Son günlerde yaşanan mülteci tartışmasına değinen Davutoğlu şu ifadeleri kullandı;

''Son olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ arasında yaşanan tartışmada açık bir şekilde ortaya çıktığı gibi mülteciler sorunu Türkiye’de sosyal bir problem, bir gerilim haline dönüştürmek veya var olabilecek bir gerilimin içinde otoriterliği pekiştirmeye yönelik bir yaklaşımda görüyoruz. Her şeyden önce Süleyman Soylu’nun açıklamalarını siyasi nezaket kuralları açısından, devlet tecrübesi ve açısından da son derece sakıncalı, siyasi ahlakla bağdaşmayan açıklamaları var diye değerlendiriyorum. İçişleri Bakanı’nın televizyon ekranlarında argoya kadar varan ifadelerle gündeme gelmesi doğru değil. Yapması gereken önemli bir suç ithamı olduğu için hukuki bir süreci başlatmasıdır."

Kimi zaman sessiz istila diyerek Türkiye’de böyle bir istilanın varlığı üzerinden kitlesel kitleleri karşı karşıya getirebilecek, sosyal gerilimlere sebebiyet verebilecek bir dil de doğru değil. Öncelikle mültecilerin kategorilerinin tasnifini doğru yapmak, her birisi için özel politika geliştirmek lazım. Suriye’den gelen mültecilerin son yıllarda artmasının temel sebeplerinden birisi özellikle Halep’in düşmesinden sonra İdlib’den gelen göçler birtakım mülteci akınları olduğu gibi Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nin 18 Aralık 2015 yılında karar aldığı çözüm sürecinin işlememesidir. 

Yani 7 yıl önce Suriye’de Birleşmiş Milletler Konseyi teminatıyla geçiş hükümeti kurulması karar altına alınmıştı. Bu hayata geçirilerek Türkiye buna öncülük ederek Suriye’de yeni bir dönemin başlamasını öncülük etmeli. Böyle bir dönemle birlikte bir barış ortamı içinde Suriyeliler ancak geri dönebilir. Ayrıca 2016’da Avrupa Birliği ile yaptığımız vize muafiyeti görüşmelerinde 1 milyon mültecinin Avrupa’ya gitmesi taahhüdü vardı. Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra bunun gereği yapılmadı.''

Millet ittifakının cumhurbaşkanı adayına ilişkin de açıklama yapan Davutoğlu, ''Cumhurbaşkanlığı seçiminde 6 siyasi partinin genel başkanı ortak bir aday konusunda mutabık. Günü geldiğinde adaylık konusunda çalışmalarımızı nihayetlendireceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisine girmekle ilgili yeni seçim yasasına göre ittifak içinde olmak ya da ayrı ayrı girmek gibi bir fark kalmadı.

Bu bağlamda kendi logomuz, kendi ismimizle girmeye öncelik veriyoruz. Ancak her opsiyona açığız. Bu bağlamda 6’lı iş birliği masası içerisinde daha farklı opsiyonlar gündeme gelebilir. Önemli olan Türkiye Büyük Millet Meclisine en fazla milletvekilini nasıl çıkaracağız sorusuna birlikte cevap bulmaktır." dedi.