Kayseri’nin Talas ilçesinde bulunan tarihi Harman Mahallesi Meydanı'na kurulan ahşap kamelyalarda kendi el emekleri ile ürettikleri ürünleri her ayın birinci ve üçüncü pazarı satan kadınlar, pastadan, keke, el örgüsü çantalardan, bez bebeklere kadar pek çok ürünü satarak ev bütçelerine katkıda bulunuyorlar.

Evli ve iki çocuk annesi olan Ayşe Zehra Çetinkaya, el sanatları uğraşlarını geliştirerek, ürettikleri çinileri pazarda satmaya karar verdiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Eskiden beri çok sevdiğim, kendimi alamadığım el sanatları ve çiniyle ilgili eğitimler aldım, hâlâ da almaya devam ediyorum. Eşimin mesleğinden dolayı geziyorduk. Her gittiğimiz yerde böyle sanatlara ilgim vardı, alırdım; Kayseri’ye taşındık, Kayseri’ye taşındıktan sonra bir şeyler boyamak istedim. Araştırdım’ boyamak istiyorum ama ne yapayım? Resim mi yapayım acaba?’ diye düşündüm. Sonra Kaymek’in böyle bir imkanının olduğunu gördüm, kayıt oldum ve sonra başladım. İlk başlarda acemiliğimiz vardı, yapabilir miyim, yapamaz mıyız? diyerek çok küçük şeylerle başladık, sonra ilerlettim; yıllardır da tutkum oldu, artık bırakamıyorum, devam ediyorum. “

 

“Psikolojik olarak hiçbir şey bırakmayan bir uğraş”

Çetinkaya, “Ben ilk defa pazar açıyorum, bugün ilk günüm, ilk defa ‘ben artık bu çiniden para kazanabilir miyim?’ dedim. Çünkü herkes el işimi çok beğendi. ‘Bunları satmalısın’ diye çok teşvik edildim. İlk defa bir stant açtım ben burada. Ben belki para kazanırım, kazanmam ama kendim için hayatta yaptığım en büyük iyilik. Ben çok sıkıntılı olduğum zamanlarda, fırçaları elime aldığım zaman inanın her şeyi unutuyorum. Bir de şöyle bir şey söyleyeyim, televizyon bile izlemem, yani gündüz kuşakları, programlar, televizyonu açmıyorum. Çünkü eğer elimde bir iş varsa o beni o kadar oyalıyor ki boş vakit olmuyor. Bu uğraş insanı gerçekten donanımlı yapan, kafasını boşaltan, psikolojik olarak hiçbir şey bırakmayan bir uğraş. Herkes, içinde hevesleri varsa bu tür şeyleri değerlendirsinler. Çok güzel bir şey.” şeklinde konuştu.

AMİGURUMi tekniğiyle oyuncak bebekler ören Ayşegül Bozkürk, örgü örmeyi sevdiğini ve bu sevgisini ileriye taşıyarak el emeğiyle yaptıkları oyuncakları “Hamaratlı Eller Kadın Üretici Pazarı”nda sergilemeye karar verdiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Yıllardır AMİGURUMİ oyuncaklar yapıyorum. Talas üretici pazarında da bu oyuncaklarımızı sergileyerek gelen misafirlerimize sunuyoruz. Örgü örmeyi seven biriyim, zamanla bu aşamaya geldim. Sonra oyuncak bebekler denedim. Bu AMİGURUMİ Japon tekniğiyle örülen, tariflerle yapılan, içi boncuk elyaf, gözleri kilitli gözdür. Çocuklar için sağlıklı, uzun ömürlü, yıkanabiliyor; bundan dolayı annelerin daha çok tercih ettikleri bir oyuncak. Genelde örgü örmeyi seven insanlar her şeyi örebiliyor. Ama bu oyuncakların yüz şekillendirmesi var, dikme olayı var, yani orantılı dikilmesi gerekiyor. Örmek kolaydır, ama bunların kollarını, ayaklarını, yüzünü, gözlerini, burnunu orantılı bir şekilde vermek zor. Model aynı da olsa hiçbir bebek birbirine benzemez, şekillendirmeler farklıdır, saç şekilleri farklıdır. Çocuklar bu oyuncakları çok seviyorlar, talep te var ama el emeği olduğu için, haliyle piyasanın fiyatlarında artışlar var. Bundan dolayı oyuncaklarımızın fiyatları ürünlere göre değişiyor. Genelde plastik oyuncaklar petrol atıklarından yapılıyor, bu plastik oyuncakları çocuklar ağızlarına katabiliyorlar, emebiliyorlar, bundan dolayı sağlıklı da değiller. Ama bizim el emeğiyle ürettiğimiz oyuncaklar yıkanabiliyorlar. Yıkandıklarında renkleri de değişmiyor; çocuklarına değil, torunlarına kadar bu oyuncaklar kalabiliyor. Eskiler kazak örerlerdi, yıllarca kalırdı.” dedi. (İLKHA)