Euronews'e konuşan, Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı Evrim Kırmızıtaş Başaran'a göre henüz taslak aşamasında olan  kriterlerin sahada uygulanması güç.

''Bir taşınmazın fiyatının belirlenmesinde o kadar çok kriter var ki o nedenle düzenlemenin ucu açık kalmamalı. Bu işin takibi oldukça zor olduğundan bana göre sahada uygulanması çok güç. Hollanda'daki puanlama sistemi çok güzel fakat ülkemizde rayiç bedeli ya da tavan fiyatı belirlemek gerçekten zor.''

Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı Başaran, sadece çok fahiş fiyatların olduğu ilçelerde bu uygulamanın yapılabileceği görüşünde.


Ama düzenleme ile belirli ilçelerde tavan fiyat uygulamasına gidilse piyasada ne kadar kontrol sağlanır bilinmiyor.

''Sadece çok fahiş fiyatların olduğu belirli ilçelerde tavan fiyat uygulaması yapılabilir. Baktığınızda 3+1 dair için 50 bin TL isteniyor. Böyle bir rakam olamaz. Ama öyle bir noktaya gelindi ki şu anda rakamlar havada uçuşuyor ve mal sahipleri fiyatları sürekli yükseğe çektiğinden dolayı bir yerde tutmak zorlaşıyor. Belirli ilçelere bile uygulansa bu düzenlemeyle ne kadar kontrol sağlanır bilinmiyor. Serbest piyasa düzenlemesine göre kimseyi kısıtlayamazsınız. Şu aşamada bu mümkün değil.''

Bu düzenlemenin geçmişe yönelik kira kontratları için bir yaptırım sağlamadığını ifade eden Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı Evrim Kırmızıtaş Başaran, kendilerine bu konuda çok fazla soru geldiğini belirtiyor.

''Bu konu dar ve orta gelirli aileleri inanılmaz etkiliyor. İlgili bakanlıkların yürüttüğü çalışmanın on gün içinde Meclis’e gelmesi bekleniyor. Ama şimdiye kadar gelinen aşamada, çalışmaların hep askıda olduğu görülüyor. Yani bu sorunla ilgili nasıl bir mekanizma işletilecek, askıda görünüyor. Belki satış sırasında konulan rayiç bedeli uygulaması getirilebilir. Nasıl evimizi satarken belediyeden bir rayiç bedeli almak zorundaysak, kiralarla ilgili de o bölgeye ait kira tespiti yapılır. Öbür türlü mal sahibini tutmak kolay değil.''

Yine döviz artışı ve enflasyon oranı ile birlikte sadece kiracılar değil, pek çok mal sahibinin de mağdur olduğuna dikkat çekiyor Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı Başaran

''Enflasyon oranı yüzde 70’lerdeyken bir çok mal sahibi için de kira zamları tatmin edici olmuyor. O nedenle her ne kadar enflasyon yüzde 70 olsa da yapılan zamlar yüzde 100’ün üzerinde. Hal böyle olunca mal sahibi de mağdur gözüküyor. Diğer taraftan da kiracı yasal artırımı yapmak zorunda. Normalde iki yıl öncesinde artış yüzde 10’lardayken şimdi yüzde 40’a çıkmış durumda. Gerçekten sıradışı bir şey yaşanıyor. Diğer taraftan da doları durduramıyoruz, ülkemizdeki enflasyon ortada. Paramızın değer kaybetmesiyle birlikte ortaya çıkan durum bunlar.''


Düzenlemede arabuluculuk sistemi de gündemde. Euronews'in sorularını yanıtlayan Başaran, mahkeme ya da arabulucu ile sorunu halletme aşamasına gelmeden çözümün sağlanması kanaatinde.

Avukat Devrim Nur Kayabalı ise arabuluculuk sistemi ile kiracı ile mal sahibi arasındaki sürecin daha kolay ve sorunsuz ilerleyebileceği görüşünde.

''Kira ve gayrimenkul son dönemde en çok tartışılan konu. Mal sahiplerinin derdi şu; döviz arttı, devalüasyon oldu, yatırım amaçlı alınan yerlerden zarar ediyorlar. O nedenle dertleri kira bedelinde artışa gitmek ya da kiracısını çıkarıp daha yüksek fiyata malını vermek. O yüzden bence kiracı ve mal sahibi arasında böyle bir ihtilafın yaşanması iyi olur. İhtilafla arabulucuya gittiğinizde, arabulucu belli yeterlilikleri olan kişilerden seçildiği için bu tip konularda yorumda bulunur. Yani insanlar mahkemeye gitmeden bu işin doğrusunu öğrendiğinde süreç daha kolay olabilir. Bir de şöyle bir durum var arabulucu kararları mahkeme kararları ile aynı resmiyette. O yüzden bir kere bu ihtilafla ilgili karar verildiğinde kimse kimseyi bu kadar bunaltıp taciz edemez. Bence yararlı olur.''

Euronews'e konuşan Avukat Devrim Nur Kayabalı, düzenleme için her ne kadar Hollanda örneği dikkate alınsa da, Türkiye'deki yasaların bu düzenlemelere el vermediğini düşüncesinde.

O nedenle kökten bir değişikliğe gitmek gerektiğini söylüyor.

Ayrıca bölgesel olarak tavan artışını takip etmenin zor olduğunu dile getiren Avukat Devrim Nur Kayabalı, araştırmayı yapacak ve sahayı denetleyecek 'denetleyici kurumlar' oluşturulması gerektiğinin altını çiziyor.

''İzmir, İstanbul ve Ankara gibi illerden başlayarak kira artışlarına bölgesel bazlı bir oran koyacaklarını söylüyorlar. Fakat bunun için ilk olarak denetleyici kurumlar oluşturulmalı. Yani bölgesel olarak bir araştırmaya girildiğinde bu araştırmayı kim yapacak? Önce bu belirlenmeli. İkincisi yanyana aynı semtte, aynı sitede ve aynı metrekarede olan iki evi baz alalım ama biri kuzeye biri güneye baksın. E o zaman fiyatlar değişecek. Yani taşınmazlardaki çok küçük ayrıntılar da etkili olduğu için tek tek dairelere girip bütün illerde bunu yapmak çok mantıklı gelmiyor. Bir diğer mesele yabancıların burada mülk edinebilmesi. Onları ülkeye getirip ben bu kadar oranın ya da kira oranının üzerine çıkartamıyorum dediğinizde o zaman yabancı yatırımcının da ayağını kesmiş olursunuz. Bu da ülkesel anlamda bir risktir.''