Van'ın Bahçesaray ilçesine bağlı Cevizbelen (Kisur) Mahallesi'nde yaşayan Ali Yaba, 22 yaşlarında iken şimşir ağacından yapmaya başladığı satranç taşlarını yaşadığı köyünde yapmaya devam ediyor.

Birçok kişinin kendisi ile tanışmak ve icra ettiği zanaatı görmek için kilometrelerce yol katettiği Yaba, yaptığı işi gelecek nesillere aktarmak istese de yetiştirecek çırak bulamıyor. Yaba'nın tek isteği yarım asırdır devam ettirdiği mesleğin kaybolmamasıdır.

"Eskiden bu işin geliri çok iyiydi"

 

Eskiden köylerinde yaşayan insanların çoğunun satranç taşı yaptığını ve bu şekilde iyi bir gelir elde ettiğini belirten Yaba, "Ben de merak ettim ve bir gün amcama satranç taşı yapacağımı söyledim. O da bana yapamayacağımı söyledi. Amcam satranç taşı yaptığı tezgâhının başına beni oturttu ve bana yapmamı söyledi. Ben de yapmaya başladım. Ondan sonra amcam bu işi becerebileceğimi, o yeteneğin bende olduğunu söyledi. Ben o zaman 22 yaşlarındaydım." dedi.

"Satranç taşı yaptığım bu tezgâh bekli dünyada kalmamıştır"

Yaba, "O zamanlar bu tezgâhtan köyde hemen hemen bütün evlerde vardı ancak herkes satranç taşı yapmıyordu. Ben de bu tezgâhı gidip komşu köyden gizlice aldım getirdim. Ben bu şekilde devam ettim. Bu işi yapan yaşlılar vefat etti yeni gelen gençler de bu işi yapmak istemediler. O gençlerin çoğu köyün dışına gitti ama ben gitmedim. Ben bu işi yapmaya devam ettim. Şu an üzerinde çalıştığım bu tezgâh değil belki dünyada kalmamıştır. Bu hatıranın Bahçesaray'da yok olmaması için günümüze kadar devam ettirdim. Şu an çeşitli yerlerden gelip çok iyi fiyattan yaptığım bu taşları benden alıyorlar." ifadelerini kullandı.

"Bu mesleğin ölmesini istemiyorum ama gençler öğrenmek istemiyor"

Ali Yaba

Halk eğitim merkezi ve Kaymakamlık tarafından kendisine bu zanaatı gençlere öğretmek için ricada bulunulduğunu hatırlatan Yaba, şunları söyledi:

"Bu zanaatı bilen birkaç genç olsun diye bana böyle bir şey söylendi ancak gençler gelip bu işi öğrenmek istemiyorlar. Hâlbuki bu meslek başkasının yanında çalışmaktan hem daha iyidir hem de daha karlıdır. Biraz zahmeti de var elbette. Ben bu mesleğin bitmesini istemiyorum.

Eskiden Bahçesaray yolu aylarca kapalı kalırdı. Ondan dolayı da herkes kendince bir şeyler yapıp satıyor ve evinin geçimini onunla yapıyordu. Ben bu zanaatın bitmesini istemiyorum. Keşke birileri olsa da öğretsem ama kimse öğrenmek istemiyor." (İLKHA)