Yaz aylarının gelmesi ile beraber evlilik çağına gelmiş gençleri ve ailelerini düğün telaşı sardı. Özellikle Covid-19 ve küresel maddi krizlerden dolayı düğün masrafları 2-3 katına çıkmış durumda.

Bununla birlikte başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere birçok yerde adet adı altında istenen ev, altın, başlık parası gibi şeyler erkek tarafını zora sokuyor.

İslam toplumu ve ümmet bilincine sahip bireyler olarak düğünlerin, adetlerin, gelenek ve göreneklerin İslam’a uygun olması gerektiğini belirten İmam Hatipliler Derneği (ÖNDER) Van Şube Başkanı Mehmet Emin Akan, İslam’ı getirip de kendi adetlerimize uydurma gibi bir hakkımızın olmadığını, İslam’ın gereği ne ise vahyin gelişinden şimdiye kadar İslam neyi gerektiriyorsa mutlaka buna uydurmamız ve ona göre hareket etmemiz gerektiğini vurguladı.

 

“Maddi sıkıntılardan dolayı evlenemeyen gençlerin günahı anne babaların boynundadır”

Peygamber Efendimizin “Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin.” Hadisini hatırlatan Akan, “Düğünlerimiz de böyle olmalıdır. Buna göre kolaylaştırmak lazım. Çünkü Hazreti Peygamber gençlere evlilik çağına geldiklerinde evlenmelerini ve gözlerini haramdan muhafaza etmelerini öğütlemiştir. Evlenmek, evlilik çağına gelmiş gençlerimizi haramdan uzaklaştırıyor. Bunu da zorlaştırmamak lazımdır. Kız isteme ve kız verme durumunda hem kız tarafı hem de erkek tarafının özellikle son zamanlarda altın ve diğer düğün eşyalarının pahalanmasından dolayı geçimin zor olup olmadığına mutlaka bakması gerekiyor. Eğer gençlerimiz evliliğin önündeki maddi sıkıntılardan dolayı evliliklerini 5-10 sene erteliyorsa bunun da mesuliyeti anne babalardadır. Hem kız isteme hem de verme konusu mutlaka İslam’a uygun olmalıdır. Karşıdaki insanın gücüne göre hareket etmek lazım. Onu muhtaç etmeyecek, zor duruma, borç altında bırakmayacak şekilde düşünmek lazım.” dedi.

“Helal olan düğünü, günahlarla harama çevirmeyelim”

Matem olduğunda insanların üzüldüğünü, ağladığını; düğün olduğunda da sevindiğini, güldüğünü, eğlendiğini ifade eden Akan, “Ama helali harama çevirmeyeceğiz. Düğünlerimize saz ekibi çağırıyoruz. Hem maddi imkânımız yoktur diyoruz hem de 5-10 bin TL verip saz ekibi getiriyoruz. Bu şekilde de helal olan düğünümüzü haramlaştırıyoruz. Nikâhı birbirine düşen iki kişi (halaoğlu halakızı, amcaoğlu amcakızı) kol kola girip ‘bugün bizim neşe günümüzdür’ diyor. O neşe günümüzü harama çeviriyoruz. Kol kola giriyoruz, bu da zinanın bir çeşidi oluyor. Bunlara çok dikkat etmek gerekiyor. Yoksa yine gücümüze göre yemeğimizi vereceğiz, bayan erkek ayrı yerde olmak şartı ile oynayacağız. Arada perde olacak ve birbirlerine sesleri gitmeyecek. Çalgı yerine ilahiler söylenir, salavatlar getirilir. Eskiden bir gelin baba evinden çıkarıldığında üzerinde hem çarşaf hem de ‘Xéli’ dediğimiz örtüler vardı. Gelin çıkarılırken Peygamber Efendimize salavat getirilerek çıkarılırdı. Bunlara çok dikkat etmek gerekiyor.” şeklinde konuştu. (İLKHA)