Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, öğrenilmiş çaresizlik sendromuna ilişkin değerlendirmede bulundu.
Taşkın, "kazanılmış başarısızlık sendromu" da denilen öğrenilmiş çaresizlik sendromunu, "Organizmanın göstermiş olduğu tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inanç ile gelen bir ruh hâli durumu" olarak tanımladı.
Kişi, başarma isteğini kaybediyor
Kazanılmış başarısızlığın, insanlarda zamanla oluşan başarısızlıklar karşısında kişinin bir şeyleri başarma isteğini günden güne kaybetmesine sebep olduğunu belirten Taşkın, bunun artık bazı konularda veya genel olarak başarısız olacağına dair bir inanç geliştirmesi ile kendini gösterdiğini söyledi.
Kişiye çaresiz hissettiriyor
Taşkın, "Bir başka deyişle, istenmeyen sonuçların istenilen sonuçlara dönüştürülme ya da sonuçsuz kalan durumların bir sonuca ulaştırılma ihtimali varken bireylerin tamamen çaresiz hissetmeleri öğrenilmiş çaresizlik sendromudur. Belirli bir çözüm yolu bulunan durumlar için yine de çaresiz hissedilmesine yol açan bu sendrom, anksiyete bozukluğuna ve depresyona da sebep olabilmektedir." uyarısında bulundu.
Çaresiz ve zor durumda olma hali genellenir
Öğrenilmiş çaresizlik sendomunun, bir kişinin tekrar eden stresli durumlar yaşaması sonucunda ortaya çıktığını kaydeden Taşkın, "Öğrenilmiş çaresizlik durumunun pekiştiği bireyler, bu stresli durumları değiştirme ihtimalinin olduğu zamanlarda bile aksine inanırlar. Çaresiz ve zor durumda olma halini genelleyip motivasyon kaybına uğrar ve harekete geçmek bile istemezler. Yetişkinlerde öğrenilmiş çaresizlik, kişinin zor durumlar karşısında tepkisiz kalmasına neden olur." dedi.
Zihinde sürekli kötü durumla karşılaşma ihtimali tutulur
Öğrenilmiş çaresizlik sendromunda bu kişilerin genelde kötü durumlarla karşılaşacaklarına dair inançlarının yüksek olduğunu kaydeden Taşkın, şunları söyledi:
"Sürekli olarak kötü durumlarla karşılaşma ihtimalini zihinlerinde tutarlar. Potansiyel bir çözümü olsa bile bu kötü ve stresli durumları yönetmekte başarısız olacaklarını düşündükleri için hakikaten de başarısız olurlar. Mesela bir bağımlılık hastası, maddeyi birkaç kez bırakmaya çalıştıktan sonra bu girişimlerinde başarısız olması hiçbir zaman uyuşturucu madde kullanımını bırakamayacağı inancı geliştirmesine neden olur bu da yetişkinlikte öğrenilmiş çaresizliğe örnek olarak verilebilir. Ardından artık bırakma girişiminde bile bulunmak istemeyecektir. Hatta pek çok kez ‘Çok doktora gittiğim halde bırakamadım’ gibi söylemler duyulmuştur. Burada psikolojik savunmalar devreye giriyor ve zaten kişi bırakmak istemiyor. Tabii ki bu durum kişi farkında olmadan gerçekleşiyor."
Bu belirtilere dikkat!
Öğrenilmiş çaresizlik sendromunun belirtilerine de değinen Taşkın, "İnsanların yaşam heveslerini kaybederek sadece sorumluluklarını yerini getirmeye başlamaları önemli belirtiler arasında yer almaktadır. Ayrıca hafızada zayıflamaya sebep olan bu sendrom, özgüven eksikliğiyle de kendini belli etmektedir. Bunların yanı sıra insanların fiziksel ve psikolojik olarak her türlü acıyı kabullenmeye başlamaları da bu sendromun belirtileri arasında yer almaktadır." dedi.
Özgenur Taşkın, bu belirtilerden herhangi birinin kişide bulunması halinde bir uzmana danışılması gerektiğini söyledi. (İLKHA)