Devletin suç işlediğinden, yargısız infazlardan, cinayetlerden söz ediyor. 2002’de “Çete diye bir şey yoktur” diyordu; ama şimdi resmi görevle çetecilik yaptıklarını itiraf ediyor.

Öcalan’a saygı duyduğunu söylüyor mesela. Ve daha neler…

“Adam bağırıyor yıllardır İmralı’da. Ben de buradan bağırıyorum şu anda. Öcalan’a saygı duyuyorum. Ben onun liderlik vasfına saygı duydum. Kan dursun istiyor. Öcalan şimdiye kadar Türk bayrağına, Türk halkına saygısızlık ettirmedi. Ben iki Abdullah sevdim bu hayatta. Biri Abdullah Öcalan, diğeri Abdullah Çatlı. Bunlar lider vasıflı insanlardı. Ne olur bu ülkeye yardım etsin Kürtler. Abdullah Öcalan’a sesleniyorum: Türkiye’ye sahip çık, yardım et.”

2005’te Bursa’da bir bar kavgasında öldürülen özel harekatçı Oğuz Yorulmaz’ın annesi oğlunun cenaze töreninde “Ben oğlumu memur verdim, çete yaptılar. Oğluma sahip çıkmadılar. Mehmet Ağar, Tansu Çiller şimdi konuşsun” diye tepki göstermişti. Nuran Yorulmaz, oğlunun arkadaşları ile birlikte 93 kişinin öldürülmesinden sorumlu olduğunu söylemişti.

Oğuz Yorulmaz da Ayhan Çarkın’la beraber Çatlı’nın ekibindendi.

Yani bu ekibin neler yaptığı, nelere bulaştığı artık herkes tarafından bilinen bir şey. Öyleyse Çarkın neden piyasaya çıkıp konuşma gereği duydu?

Tamam Çatlı ile Öcalan “Abdullah” isminin dışında başka ortak özelliklere de sahiptiler. Mesela ikisi de çok sayıda infaz emrini verdi.

Ama Çatlı aynı zamanda devletin en derininde bulunuyordu.

Hem Pkk’ye yakın mafyanın tasfiyesinde (Behcet Cantürk ve Savaş Buldan) hem de iç temizlikte (Ersever ve ekibi) görev aldı.

Çarkın, Öcalan ve Çatlı’yı beraber anıyor. Ortada yeni bir Ergenekon projesi mi var? Hükümeti Pkk ile masaya oturmaya zorlayıp sonra da bunu tasfiye amaçlı olarak kullanmayı düşünen bir proje mi var?

Bir komplo teorisi de ben söyleyeyim:

Adam eski özel harekatçı. Belki de şimdi söyledikleri yeni görevi icabıdır.

Hüseyin Kaya / Doğruhaber