Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Büyük Finali'ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, esasen İslam dünyasının ve Müslümanların yaşadığı sıkıntıların sebeplerini de çaresini de Kur'an-ı Kerim'de bulmanın mümkün olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Öyle ki Kur'an-ı Kerim'in sadece 'Emri bil maruf nehyi anil münker' emrini yerine getirmemiz dahi toplum olarak da insanlık olarak da hepimizi kurtuluşa ulaştırmaya yeterlidir. İyiliğin yüceltildiği, kötülüğün uzaklaştırıldığı bir dünya insanlığa hayır getirir, huzur getirir, refah getirir, umut getirir, güzellik getirir. Bunun yolu da Kur'an-ı Kerim'e dört elle sarılmaktan, onu okumaktan, anlamaktan, hayatımıza tatbik etmekten geçiyor. Yüce Mevla, Kur'an-ı Kerim'in sarih kıraatle her harfin, her hecenin, kelimenin, cümlenin hakkı verilerek okunması gerektiğini buyurmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir süredir kimi Avrupa ülkelerinde İslam ve Müslüman düşmanlığı yaparak hatta Kur'an-ı Kerim yakarak kendilerine siyasi rant sağlamaya çalışanlar olduğunu görüyoruz. Aslında bu husumet sahiplerinin sergiledikleri vandallık, cehaletlerinin işaretleridir. Kur'an-ı Kerim'i bırakınız nüzul diliyle, tercümesiyle dahi bir kez okuyan hiç kimsenin bu mübarek Mushaf'a husumet besleyebilmesi mümkün değildir. Tabii her şey gibi Kur'an ile tanışmak, Kur'an-ı Kerim'in nurlu iklimine dâhil olabilmek, onun çağlar ötesi mesajlarına nüfuz edebilmek de bir nasip meselesidir. Kur'an-ı okuyacaksınız ki gözünüz nasiplensin. Kur'an-ı dinleyeceksiniz ki kulağınız nasiplensin. Kur'an-ı hıfzedeceksiniz ki kalbiniz nasiplensin. Kur'an-ı anlayacaksınız ki aklınız nasiplensin. Kur'an-ı yaşayacaksınız ki tüm gövdeniz ve benliğinizle nasip ummanına dalabilesiniz. Nasip olmayınca zahirdeki mensubiyetiniz ne olursa olsun Kur'an hazinesinden istifade edemiyorsunuz. Elbette Kur'an-ı Kerim'e uzanan hiçbir kirli ele müsamaha göstermeyecek, onun mahremiyetinin üzerinde titreyeceğiz ama asıl olanın Kur'an'ı okumak, anlamak, yaşamak olduğunu asla unutmayacağız. Kur'an-ı Kerim'in güzel okunmasını, onun önce kalplere, sonra zihinlere nüfuzunun ilk adımı olarak kabul ediyorum. Rivayete göre Hz. Ömer, kız kardeşi ve eniştesinin veya Peygamber Efendimizin okuduğu Kur'an'ı duyduktan sonra Müslüman olmaya karar vermiştir. Dünyanın pek çok yerinde bu şekilde İslam ile müşerref olmuş insanların hikâyelerini duyuyoruz, biliyoruz." dedi. (İLKHA)