Etkinlik hakkında düşüncemi bir cümle ile ifade edecek olursam, Danimarka’daki karikatür krizi ile başlayan, daha sonra gelenekleşen ve git gide coğrafyamızı baştanbaşa saran kutlu doğum etkinliklerinden sonra Mustazaf-Der in attığı en önemli adım derim.
Gasp edilen haklarımızın geri alınması hususunda Mustazaf-Der gibi sivil toplum kuruluşlarımız öncülük görevini yerine getirmeli, halkımızın duygu ve isteklerine tercüman olmalıdır. Aynen Diyaribekir’de olduğu gibi.
T.C. nin yaptığı zulümlerin had ve hesabı yoktur. Bunlardan bir kısmı hala günümüze kadar devam etmektedir. Hala yerleri belli olmayan Şex Said ve yarenlerinin kabirleri devam eden zulümlerden sadece birisidir.
İnkâr, ret ve asimilasyon politikalarının sona erdiğinden bahsedenler hala önderlerimizin kabirlerinden korkmakta, halkımızın rehberlerinin kabrine gidip bir Fatiha okumamıza tahammül edememektedirler.
Zamana ihtiyaç var diyenlere, ne zamana kadar sabredeceğiz diye sormak lazım.
Açılım diyenler, kardeşlik ve birlikte yaşamdan bahsedenler, kesinlikle Şex Said ve yarenlerinin itibarını iade etmeli, onlardan ve Kürd halkından özür dilemeli, kitaplara yazılan yalan ve dolanlar kaldırılmalıdır.
Halkımızın yapılan bu etkinliğe teveccühü ise gerçekten takdire değerdir. Diyarbekir halkı cedleri, rehber ve önderleri Şex Said’i mahcup etmemiş, davasına sahip çıktığını göstermiştir..
Diyaribekir suni gündemlere kanmamış Mustazaf-Der`in yaptığı etkinlikle, suni gündemleri elinin tersi ile iterken kendi gündemini de belirlemiştir.
İnanıyorum Mustazaf-Der ve Diyaribekir halkının yaptığı bu etkinlik, bu ülkeyi idare etmek iddiasında bulunanlar, inkâr ve asimilasyon politikalarını sona erdirdik diyenler üzerinde gerekli tesiri yapacak ve onları gerekli adımları atmak hususunda harekete zorlayacaktır.
Şunu da belirtelim ki; bizler haklarımızın takipçisi olmalı ve kesinlikle bize verilenler ile yetinmemeliyiz. Yani gasp edilmiş haklarımızın iadesini gaspçıların olmayan insafına terk etmemeliyiz.
Sivil toplum kuruluşlarımız da bizlere öncülük etmelidir. İhya Der gibi, polis komplolarına maruz kalsalar ve Hizbullah cemaatine üye olmak suçlamasıyla tutuklansalar da bu böyle olmalıdır.
Diyarıbekir’de gördüğümüz bu tablodan sonra inşaallah rehberimiz Şex Said’i düşmanlarına karşı mahcup etmeyeceğiz diyebiliriz.
Hürseda Haber (Kemal Kaplan)