyonunu ölçtürmelisiniz. Kaybın telafi olmuyor. Göz hastalığı ihmal edilmemeli. Ya geçer birkaç güne demeden en kısa sürede doktora görünülmeli.
İhmal edilen hastalıkların bir tanesi de diyabet yani şeker. Adı şeker ama maalesef kendisi çok zor bir hastalık. Göz de bundan fazlasıyla etkileniyor. Saç telinden ayak tırnağına kadar etkilemediği hiçbir doku yok. Gözde bundan fazlasıyla nasibini alıyor.
Bu yıl içerisinde kaç göz ameliyatı yapıldı?
Turgut Özal Tıp Merkezine Türkiye’nin her yerinden göz hastaları geliyor. Biraz önce kornea naklinden bahsettik, kornea nakli yapılan bölgemizde tek merkez burası. Glokom cerrahisinde de bölge hastanesi olarak gerekli tüm işlemler ve cerrahiler yapılmakta. Malatya TÖTM’de 2022 yılının ilk 5 ayında 3 bin 180 ameliyat gerçekleştirilmiştir. Bunlar katarakt ameliyatları, glokom, retina, şaşılık ve oküloplasti ameliyatlarıdır. (İLKHA)