Filistin davası ve Kudüs'ün esaretten kurtarılmasında tüm Müslümanlara görev ve sorumluluk düştüğünü vurgulayan STK'lar, vahdetin sağlanması, ibadetin bilince ve bilincin de sorumluluğa dönüşmesi gerektiğini söylediler.
“Siyonistler her Ramazan’da Mescid i Aksa'ya baskın düzenliyor”
Ramazan ayı, oruçlar, namazlar, mukabeleler ve infakların, bireysel, aile ve sosyal hayatımızda bir etkisinin olduğunu vurgulayan Anadolu Gençlik Derneği Genel Merkez Danışma Kurulu Başkanı Abdülaziz Kıranşal, “Tüm bu ibadetlerin, Ramazan’ın; Müslümanlar ve ümmet olarak uluslararası ilişkilerimizde, o süreçteki duruşumuzda da muhakkak bir etkisinin olması gerekmektedir. Bir ‘Ramazan’ düşünün bireysel ibadetlerin yerine getiriyoruz, bu konuda bir etkisi var. Fakat ümmet olarak Müslümanların siyasetine, ekonomisine, bürokrasisine, televizyonuna, ahlakına, aile hayatına etki etmeyen bir Ramazan düşünülebilir mi? Ramazan’ın en önemli etkilerinden birisini de ümmet olarak İslam coğrafyasındaki mücadelemizde görmek zorundayız.” şeklinde konuştu.
Siyonistlerin yaptığı saldırılarla Müslümanları test ettiğini dile getiren Kıranşal şunları ifade etti: “Düşünün, istisnasız hemen hemen her Ramazan’da Mescid-i Aksa'ya baskın düzenliyor, bomba yağdırıyor, insanlarımızı şehit ediyor ve bunu da bütün televizyon kanalları aracılığıyla özellikle bütün İslam coğrafyasında gösteriyor günlerce. Sahura kalkıyoruz İsrail şurayı bombaladı, iftara oturacağız ekranlarda İsrail burayı bombaladı, peki neden bunu yapıyor? israil şunu demek istiyor: Müslümanlar olarak 2 milyar Müslüman teravih namazı kıldınız, oruçlarınız ı tuttunuz, infaklarınızı verdiniz ama tüm bu yapmış olduğunuz ibadetleriniz, uluslararası stratejilerinizi etkilemediği için ben de Ramazan’da yine Kudüs’ü bombalayabiliyorum, Mescid-i Aksa'yı kapatabiliyorum, Müslümanlara zulmedebiliyorum. O hâlde bizim Kudüs Günü’müz ne zamandır? Evet her Ramazan’ın son cuması bizim için Kudüs Günü’dür. Bizim Kudüs Günü’müz, Ramazan ayında israil’in Mescid-i Aksa’yı bombalayamayacağı, kapatamayacağı, Müslümanları şehit edemeyeceği gündür, bizim için Kudüs Günü budur. Peki bu gün nasıl elde edilir? Müslümanlar olarak tüm ramazanda yapmış olduğumuz ibadetler hayatımıza gerçek manada etki ederse, biz işte o zaman Kudüs Günü’nü gerçekten kutlarız.”
“Siyonist çetenin saldırıları seyretmekle kalınmamalı, gündeme ve gönüllere alınmalı”
"Kurtların yemek kaplarına saldırdıkları gibi, batılı kafirler, özellikle de Siyonistler değerlerimize ve Mescid-i Aksa’mıza saldırmaktadır. Bunu her sene özellikle Ramazan ayında tekrarlayıp, medyanın gözü önünde servis etmelerini, Müslümanlara yönelik bir zül olarak görüyor ve bunu telin ediyoruz" diyen Adana Medeniyet Vakfı Başkan Yardımcısı Serdar Gürbey, “Kudüs tekrardan gündemde. Özellikle takip eden kardeşlerimiz biliyor ki Kudüs’te yapılanlar sadece ramazana has zulümler değil, daha öncesinden devam eden ama Ramazan’da biraz daha dozajını artıran bir durum.” dedi.
