İnsanların intihar etmelerinin sosyal ve psikolojik nedenlerinin olabileceğini ifade eden Karakoç, depresyon ve majör depresyon denilen durumlarda intiharların görüldüğünü söyledi.
İntihar eden kişinin intihar etmesine götüren nedenin çaresizlik duygusu olduğuna değinen Karakoç, şunları söyledi:
“Çaresizlik duygusunun pik yaptığı anda, kişi ‘tutunacak dalım kalmadı’ dediği anda ve yaşamı anlamsız bulduğu anda intihar ediyor. Bu çaresizlik duygusunu onda büyüten neden yaşadığı olaylar oluyor genelde. Kişinin çevresinde bulunanların, kişide intihar etme riski gözlemlediğinde kişiyi hemen psikiyatriste götürmesi gerekiyor. Psikologlar doktor olmadıkları için ilaç yazamazlar, tıbbi bir müdahalede bulunamazlar, sadece konuşarak psikolojik destek verebilirler. Ama psikiyatristler hekim oldukları için bunlar acil müdahalede bulunabiliyorlar. İlaç vererek kişinin biyolojisine etki ederek, hormonlarını düzenleyerek intihar riskini azaltabiliyor. Eğer götürülen psikiyatrist özel bir psikiyatrist ise ve terapi de yapıyorsa hem ilaç hem terapi kısmını o psikiyatrist yapabilir ve takip edebilir. Maddi durumları iyi değilse de devlet hastanesinde mutlaka bu hizmeti alması gerekiyor.”
“Sosyal medya ve televizyon programları kişiyi intihara sürükleyebiliyor”
İntihar vakalarının hem dünyada hem de ülkemizde gittikçe arttığını hatırlatan Karakoç, “Bunun genel nedenlerine baktığımızda sosyal medya, yazılı ve görsel medyanın bunda etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar sosyal medyada ve televizyonda sürekli cafcaflı bir hayat görüyor. Bunu gören insanlar maddi anlamda çok kötü durumda olduklarını düşünüyor. Çünkü sosyal medyada hep evi olan, arabası olan, eğlenen, maddi anlamda çok rahat olan insanlar görüyor ve kendini çok çaresiz hissediyor. Yaşanılamayacak bir hayatın içinde olduğunu düşünüyor ve canına kıyabiliyor.” dedi.
“Yapılan intihar haberleri, insanları intihara teşvik ediyor”
Psikolog Nurşen Karakoç
İntihar haberi yayıldığında, intihar etmeyi çok az düşünen insanların intihar etmeyi daha fazla düşünebildiğine dikkat çeken Karakoç, “İntihar eden kişinin hangi detaylarla intihar ettiğini öğrendiğinde ki basında bu verilebiliyor maalesef. Bu detayları öğrenince o da bunu düşünebiliyor. ‘Bu denemiş başarmış, ben de denersem ölebilirim’ diye düşünüp intihar edebiliyor. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürme meselesi gibi oluyor. Yapılan intihar haberlerinde detayların verilmemesi gerekiyor. Sadece bir kişi canına kıydı denilmesi yeterlidir. İntihar eden kişinin fotoğrafı, arkasında bıraktığı mektubunun, ölmeden önceki son videonun paylaşılmaması gerekiyor. Bunların hepsi intiharı arttırabiliyor. Açık alanda intihar eden kişinin videoları telefonlarla çekiliyor, bu videolar daha sonra silinmiyor, eve getirilen videoları çocuklar izliyor. Aslında en büyük risk budur.” ifadelerini kullandı.
“Maddi ve manevi eksikliklerin tamamlanması gerekiyor”
Ekonomik anlamda da bazı düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirten Karakoç, hem toplumsal olarak hem de devlet düzeyinde bu işe el atılması gerektiğini söyledi.
Karakoç, “Manevi değerlerin de insanlara öğretilmesi gerekiyor. Çünkü İslam dini, inananlar için bir fırsattır. Çünkü İslamiyet intihardan menediyor. Bu durum birçok insanı intihara doğru giderken geri dönmesine vesile olabiliyor. Birçok kişide ‘eğer İslamiyet’te haram olmasaydı ben intiharı düşünürdüm’ gibi sözleri duyuyoruz. ‘Dinim beni intihardan menetmeseydi ben çoktan toprak altındaydım’ gibi sözler çokça kullanılıyor. Hem İslam’da hem de diğer bütün semavi dinlerde, toplumda ortak olan değerlerin çocuklara ve gençlere verilmesi gerekiyor. Yalan söylememek, iftira atmamak, bir insanın kişiliğine saldırmamak gibi değerlerin çocuklara küçük yaşlarından itibaren verilmesi gerekiyor. Çünkü intihar eden insanlara baktığımızda çoğu ya bir iftiraya uğramış, ya bir konuda kendini anlatamamış, yanlış anlaşılmış, yani işin içinde manevi değerler olmadığı için bir insanın kişiliğine bir saldırıda bulunmuş ve o insan bu çaresizlik hissi ile baş edemediği için canına kıymış.” şeklinde belirtti.
“Aile hekimliği sistemi gibi aile psikoloğu sisteminin de getirilmesi gerekiyor”
Sağlık ocaklarında ücretsiz hizmet veren psikologların da olması gerektiğine dikkat çeken Karakoç, “Her sağlık ocağında aile hekimlikleri olduğu gibi keşke bir psikolog da olsa çünkü insanların ücretsiz psikolojik desteğe ihtiyacı var. İnsanların maddi imkânları ortada, herkes psikoloğa gidip özel destek alamayabiliyor. Düşük gelir grubunda olan insanlarda da intiharlar yaşanabiliyor. Bunun önüne geçmek için insanların psikolojik destek almaları gerekiyor.” diye konuştu. (İLKHA)