DİYARBAKIR - Dicle Üniversitesi Ceylan Enstitüler Merkezinde düzenlenen basın toplantısında Dicle Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Merkezi`nin (DÜSAMER) "Kişilerarası Öfke ve Öfkeyle İlişkili Davranışları" üzerine yaptığı araştırmanın sonuçları açıklandı.


650 öğrenciye yapılan anket uygulamasında öğrencilerin kendilik algısı, kişiler arası öfke ve öfkeyle ilişkili davranışları tespit edildi.


Sonuçlarını değerlendiren Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim üyesi Yrd Doç. Dr. Tahsin Kula ve DÜSAMER`den Doç Dr. Behçet Oral, basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.


Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, her insanda potansiyel olarak var olan, ancak ortaya çıkması için belli zaman ve durum kollayan öfke duygusunun, gençlerin yaşantılarındaki yerini belirlemenin öfke kontrolü açısından önemli olduğunu söyledi.


Kula araştırmanın amacı ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Özellikle gençlerin, hem kendilerine hem de çevresindekilere karşı olumsuz davranışlara itebilecek olan bu duygunun belirlenmesi, öfkeyi kontrol etmede önemli olduğu gibi, çevreye vereceği zararı önlemede de oldukça önemlidir. Özellikle son zamanlarda medyada sık sık şiddet ile ilgili haberler görmek mümkündür. Bunun önemli nedenlerinden birinin de çoğunlukla kontrol edilememiş öfke yaşantısından kaynaklandığı belirtilmektedir. Diğer bir ifadeyle kontrol edilemeyen öfkenin şiddetle sonuçlandığı söylenebilir. Bu amaçla böyle bir araştırmaya ihtiyaç duyulmuştur."


Erkekler kızlara göre daha öfkeli ve saldırgan
Öfkeyle ilişkili davranışların cinsiyete göre dağılımı ile ilgili bilgiler veren Kula, "Erkek öğrencilerin öfkeyle ilişkili davranışlarının yüzde 45.6`sının yüksek düzeyde olduğu, buna karşın kız öğrencilerin ise ancak yüzde 27,9`unun yüksek düzeyde yaşadıkları görülmektedir. Buna göre erkek öğrencilerin öfkeyle ilişkili davranışları kızlara göre daha yoğun yaşadıkları görülmektedir" dedi.

Erkek öğrencilerin, kız öğrencilerden daha saldırgan davranışlar sergileyebildiklerine de dikkat çeken Kula, intikama yönelik tepkilerin erkek öğrencilerde daha yoğun yaşanmasında, erkeğin fiziki yönden güçlü olması kadar, toplumun erkeklere verdiği rollerin de etkisi olduğunu söyledi.


Kız öğrencilerin pasif-agresif tepkiyi daha yoğun yaşamalarında, öfkelerini açıkça ifade edememelerinin etkisi olabileceğini vurgulayan Kula, "Aile içinde ve toplumda kadın, öfke ve sıkıntılarını açıkça ifade edemediği zaman bunu farklı bir şekilde ortaya koyar. Doğrudan ifade edilememiş veya içe atılmış öfke, pasif-agresif tepki olarak ortaya çıkmaktadır" dedi.


Fakir olanın intikam duyguları daha yoğun
İntikam duygularının ailenin ekonomik durumu ile ilişkili olduğunu söyleyen Kula, ailesinin ekonomik durumu zayıf olanların, intikam duygularını yüzde 43.3 oranıyla daha yoğun yaşadığını belirtti.


Ailenin ekonomik durumu ile saldırganlık duygusunu yoğun yaşama arasında bir paralellik olduğunu anlatan Kula, sözlerinin şöyle sürdürdü: "Ekonomik durum düştükçe saldırganlık davranışlarının arttığı söylenebilir. Saldırgan davranışlar ile ekonomik durum arasında ters ilişki olduğu ortaya çıkmıştır."


Aile içi ilişkilerin bozulması ergenler için tehlike oluşturmaktadır
Ailede, anne-baba ve çocuk ilişkilerinde cinsiyet ayırımının olmasının çocukların ileriki dönemlerinde öfke kontrolünde sıkıntı yaşamasına sebep olacağına dikkat çeken Kula, aile ilişkilerine dair şu önerilerde bulundu: "Aile içi ilişkilerin birey için özel ve ayrı bir önemi olduğu açıktır. Özellikle son zamanlarda aile içi ilişkilerin bozulması da ergenler için bir tehlike oluşturmaktadır. Ailesi ile bütünleşemeyen ya da aile ortamında aradığı sıcak ortamı bulamayan gençler bunu başka bir şekilde telafi etme yoluna gideceklerini de burada ifade etmekte yarar vardır. Bu bağlamda ailenin gençler için anlam ifade etmesinin yeniden tesis edilmesi gerekir. Bu anlamda aile içi iletişimi güçlendirmek için ailelere iletişim, öfke, saldırganlık vb. konularda eğitimler verilmelidir." (Hüseyin Yalçın/Hüseyin Asana - İLKHA)