AK Parti Genel Başkan Vekil Yardımcısı Hasan Turan, Dünya Kudüs Günü dolayısıyla HÜDA PAR'ın "Kudüs Kuşatma Altında" başlığıyla çevrimiçi düzenlemiş olduğu sempozyumda konuştu.

"Filistin sorunu" ibaresinin doğru olmadığını; asıl sorunun "israil sorunu" olduğunu belirten Turan, ABD ve tüm batının işgalci rejime destek verdiğine, BM'nin de işgalcilere karşı sesini yükseltemediğine dikkat çekti.

"Birçok rejimin gündeminde Kudüs yok"

Turan, "İslam dünyasında Müslüman halkların iradesine aykırı olarak iş başına gelmiş birçok rejimin maalesef Kudüs gündemlerinde dahi olamıyor. Bunlar, Kudüs'ün ve İslam dünyasının, Müslüman halkların yüreğinden geçenin mütercimi olmak yerine israilin çıkarlarının, güvenliğinin, hesaplarının beklediği şekilde tutum ve davranışlar ortaya koyuyorlar. Kimisi endişe ile kimisi korku ile kimisi başka hesaplarla… Maalesef bu durumlarla karşı karşıyayız." dedi.

"Hiçbir şey için geç değil"

Mescid-i Aksa için atılan her adımın önemli olduğunu vurgulayan ve Kudüs'ün özgürleşmesi için hiçbir zamanın geç olmadığını söyleyen Turan, "Hiçbir şey için geç değil. Düne göre değerlendirdiğimizde özellikle ülkemiz açısından baktığımızda bu sempozyumu yapıyor olmamız, birçok siyasi hareketimizin öncülerinden katılımın olması, yakın tarihimize göre iyi bir nokta olarak değerlendiriyoruz. Bugün yüreğimizde akan Kudüs sevdası, Kudüs aşkını, Kudüs'le ilgili duygularımızı düşüncelerimizi en hür bir şekilde ifade ediyoruz." diyerek 28 Şubat darbesinin sözde gerekçelerinden birinin de Ankara'da düzenlenen Kudüs programı olduğunu hatırlattı.

Kudüs bizim çatımızdır"

Turan, şöyle konuştu:

"Kudüs ve Filistin meselesini asla ve asla sadece Filistinlilerin meselesi olarak görmüyoruz. Sadece Arapların da meselesi olarak görmüyoruz. Kudüs meselesi ben Müslümanım diyen herkesin meselesidir. Bu meseleyi iç politik gündemimizin çarpışma mevzusu haline dönüştürmemeliyiz. Kudüs bizim çatımızdır.

Bütün ülkeler Kudüs meselesini ortak meseli olarak görmeli. Kudüs'ün o kutsal kubbesinin altında hepimiz toplanmalı, el ele gönül gönüle vererek Kudüs'ün özgürlüğü için çalışmalıyız. Eksilerimizi değil artılarımızı gündeme getirmeli, sürekli dayanışma içerisinde olmalıyız. Ta ki Kudüs özgürlüğüne kavuşana kadar."

(İLKHA)