Suriye’deki iç karışıklıktan kaçarak Türkiye’ye sığınan Afganlı kız, parası ve sosyal güvencesi olmadığı gerekçesiyle hastaneden çıkarılınca felç geçirdi. Hastane hastane dolaştırılan ve görme ve duyma yetisini kaybeden küçük muhacir kız, şu an çaresizce ölümü bekliyor.

Afganlı Abdulhaluk Sadat (37) ile Masuma Haşimi (30) çifti, 5 yıl önce ülkelerindeki iç savaş nedeniyle çocuklarıyla birlikte Suriye’ye göç etti. Burada da iç karışıklık çıkınca çift, Türkiye’ye sığındı ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Ofisi tarafından “mülteci” statüsüyle Sivas’a yönlendirildi. Afganlı ailenin 7 yaşındaki kızı Muhaddesa Sadat, 21 Ocak 2013 tarihinde baş ağrısı ve kusma şikayetiyle Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Muayene edilen küçük kızın tedavisinin acilen başlanması gerektiği belirtildi. Beyninde kitle tespit edilen Muhaddesa, belli bir süre burada yatarak tedavi gördü. Sonrasında ise Muhaddesa için ileri tetkik ve tedavi amacıyla Ankara’daki merkezler önerildi.

‘TEDAVİSİ YARIM BIRAKILMAMALI’ RAPORU
Hasta kızlarını Ankara’ya getiren aile ilk önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvurdu ancak işlemleri başlatılmadı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi’nin kapısı çalındı. Kaybedilen bu zaman zarfında Muhaddesa Sadat’ın sol tarafında hareket kısıtlığı gelişti. Muhaddesa’nın 1 Mart’ta Hacettepe’ye girişi yapıldı. “Küçük Yuvarlak Hücreli Malign Tümör” tanısı konulan Sadat için hazırlanan ve Prof. Dr. Ali Varan, Doç. Dr. Güzide Burçak Aydın ile Uzm. Dr. Hilal Susam Şen tarafından imzalanan raporda, “Hasta ebeveyn bakıma ihtiyaç olup, tedavisi ayaktan ve yatarak 1 yıl sürecektir. Düzenli olarak takip ve kontrol edilmesi hayati öneme haizdir” denildi. Bir diğer doktor gözlem formunda “mevcut bulgularla biyopsi yapılması hayati öneme haizdir, beklemek uygun değildir” ifadelerine yer veriliyor.

PARA ALINAMAYACAĞI ANLAŞILINCA ÇIKARDILAR
Fakat bu rapora rağmen Hacettepe Onkoloji Hastanesi yönetimi, birkaç hafta sonra aileden 28 bin lira tedavi ücreti talep etti. Ödenmeyince tedavi durduruldu ve küçük Muhaddesa hastane odasında rehin tutuldu. Masrafların karşılanması için BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, SGK, Ankara ve Sivas Valiliklerine başvuruldu. Suriye’deki zulümden kaçan muhacir aileye hiçbir kurum sahip çıkmayınca paranın ödenmeyeceği anlaşıldı ve acil tedaviye ihtiyacı olan hasta kız kapı dışarı edildi.

ŞİMDİ BUNUN HESABINI KİM VERECEK?
Tedavisi sekteye uğratılan Muhaddesa Sadat, ablası Zöhre Sadat ile anne ve babasıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Varlık Şefkat Evi’ne geri döndü. Baba Abdulhaluk Sadat, kızını hastalığın pençesinden kurtarmak için çırpınırken, şefkat evine sığınan küçük Muhaddesa burada fenalaştı. Acilen Ankara Onkoloji Hastanesi’ne götürüldü. Ancak burası da parası ve sağlık güvencesi olmadığı gerekçesiyle Muhaddesa’yı kabul etmek istemedi. Muhaddesa kaldığı şefkat evine geri gönderildi. Muhaddesa’nın gece yarısı durumu tekrar kötüleşince Ankara Onkoloji Hastanesi, bu sefer muhacir kızı kabul etmek zorunda kaldı. Ancak küçük kıza sadece serum verildi. Kemoterapiye başlanması için yine para talep edildi. Bu esnada hastane hastane dolaştırılan, tedavisi yarım bıraktırılan 10 yaşındaki Afganlı kızın yüzünün sol tarafının felç olduğu anlaşıldı. Sol gözü görme yetisini kaybeden, sol kulağı sağır olan, dilinin sol tarafını ve soldaki dişlerini kullanamayan Muhaddesa, çaresizce ölümü bekliyor. Şu an Ankara Onkoloji Hastanesi’nde bekletilen Muhaddesa Sadat’ın kemoterapi tedavisine ödenek olmadığı gerekçesiyle başlanılmıyor. Oysa Başbakanlık genelgesinde yurtdışından gelen ve durumu acil olan hastalara tedavi konusunda zorluk çıkarılmaması isteniyor.

“VİCDAN YOK, DERTLERİ PARA”
Konuyla ilgili Akit’e konuşan baba Abdulhaluk Sadat, hastane ve diğer kurumların kendilerine uyguladığı muameleye tepki göstererek, “Diyecek bir şey bulamıyorum. Onları Allah’a havale ediyorum” dedi. Anne Masuma Haşimi ise kızının tedavisi yarım bırakıldığı için uzuvlarını kaybettiğini belirterek, “Çocuğumu bu halde görmek bana zor geliyor. Sadece bizden para istiyorlar. Vicdan yok bunlarda. Çocuğum bu hale geldi. Bu çocuk benim değil de onların olsaydı aynı muameleyi yaparlar mıydı? Kendileri gördüler ne halde olduğumuzu. İnsanlık ölmüş. ‘Para para’ deyip duruyorlar. İnsan para hatırı için değil Allah’ın, ahiret gününün hatırı için yardım eder” ifadelerini kullandı.

YENİ AKİT