Hüseyin Kaya / Analiz / doğruhaber

Alkol lobisi her yerden saldırıya geçti. Siyaset, ticaret ve sanat cenahlarından taarruzlara giriştiler.

Hepsi de çok öfkeliler.

Yazar Ayşe Kulin de “alkol düzenlemelerinden” dolayı iyice gerilmiş.

Toplumu alkol konusunda bir sınava tabi tutmuş ve kendisi de gözetmenlik görevini üstlenmiş.

Şeriat kâbusları görmeye başlamış ve sonunda zembereği boşaltmaya karar vermiş.

Topluma, ahlaka, siyasete ayar vermiş de bunu yeterli görmemiş ve dine el atmış.

Bakın neler söylüyor:

“Kendin gibi olmayana hoşgörü göstermek zorundasın. Bu konuda toplum olarak bir imtihan veriyoruz. Önümüzdeki dönemde değişik adetleri olan insanların bir arada yaşayıp yaşayamadığını göreceğiz. Bu sınav içki yasaklarıyla başladı.” (…)

(Hanımefendiye “on iki yıl önce neredeydin?” diye sorma hakkımız var sanırım. İçki içmeyenlerin, eşi örtülü olan memurların fişlenmesinden; işkencelerden, ikna odalarından ne kadar haberdardı acaba? O zaman da şimdiki gibi tepki göstermiş miydi?)

“Ben dindar bir aileden geliyorum. Baba tarafım Boşnak. Anne tarafım da Çerkes. İki taraf da ibadetlerinde, beş vakit namazında insanlardı; ama o zamanlar dinin bir felsefesi vardı. Şimdi her şey şekilcilik üzerine kurulu.” (…)

(“O zamanlar” dediği ne zaman acaba? Ayşe Kulin 1941 doğumlu. Tek parti diktasını ve yönetim felsefesini yaşı gereği pek fark etmemiş olabilir. Ama 1960 darbesini ve sonrası iyi hatırlar herhalde. O zamanlardaki dinin felsefesi ve aydınları hakkında da bize bilgi verseydi de cahilliğimize son verseydi. Çünkü biz sadece Bediüzzaman’a ve talebelerine yapılan zulmü hatırlıyoruz o dönemde.)

“İslam’da değişiklik yapılması zorunlu. Mevcut yaklaşımlarla İslam devam edemez. Kendini tamamen terör örgütü görüntüsüne sokuyor. Birisi bir kitap yazıyor ya da terbiyesiz bir karikatür yapıyor, reaksiyon çok fazla oluyor. Adamın biri kitap yazmışsa alıp okumazsın, kınarsın. Adamı öldürmeye çalışmak neden? Kur’an’ı yeniden yorumlamak lazım.”
(Bu üslup Amerikan kokuyor! Yerel ve folklorik kavramlar emperyalist zihniyeti örtmeye yetmiyor. Amerika da işgal ettiği yerlerde medreselerimize ayar vermeye kalkıyor, dini kitapların yeniden yazılmasını istiyor. Suud’un bel’amlarından Amerika’yı memnun eden çalışmalar da gelmiyor değil. Son zamanlarda Suud finansmanıyla basılan ve Türkçeye de tercüme edilen bazı kitaplarda “Amerikan temsilciliklerine saldırmak haramdır” şeklinde fetvalar yer bulabiliyor.

Ayşe Kulin de Amerikan ağzı kullanıyor. Hayatına baktığımda ise fazla şaşırmadım. Amerikan Kız Koleji’nden mezun olmuş. Yahudileri soykırımdan kurtaran Türk diplomatların kahramanlığını anlatan bir de kitap yazmış.
Yani nerelerden beslendiği belli!)