Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı desteğiyle Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) tarafından İletişim Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen Uluslararası Medya Akademisi Sertifika Programı düzenlendi.

Programda katılımcılara sertifikalarını veren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun yaptığı konuşmada, medya gibi dinamik bir alanda, ülke ve dünya gündemini doğru okuyabilecek bakış açısına sahip olmanın ve bunları aktaracak araçları yetkinlikle kullanmanın kritik öneme sahip olduğunu ifade etti.

 

Bugünlerde gazeteciliğin temel kurallarının hiçe sayıldığını ve bu duruma gazetecilerin sessiz kaldığını gördüklerini söyleyen Altun, habercilikte sorulması gereken 5N 1K sorusunun yeterince sorulmadığını belirtti.

“Bugün ne yazık ki gazeteciliğin temel kuralları hiçe sayılıyor”

Programın açılış konuşmasını yapan Altun, “Teknolojik gelişmeler neticesinde konvansiyonel ve dijital medya alanında yaşanan büyük dönüşüme her birimiz yaşayarak şahitlik ediyoruz. Bu noktada, iletişim alanındaki gelişmelere sadece ayak uydurulması değil hem içerik hem de teknoloji boyutunda öncülük edilmesi çok önemlidir. Medya gibi dinamik bir alanda, ülke ve dünya gündemini doğru okuyabilecek bakış açısına sahip olmanın ve bunları aktaracak araçları yetkinlikle kullanmanın kritik önemi haizdir. Sosyal medya mecralarının yaygınlaşması, herkesi sözüm ona ‘haberci’ haline getirmiş olsa da bu işin mesleki formasyon ve ilkeler doğrultusunda yapılmasının önemi yadsınmaz bir gerçektir. Bugün ne yazık ki gazeteciliğin temel kurallarının hiçe sayıldığını ve bu duruma gazetecilerin sessiz kaldığını görüyoruz. Haberin temel ilkelerinin çoğu kez hatırlanmadığını görüyoruz. Teyit mekanizması işletiliyor mu? Maalesef hayır. Rivayet, dedikodu haberciliği türemiş durumda.” dedi.

“Toplumsal değerlere sahip çıkan medya mensuplarının varlığı çok kıymetlidir”

“Haber bağlamında sorulması gereken Ne, Nasıl, Neden, Nerede, Ne Zaman ve Kim soruları soruluyor mu? Yeterince değil.” diyen Altun şunları kaydetti:

“Toplumsal düzeni bozan, kişilik haklarını hedef alan bu kuralsızlığa hem konvansiyonel hem de dijital medya mecralarında karşımıza çıkıyor. Burada maalesef kasıtlı ve sistematik dezenformasyon ve yalan kampanyalarına da şahitlik ediyoruz. Bugün siyasette, medyada dezenformasyon ve yalanla mücadele, ülkemiz ve dünya için en büyük meselelerden biri haline gelmiş durumdadır. Bu mücadele sürecinde mesleki, ahlaki, hukuki, demokratik ve toplumsal değerlere sahip çıkan medya mensuplarının varlığı çok kıymetlidir. Bu noktada haktan, hakikatten ayrılmayan medya mensuplarına teşekkür etmek istiyorum. Genç iletişimcilerin, genç medya mensuplarının da bu ilkelerle donanmalarının geleceğimiz açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum.”

"Haberciliğin, tıklama sayılarına ve okunma sürelerine indirgenmesi de dijitalleşmenin sektöre olumsuz etkilerinden biridir"

Doğru ile yanlışın, gerçek ile yalanın arasındaki çizginin önemini idrak ederek yapılan çalışmaların meslekte saygın bir yer kazandırdığını Türkiye’nin marka değerine de büyük katkı sağlayacağını belirten Altun, “Haberciliğin, tıklama sayılarına ve okunma sürelerine indirgenmesi de dijitalleşmenin sektöre olumsuz etkilerinden biridir. Bu kaygılar güdülerek yapılan habercilikte hakikat yerini asparagas habere, sahte bilgiye bırakabiliyor. Hedef, hakikate hizmet değil, sansasyon üretmek oluyor. Bu olumsuzluklar arasında bize düşen de sorumlu bir medya ortamı inşa ederek basın meslek ve ahlak ilkelerini yeniden ayağa kaldırmak olmalıdır. Yeni nesil iletişimcilerden beklentimiz; dijitalleşmeyi, teknolojik yenilikleri kullanırken popüler olma, siyasi ve ekonomik rant sağlama gibi kaygılardan arınmış olmalarıdır. Gazeteciliği bir meslek olarak gördüğüne inandığım siz genç iletişimcilerin, mesleki donanım ve yetkinlikle varlık göstermeniz son derece hayatidir. Yeni nesil iletişimci denilince akla ilk olarak sosyal medya platformlarını kullanan gazeteciler geliyor. Sizler de aldığınız eğitimlerle bu platformları en doğru şekilde kullanarak hakikati en geniş kitlelere ulaştıracaksınız.” şeklinde konuştu. (İLKHA)