Söz konusu raporu değerlendiren Cengiz Torun, sekiz aydır yatağa bağlı yaşadığını kaydetti. İhtiyaçlarını karşılayamadığını ifade eden yaşlı adam, “Tedavisi mümkün olmayan omurilik felçlisiyim. Yatmaktan vücudumda yaralar oluştu. Yatağa bağımlı olmam nedeniyle ne kızım ne de eşim iş yapabiliyor, başımda durmaları gerekiyor. Tuvalete onların yardımıyla gidebiliyorum. Yemeğimi önüme onlar getiriyor.” diye konuştu.
Emekli maaşı dışında bir geliri olmadığını vurgulayan Cengiz Torun, bakım ücreti almak için hastaneye rapor başvurusunda bulunduğunu dile getirdi. Hastanede oluşturulan kurulun raporuna anlam veremediğini kaydeden Torun, şunları söyledi: “Eskiden aktif bir insandım. Çocuklarımın nafakasını, ihtiyaçlarını karşılayabiliyordum. Düşük emekli maaşı alıyorum. Çoluk çocuğumun hayatını idame ettirmekte zorlanıyorum. Bu nedenle bakım ücreti almak için rapor başvurusunda bulundum. Raporda yüzde 94 özürlü denilmiş ancak yine aynı raporda, ‘Ağır özürlü değil.’ denilmiş. Belden aşağım tutmuyor, yürüyemiyorum, nasıl ağır özürlü olmam anlayamadım.” Kızı Dilek Torun da babasının ihtiyaçlarını kendilerinin giderdiğini belirterek, “Kucağımda taşıyorum. Tuvalete, dışarıya çıkıp arabaya bineceği zaman ben bindiriyorum. Yemeği kendi alamıyor, biz getiriyoruz, o yiyor. Otururken dengede de duramıyor. Sürekli oturmaktan yatak yaraları oluştu. O yüzden bir elimiz hep onun üzerinde. ‘Yemek yiyebiliyor.’ demişler. Biz olmasak, yemeği nasıl gidip alacak? Tuvaletine nasıl gidecek? Ağır özürlü ne demek? Ben bu işten hiçbir şey anlamadım. Görünen köy, kılavuz istemiyor. Her şey ortada.” şeklinde konuştu.
Hastane yetkilileri ise raporun yönetmeliklere uygun olduğunu belirterek, yanlışlık olmadığını savundu.