Siyonist çetenin saldırılarının seyretmekle kalınmaması, gündemden ve gönüllerden düşürülmemesi gerektiğini dile getiren Gürbey, “Aslında Mescidi Aksa’da, Kudüs’te aranan İslam’ı ruhtur. Bu ruhun bu beden ile birleşmesini istemeyen batılı kafirler, başta Siyonistler her daim Allah’ın nurunu söndürmeye çalışıyorlar. Müslümanlar olarak bizler de bu bilgileri bilince dönüştürdüğümüz takdirde yani bir anlamda yaratılış amacımıza uygun hareket edip o birlikteliği sağladığımızda, ben inanıyorum ki Kudüs de kurtulacak, özgürlüğüne kavuşacak ve diğer ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimizin de özgürlüğüne kavuşmasına vesile olacaktır. Aslında Selahattin Eyyubi’nin Kudüs’ün tutsaklığı noktasındaki kendisini güldürmeyen ve Abdülhamit Han'ın bir parça toprağı verme noktasındaki tekliflere; biz burayı kanımızla aldık ancak kanımızla veririz, diye söylemesindeki o bilinci yaşamalı, bir mümin olarak özellikle bu Ramazan ayında bu dirilişi, bu uyanışı gerçekleştirmeliyiz. Özellikle rabbimizden temennimiz şudur: Karun’u, Semud, Lut ve Hud Kavmini nasıl yerin dibine geçirirdiyse, Firavun’u nasıl suda boğduysa aynı şekilde onları takip eden, onların takipçiliği yapan Siyonistlerin ve batılı kâfirleri de yerle yeksan edip, düzenlerini darmadağın etsin. Tüm ülkelerimizi asıl özgürlüğüne ve hürriyetine kavuşturmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Kudüs, sapanı ile destan yazan çocukların şehridir”
Kudüs bizim için önemli bir şehir, alelade bir şehir değil. Öncelikle bunun bilinmesi lazım. Kudüs, sokaklarında çocukların yürümeyi, koşmayı, konuşmayı öğrenmeden şahadeti öğrenmiş olan çocukların şehridir ifadelerini kullanan Mekteb Eğitim ve Kültür Derneği Başkan yardımcısı Orhan Erkuş, “Kudüs, kız çocukları sokaklarında oynarken, havaya zıpladıktan sonra ayakları yere değmeden kollarına iki tane meleğin girdiği şehirdir. Kudüs, sapanı ile şiir ve destan yazan çocukların şehridir. Kudüs bu sebepten dolayı bizim için önemlidir.” diye konuştu.
“Kudüs, bizim için ajandamızın birinci gündem maddesidir”
Kendilerine, Kudüs’ü neden bu kadar gündemlerine aldıkları sorusunun yöneltildiğini belirten Erkuş, “Diyoruz ki; Allah Kur’an’ı Kerim’inde etrafını mübarek kıldığımız, kendisini mübarek kıldık diye bir şehirden bahsediyorsa, orası bizim için akide, iman ve itikat meselesidir. Çünkü oranın koordinatlarını rabbimiz belirlemiştir. Rabbimizin koordinatlarını belirlemiş olduğu bir şehir, bizim için ajandamızın birinci gündem maddesidir. Bu sebepten dolayı Kudüs bizim için önemlidir. Eğer bugün kardeşlerimiz orada büyük bedel ödüyorsa gözlerinin önünde anneleri, evlatları, evleri elinden alınıp evladı iyalleri şehit ediliyorsa, Allah’ın izniyle zafer yakındır.” dedi.
Ünlü tarihçi Kâtip İmâdüddin el-İsfahanî, Selâhaddin'in Kudüs'ü fethinin, Hicret'ten sonra Müslümanlar açısından, ikinci bir tarihin başlangıcı olarak tarif ettiğini, aradan geçen zamanın bunu doğruladığını ve Müslümanları bekleyen üçüncü bir fetih ’in olduğunu söyleyen Erkuş,” Bizim evladımızla, canımızla, malımızla, varlığımızla Kudüs sevdasını, aşkımızı; tekrardan Selahaddin Eyyubi’nin peygamber sevdasını, aşkını insanlarımıza, halkımıza götürebilirsek, müminler bir daha üçüncü bir tarih yazacaktır. Tarih, bizim için vira bismillah deyip, tekrardan başlayacaktır.” şeklinde konuştu. (İLKHA)