Mehmet Güllü Bozdaş-DOĞRUHABER

Anayasa Mahkemesi, evlilik dışı ahlaksız birlikteliklerin 'ahlak dışı' olarak nitelendirilmesini Anayasa'ya aykırı buldu.

Resmi Gazete'de yer alan karar, 13 yıldır Türkiye'de bir Türkiyeli ile nikahsız olarak yaşayan bir Rus'un başvurusu üzerine alındı.

İDARE MAHKEMESİNDEN ÖRNEK KARAR

Özel hayatın gizliliğini korumak için adı A.S. olarak kısaltılan başvurucu, 2016 yılında konut aldıktan sonra Türkiye vatandaşlığına geçmek istedi.

İçişleri Bakanlığı bu başvuruyu, söz konusu kişinin yönetmelikte aranan "iyi ahlak sahibi olma" niteliğine uymadığına karar vererek başvuruyu reddetti.

Buna gerekçe olarak "yaşantısının Türk örf ve adetlerine uygun olmaması" gösterildi.

Bunun üzerine 2017'de dava açan A.S., iyi ahlak sahibi olmadığını gösteren hiçbir bilgi veya belge olmadığını, vatandaşlık başvurusunun gerekçesiz olarak reddedildiğini belirtti.

Başvuruyu değerlendiren Ankara 9. İdare Mahkemesi 2018'de "yaşadığı evlilik dışı birlikteliğin anayasal koruma altında olan aile kurumunu zedeleyici ve Türk toplumunun milli ve manevi değerlerine aykırı olması" nedeniyle A.S.'nin "iyi ahlak sahibi olmadığına" karar verdi.

AYM’DEN TOPLUMUN DEĞERLERİNİ YOK SAYAN KARAR

Bunun üzerine bölge İdare Mahkemesi'ne giden A.S.'nin itirazı burada da sonuç vermedi.

İdare mahkemesinden istediği kararı alamayan A.S. aynı yıl Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

4 yıl sonra karar veren AYM, mevzuatta aranan "iyi ahlak sahibi olma" şartının soyut bir içeriğe sahip olduğunu, bu yüzden her başvurucu için somut verilerle ortaya konması gerektiğini belirtti.

İdare Mahkemesi'nin gerekçe olarak 13 yıllık evlilik dışı birliktelik yaşamasını gösterdiğini hatırlatan AYM, mahkemenin başka bir araştırma yapmadan karar verdiğini açıkladı ve "vatandaşlık talebinin reddedilmesiyle ortaya çıkan özel hayata saygı hakkına yönelik müdahalenin ilgili ve yeterli bir gerekçe içermediği ve bu bağlamda demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır" ifadelerini kullanarak ahlaksızlığa kapı araladı.

AYM, bunun Anayasa'nın 20. maddesiyle güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlali olduğuna hükmetti.

İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden akademisyen Elif Çelik de Twitter'da yaptığı paylaşımda "iyi ahlak sahibi olma" şartının "açıkça ayrımcılık gözettiğini" söyledi.

AYM’nin “özel hayatın gizliliği” gerekçesi üzerinden davayı değerlendirmesi; ancak “ailenin korunması” konusundaki kanun ve toplumsal değerleri göz ardı etmesi kamuoyunda tepkilere neden oldu.

Bu konuda Anayasa maddesinde de ailenin toplumun temeli olduğu ve yasalarla koruma altında olduğu ifade edilmiştir.

MADDE 41.– (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

 Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.