28 Şubat döneminde Kur`an kurslarına getirilen yaş sınırlamasını eleştiren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez "Bu yasak ma`şeri vicdana sığmıyor. Kurslara başvuran öğrencileri geri çeviremeyiz" dedi. Yasağın hukuka aykırı olduğunu tespit etmek için hukukçu olmaya gerek olmadığını belirten Başkan Görmez bu konuda yeni hükümetten beklentilerini dile getirdi.

Dün akşam TRT Haber`de canlı olarak yayınlanan özel röportajda konuyu yeniden hatırlatan Görmez, "Bu yasak ma`şeri vicdanda kabul görmemiştir. Bu yasağın hukuka aykırı olduğunu tespit edebilmek için hukukçu olmaya gerek yok. Anayasanın 24. Maddesini hangi vatandaşımız okusa bu yasağın hiç bir anlamı olmadığı ortaya çıkar. Biz en kısa zamanda bu konuda bir düzenleme yapılacağını ümit ediyoruz. Başkanlık olarak zor durumdayız. Annesi-babası 10 yaşında çocuğunu bize getiriyor. Bir din görevlisi `Çocuğunuzu alamayız` diye nasıl söylesin? Arkadaşlarımız şunu yapıyorlar açık söyleyeyim: Gelen çocuklarımızı resmi olarak kursa kaydını yaptırmıyoruz ancak biz hoca olarak cemaatimize niye geldin diye de soramayız. Camiye giremezsin diyemeyiz." diye konuştu.

Çocuklar misafirimiz, kimseyi geri çevirmeyeceğiz

TRT Haber`den Ertan Ömeroğlu`nun sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, camilerdeki Kur`an kurslarına yönelik talebe dikkat çekerek, "Kur`an kurslarına gelen çocuklarımızı resmi kursiyer olarak kaydedemeyiz ancak misafir olarak başımızın üstünde yerleri var. Hiç bir görevlimiz anne ve babasından izin alıp gelen hiçbir çocuğu geri çevirmeyecektir." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığı`nın ülkenin manevi hayatına hizmet sadedinde en önemli görevlerinden birinin de Kur`an kurslarını düzenlemek olduğunun hatırlatan Görmez bu konuda özellikle Anayasa`nın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. Maddesine vurgu yaptı.

"Anayasanın 24. Maddesinde din eğitimi yetişkinlerin kendi arzularına küçüklerin de kanuni temsilcilerinin taleplerine bırakılmıştır" dendiğini kaydeden Görmez, "24. Maddenin son fıkrasının tek uygulaması Başkanlığımızca yapılan Kur`an kurslarıdır. Son yıllarda Kur`an kurslarını akademik ve pedagojik bir zeminde yeniden ele alarak eğiticilerimizi eğittik ve bütün müfredatı gözden geçirdik. Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda çok ciddi mesafe aldı." diye konuştu.

Kur`an kurslarına getirilen yaş sınırlamasının kaldırılması için gerekli tekliflerinin hazır olduğunu ve konunun yeni hükümete götürecekleri en önemli taleplerden biri olduğunu belirten Görmez, "Bu öneri tahakkuk edinceye kadar çocuklarımızı resmi kursiyer olarak kaydetmeyiz ama camiye gelen bir cemaatin yaşını da sormayız. Gelen hiçbir çocuğu da `biz sizi kabul edemeyiz` diyerek onları gözyaşları içinde evlerine gönderemeyiz. Bir camii görevlisinin karşı karşıya kalabileceği en zor durumlardan biridir bu..." diye konuştu.

Merkezi vaaz sistemi topluma zarar verdi

TRT Haber`in sorularını yanıtlayan Görmez, hafta başında Bursa`da yaptığı bir konuşmada kullandığı "Kablolarını keseceğim" cümlesine de açıklık getirdi. Görmez bunun mecazi bir söylem olduğunu ve halktan gelen talepler sonucunda merkezi vaizlik sistemini bitirmeyi düşündüklerini kaydetti.

`Camii cemaatini metalik kutulardan gelen sese mahkum etmenin 100 bin personeli olan Diyanet İşleri Başkanlığı`na yakışmadığını ve konunun her kesime zararı olduğunu` tespit ettiklerini dile getiren Görmez, bu uygulamanın din görevlilerini de kürsüden mahrum ettiğini ve Diyanet personeline büyük zarar verdiğini belirtti.

