Haber Yorum – Faruk Kuzu

1859 yılında kurulmuş olan; Türkiye’de, siyaset bilimi ve iktisadın birçok alanında yükseköğrenim sağlayan en köklü kurum.

Mezunları kamu kurumlarının yanında bankalar ve özel şirketlerde en üst makamlarda iş imkânı bulmuş; Mülkiyeliler arasında çok sayıda başbakan, bakan, milletvekili, büyükelçi, vali, gazeteci ve iktisatçı olmak üzere Türkiye için nice siyasetçi çıkmış...
Buraya kadarki olay ‘Bir başarı hikayesi’ sayılabilir.

Okulda ‘İnek’ lakabı genelde çok çalışkan ve asosyal öğrenciler için kullanılır.

Mülkiye’deki inekler deyince akıllara herhalde ÇALIŞKAN ÖĞRENCİLER gelmiştir.

Ama öyle değil maalesef.

Anfilerinde DEVRİM şarkılarının seslendirildiği, devrim planlarının yapıldığı Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin İslam karşıtlığı da ne yazık ki dillere destan bir hadise.

Osmanlı’nın son dönemlerinde ‘Batı Marjinli’ devlet adamı yetiştirmek için kurulan Mülkiye zamanla yetiştirdiği siyasetçilerle ülke yönetimine yine Batı'lı bir renk vermiştir.
Meşhur Mülkiye, şimdilerde öğrencilerinin bir gelenek haline getirdiği İslam'a hakaret içerikli “Kutsal İnek Bayramı” isimli sözde etkinlikle anılıyor.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki Müslüman öğrenciler, okulda gelenek haline getirilen 'cübbe ve sarık giyilerek İslami değerlerin alaya alındığı' “İnek Bayramı" adlı etkinliğin yapıldığı salona gelerek, etkinliğin yapılmasına tepki gösterdi. 

İslami değerleri alaya alarak "dua" ediyormuş gibi yapan, Müslümanların değerlerine açıkça hakaret eden İslam düşmanı şahıslar hakkında işlem başlatılmaması da ayrı bir konu

İslam karşıtlığı ve İslami değerleri aşağılamayı esas alan “İnek Bayramı” isimli hadsiz gösteriyi her yıl düzenleyip Müslümanların inançlarıyla alay eden Mülkiyelilere bu yıl Müslüman öğrenciler müdahale ederek keyiflerini kursaklarında bırakmış oldu.

Ancak bu meselenin geçici bir müdahale ile yine geçici olarak durmuş olması sadece bu yıllık bir mesele.

Mülkiye’deki bu zihniyet, bu eğitim müfredatı ve bu potansiyel oldukça İnek Bayramı’nı bu yıl askıya alanlar yarın illaki başka bir bahane ile Müslümanların değerlerine sataşmanın yolunu bulacaklardır.

%99’u Müslüman olduğu söylenen bir ülkede sadece bir şahıs için “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun veya 5816 sayılı kanun...” şeklinde bir yasa 1951’den beridir yürürlükte iken, bunca Müslümanın en temel dini değerlerini adam gibi koruma altına alacak bir yasanın olmayışı bu ülkede hala İTTİHAD VE TERAKKİ ZİHNİYETİ’NİN HAKİM OLDUĞUNU GÖSTERMİYOR MU?

Asıl soru şu;

Bu ülkenin ÇAĞ DIŞI BU ZİHNİYETTEN KURTULMASININ VAKTİ GELMEDİ Mİ?