Bugünkü toplantıda Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu'na sunulan gözlemci raporunda Danimarka'daki azınlık gruplarına ve göçmenlere karşı yapılan ayrımcılıklara değinildi.

Raporda bazı siyasi partilerin, Müslümanlar başta olmak üzere göçmen grupları "Danimarka kültürüne tehdit" olarak gören söylemlerinden endişe duyulurken hükümetin Batılılar ve Batılı olmayanları ayrı mahallelere yerleştirmeye yönelik şehirleşme planı eleştirildi.

Hükümetin "paralel toplum" uygulamasının, birçok mahalleye sonradan yerleşen göçmen ailelerin zorla başka yerlere götürülmesine sebep olarak mağduriyet yarattığı kaydedildi.

"Irkçılığa karşı bir ulusal plan hazırlama" çağrısı

Bu tür söylem ve uygulamalarla Danimarka'da Müslüman karşıtı söylemler ile azınlık ve göçmenlere karşı baskıların arttığı vurgulanarak, hükümete "Müslümanlar ve diğer azınlıklara yönelik ayrımcılığı ele almak üzere ırkçılığa karşı bir ulusal plan hazırlama" çağrısı yapıldı.

Müslümanlar ve diğer azınlık gruplarını koruma altına alabilmek için söz konusu plana eğitim, kamu bilinci, karşı söylemlerin desteklenmesi, güvenlik güçleri ile öğretmenlerin eğitimi ve azınlık gruplarının sektörlerde istihdam edilmesi gibi faaliyetlerin dahil edilmesi gerektiğine işaret edildi.

Raporda Danimarka hükümetinin, yabancı karşıtlığı ve ırkçılık yapan kanun dışı kuruluşlar ve siyasi partilere devlet desteğinin kesilmesi için çalışma planı hazırlaması gerektiği vurgulandı.

Danimarka'da Müslüman ve göçmen karşıtlığı

Danimarka'da son 5 yılda göçmen veya göçmen kökenlilerin haklarını kısıtlamaya yönelik 100'ün üzerinde yasa çıkarıldı. Bu kapsamda "dine ve inanca hakaret" yasasını kaldıran hükümet, ülkede Kur'an-ı Kerim'in yakılarak İslam'a ve Müslümanlara hakaret edilmesinin yolunu açtı.

Yasaların çoğu Müslümanları hedef alırken yurt dışından camilere yönelik ekonomik desteği kısıtlayan yasa büyük tepki gördü.

AA