Yıllarca İngiliz sömürgesine maruz kalan Hint coğrafyasının, İngilizler çekilse de zulüm zihniyetini devam ettiren hatta şiddetini artıran yönetimler tarafından idare edildiğini belirten Demirtaş, 1947’de resmi olarak kurulan Hindistan’ın, kurulduğu günden itibaren Müslümanlara azınlık muamelesi yaptığını, onları temel hak ve hürriyetlerden mahrum ettiğini söyledi.

Hindistan Halk Partisi lideri Narendra Modi’nin 2014 yılında iktidara gelmesinden bu yana Müslümanlara yönelik izlenen ayrımcı politikaların insan hakları ihlali seviyesini çoktan aştığını ifade eden Demirtaş, şunları söyledi:

“Hindistan Parlamentosu'ndan 11 Aralık 2019'da kabul edilen 2019 Vatandaşlık (Değişiklik) Yasası, anayasanın adalet ve eşitlik ilkesine en büyük darbeyi vurmuştur. Bu kanun ile Afganistan, Bangladeş ve Pakistan'dan Hindistan’a gelen Hindu, Sih, Budist, Jain, Parsis veya Hıristiyanlar ‘zulüm gören dini azınlıklar’ olarak tanımlanarak Hindistan vatandaşlığının verilmesinin önü açılmıştır. Müslümanlar ise bu kanuni düzenlemeden hariç tutulmuş ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık resmiyet kazanmıştır.”

“Politikalar sistematik taciz ve işkence seviyesine ulaşmıştır”

Hindistan’da Müslüman kadınların eğitim kurumlarında başörtüsü takmalarına kısıtlama getirildiğine dikkat çeken Demirtaş, “Müslümanlara yönelik devlet eliyle yürütülen politikalar sistematik taciz ve işkence seviyesine ulaşmıştır. Hindistan’da iki yüz milyonun üzerinde Müslüman yaşamaktadır. Gelinen noktada Hindu çeteler tarafından Müslüman kadın ve erkeklere yönelik yapılan taciz ve saldırılar yetmezmiş gibi, Hindistan güvenlik güçlerinin Müslümanlara yönelik işkence görüntüleri yüreklerimizi dağlamaktadır.” dedi.

“Hindistan hükümeti Müslümanları kıskaca alınmış durumda”

Bugün Hindistan’da Müslümanların ibadetlerine kısıtlamalar getirildiğini, camilerin tahrip edildiğini vurgulayan Demirtaş, şöyle devam etti:

“Çocukların İslami eğitimlerine engeller konulmakta, bacılarımızın tesettürüne el uzatılmakta, Müslüman kardeşlerimizin malları gasp edilmekte ve canlarına kast edilmektedir. Kısacası Hindistan hükümeti Müslümanları asimetrik psikolojik terörün tüm yönleri ile kıskaca alınmış durumdadır. Hindistan Başbakanı Modi’nin Partisinin üst düzey yetkililerinin Peygamberimize ve eşi Hazreti Aişe validemize karşı hakaret içeren ifadeleri bardağı taşıran son damla olmuştur.”

“Zulümlere karşı birlikte hareket edilmeli”

İslam ülkelerinin liderlerine çağrıda bulunan Demirtaş, “Ülke yöneticilerimizin bu işte öncü olmaları ve dünyada yaşanan zulümlere karşı beraber hareket etmeleridir. Hindistan’daki Müslümanların sıkıntılarının giderilmesi, özgürlüklerine ve insanca yaşama hakkına sahip olmaları için tüm gayreti sarf etmeleridir. Aynı şekilde medyamızın Hindistan’da yaşanan zulümleri tüm gerçekliği ile yansıtmaları, sivil toplum kuruluşlarının ülke yöneticilerine yapacakları her çağrı, sorumluluk alma ve safımızı gösterme açısından önemlidir.” ifadelerini kullandı.(İLKHA)