Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve Türkiye’nin İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, sosyal medya hesabından söz konusu ithalatın çöp değil, geri dönüştürülebilir atık olduğunu belirterek, “İthal edilenler çöp değil, sanayinin hammadesi. Demir çelik sanayisinin getirip eritip yeni ürün ürettiği hammadde. Kağıt ise kartona dönüşüyor. Karışık çöp gelmesi mümkün değil” dedi.
Türk Plastik Sanayicileri Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu da, Eurostat’ın verilerinin elma ve armutların toplamından oluştuğunu, demir çelik hurdalarıyla kağıt, plastik, cam atıklarının toplamını içerdiğini belirterek, 14.7 milyon tonun içinde hem demir hurdasının hem de plastik, cam ve kağıt atıkların bulunduğunu söyledi.
Eroğlu, buna karşı Avrupa’nın 2020 yılında 17 milyon ton atık ithalatı yaparken 2021 yılında bu rakamın yüzde 17.5 artışla 20 milyon tona çıktığını ve artış trendinin devam ettiğini vurguladı.
Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk demir çelik sektörü ithal hurdayı alıp eritiyor ve ark ocaklarında inşaat demiri başta olmak üzere birçok alanda kullanıyor. Bizler plastik sanayi olarak mamüllerimizi atık plastikten üretiyoruz. Çünkü artık AB başta olmak üzere tüm dünya döngüsel yeşil ekonomiye geçti ve tüketici de atıktan mamülü tercih eder oldu. Atık ithal yanlış olsa kendileri etmezlerdi. En büyük ithalatçılar arasında Avrupa var. Niye? Mesela Zara, bana ihracat yapacağın zaman ipliğinin yüzde 30’u geri dönüşüm olsun, diyor. Renault arabalarında yüzde 20-30’unu atık plastikten istiyor. Arçelik ürettiğim makinanın tambunu pet şişelerden, diye reklam yapıyor. Dünya böyle bir noktadayken Avrupalı plastikçiler, atıklar ülkelerinden gitmesin, diye lobi yapıyor. Avrupa Komisyonu Türkiye’ye ihracatı yasaklansın istiyor. Avrupa Birliği, dünyaya ihraç ettiği atığın yüzde 60’ı kadarını başka ülkelerden ithal ediyor, çöp olsa ithalat yapmazlar.”
HÜRRİYET