Prof. Dr. Görmez, camii cemaatinin yüzde 96`sının merkezi vaazdan şikayetçi olduğunu ve gelen talep sonucunda din görevlilerine yönelik bir eğitim seferberliği başlatarak merkezi vaaz sistemini 2011 sonuna kadar kaldırmayı planladıklarını belirtti.

Hac`daki birikme 4 yılda bitecek

Geçtiğimiz yıl hac ibadeti için başvuran kişi sayısının 930 bin civarında olduğunu ancak Türkiye`ye ayrılan kontenjanın 74 bin olduğuna dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "1 milyona yaklaşan müracaat nedeni ile katsayılı kura sistemi uyguluyoruz. Örneğin 5 kez başvuran bir kişi 25 kez, 4 kez başvuranlar 16 kez kuraya girecek. Hacca gideceklerin yüzde 90`ını birden çok başvuru yapanlar içinden seçiyoruz. İran ve Malezya bu işi sıraya koydu ancak bu işten pişman olduklarını bize ifade ediyorlar. Sıra sisteminden vazgeçtik. Sıra sistemine göre bugün başvuran bir hacı adayına ancak 16-17 yıl sonra sıra gelecekti. Bu durumda vatandaşımız hacdan vazgeçecekti. Katsayılı kur`a sistemi ile birden çok müracaat eden kardeşlerimizi 4 yıl içinde eritmeyi planlıyoruz. Buna rağmen gözyaşı ile bizi arayan pek çok insanımız var bunları götüremediğimiz için Diyanet İşleri Başkanı olarak ben de üzülüyorum." dedi.

Cezaevlerine vaiz gönderilecek

Dini hayat ve din eğitimi ile ilgili olarak cezaevlerinden kendilerine yönelik yoğun bir talep olduğunu kaydeden Görmez, bu ihtiyacı karşılamak için çaba gösterdiklerini ve cezaevlerinden kendilerine gelen tüm kitap taleplerini karşılamaya çalıştıklarını belirtti.

Cezaevi vaizlik sisteminde Türkiye`nin geç kaldığını üzülerek tespit ettiğini ancak son dönemde Adalet Bakanlığı ile yeni bir protokol imzaladıklarına dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Cezaevi vaizliği konusunda biraz gecikmişiz. Batılı ülkelerde dini kurumlar cezaevinde çok aktifler. Örneğin ABD`de bir tek mahkum istese bile cezaevleri bunlara dini bir rehber tahsis ediyor. Kiliseler bu konuda çok ileride. Biz ilahiyat fakülteleri ve Diyanet olarak geciktiğimizin farkındayız. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz cezaevi vaizlerini önemli eğitimlerden geçirdi. Şu an 100`e yakın cezaevi vaizi arkadaşımız var ama bu az..." diye konuştu.

Yeni anayasa çalışmalarında "onarıcı adalet sistemi" bünyesinde din hizmetlerine de yer verilmesi gerektiğini kaydeden Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak cezaevlerindeki ihtiyacı karşılamak için bütün gayretleri ile çalıştıklarını ifade etti.

Fahri Kur`an kursu hocaları

TRT Haber`in yayını esnasında Diyanet İşleri personelinden gelen mailleri de yanıtlayan Görmez, fahri Kur`an kursu hocalarının taleplerini de yeni hükümete arz edeceklerini kaydederek, "Bu arkadaşlarımızdan haberdarım. Her birisi Anadolu`nun ücra köşelerinde bir yandan okuma-yazma bir yandan Kur`an öğretiyorlar. Nasıl emek verdiklerini yakinen biliyorum. Başkanlık olarak onlara minnettarız. Bu kişiler içinde sözleşmeli veya 4/b`ye aldığımız bazı kimseler de vardı. Sözleşme yapamadığımız kardeşlerimizi unutmadığımızı ve yakında bir takım çalışmalar ile onları kazanmak için de bir çaba içinde olduğumuzu belirtmek isterim." diye konuştu. `Bu personel için bir müjde söz konusu mu?` şeklindeki soruya ise, "Hükümete arz edilmek üzere taleplerimizi biriktirdik, tüm bunlar içinde 4b`nin de gerçekleşeceğini ümit ediyorum." diye yanıt verdi.