Dünya Kudüs Günü, Türkiye başta olmak üzere birçok İslam ülkesinde her yıl Ramazan ayının son Cuma gününde çeşitli etkinliklerle ihya ediliyor.
Filistin davasının gündem edilmesi, Kudüs ve Mescid-i Aksa bilincinin oluşturulması adına yapılan etkinliklere yakın zamanda" Kudüs Haftası" olarak ilan edilen hafta ile birlikte daha çok gündem oluşturulmaya çalışıldı.
29 Nisan Cuma günü Cuma namazının ardından Türkiye'nin dört bir yanında Kudüs ve Mescid-i Aksa için yürüyüş, protesto ve basın açıklamaları yapılacak. Bu kapsamda; İstanbul'da da "Dünya Kudüs Platformu" ve Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından da birçok noktada basın açıklamaları yapılacak.
"Dünya Kudüs Günü" öncesinde İLKHA muhabirine konuşan HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, Peygamber Sevdalıları Vakfı Marmara Koordinatörü Ercan Vergili ve Dünya Kudüs Günü Platformu Sözcüsü Mehmet Şahin, Filistin meselesinin hak ettiği değeri görmediğini, bu konuda daha çok çalışma yapılması gerektiğini belirterek İslam ülkelerinin de siyonistlerle her türlü ilişkilerine son vermeleri çağrısında bulundular.
"Mescid-i Aksa saldırıya uğradığından değil sürekli gündemimizde olmalıdır"
Her Ramazan ayında siyonist işgal rejiminin Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da namaz kılan murabıtlara, itikâfa giren Müslümanlara yönelik katliamlar, saldırlar gerçekleştirdiğini ve bu sene de geleneği bozmadığını hatırlatan HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Eşin, "Hala çatışmalar, saldırılar devam ediyor. Müslümanlar saldırılara karşı kendilerini savunmak zorunda kalıyorlar. Bu noktada Mescid-i Aksa'nın Müslümanların gündemine girmelidir. Gözden ırak gönülden de ırak oluyor. Mescid-i Aksa ve Kudüs hak ettiği değeri bulamıyor. Buna dikkat çekmek, Müslümanların Kudüs şuurunu arttırmak amacıyla yıllardan beri her Ramazan ayının son cuması, cuma namazından sonra ümmet coğrafyasının farklı coğrafyalarında yürüyüşler, etkinlikler, basın açıklamaları yapılmaktadır. Önümüzdeki cuma günü Dünya Kudüs Günü. Bu anlamda parti olarak yapılan tüm etkinliklere, programlara iştirak ediyoruz, düzenliyoruz, içerisinde bulunuyoruz. Bu Cuma günü de parti olarak inşallah Kudüs'e sahip çıkacağız. Online olarak İran, Pakistan, Afganistan ve Filistin büyükelçilerinin katıldığı, siyasi parti başkanları, yetkililerinin, Filistin İslami Cihad Hareketi, Hamas yetkililerinin katıldığı bir program yapacağız. Üyelerimizden, halkımızdan temennimiz cuma günü Kudüs ve Mescid-i Aksa için meydanlarda olmalarıdır. Kudüs sadece belirli günlerde veya Mescid-i Aksa saldırıya uğradığından değil sürekli gündemimizde olmalıdır. Gündemimizde hak ettiği yeri bulursa Kudüs bilinci artar ve direnişe destek sağlar. İnşallah Cuma günü meydanlarda olacağız." dedi.
"Halk Kudüs için yeteri kadar hassas olursa yöneticiler de geri adım atmak zorunda kalacaklardır"
İslam ülkeleri şu anda Kudüs'e istenen desteği vermediğini, aksine siyonist işgalcilerle normalleşme adımları attıklarını belirten Eşin, "Bu ümmet için Müslümanlar için ülke yöneticileri için üzücü bir durumdur. Bu noktada İslam ülkelerinin yöneticileri adım atmasa da halk, STK'lar, yazarlar, kanaat önderleri adım atarlarsa idareciler de adım atmak zorunda kalacaklar. Veya istemese bile siyonistlerle attığı adımlara son vermek zorunda kalacaklardır. Bunu belirleyen devlet idarecileri olsa da esas belirleyici güç halk olmalıdır. Halk, işgal rejimi ile her türlü ilişkiye karşı olduğunu ve Kudüs'ün özgürlüğe kavuşması için kendi idarecilerinden somut adımlar atmalarını istemelidirler." diye konuştu.
"Mescid-i Aksa asla gündemimizden çıkmayacaktır"
Peygamber Sevdalıları olarak Dünya Kudüs Günü'nde etkinlikler yaparak Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne vurgu yapacaklarını kaydeden Peygamber Sevdalıları Vakfı Marmara Koordinatörü Ercan Vergili, "Malumunuz Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesi, olmazsa olmasıdır. Bugün siyonist Yahudilerin işgali altındadır. Yıllardır özellikle Ramazan ayında bu baskılarını zirveye çıkarıyorlar. Gün geçmiyor ki orada bir Müslümanın şehadet haberini almayalım. Orada yaralanan, evlerinden çıkarılan, tutuklanan, zindanlara atılan var. Bu olaylar dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Bunlara sessiz kalmamalıyız. Bu bağlamda Peygamber Sevdalıları olarak Türkiye genelinde ve İstanbul'da programlar icra edeceğiz. Cuma namazı sonrasında Avrupa ve Anadolu yakasında programlarımız olacak. Bu hususta ilgili olan, duyarlı olan STK'lar ile birlikte bu programları icra edeceğiz. Müslümanların bu hususta hassas olmaları gerektiğine yönelik mesajlar vereceğiz. Mescid-i Aksa asla gündemimizden çıkmayacaktır. Filistin toprakları özgür olana kadar bu konu üzerinde duracağız." şeklinde konuştu.
"Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin İslam âleminin sembolü durumunda olduğu için çokça üzerinde duruyoruz"
Vergili, "Yapılan çalışmaların yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Müslümanların daha fazla kenetlenerek Kudüs ve Mescid-i Aksa, Filistin topraklarının özgürlüğü için her zaman programlar yapılmalıdır. Bu programları tertipleyenler kim olursa olsun desteklemek gerekir. Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin İslam âleminin sembolü durumunda olduğu için çokça üzerinde duruyoruz. Yoksa İslam coğrafyasında işgal edilmemiş topraklar neredeyse yok mesabesindedir. Her yerde bir baskı, zulüm ve işgal söz konusudur. Ancak Filistin'in özgürlüğü diğer beldelerin de özgürlüğüne anahtar olacak. Bunun için Müslümanların bu davaya daha fazla sahip çıkmaları gerekiyor. Yaptığımız çalışmalar yeterlidir demek doğru olmaz. Her yerde Kudüs ve Mescid- Aksa'yı işlemek gerekiyor." dedi.
Fatih camiinde cuma namazı çıkışı yürüyüş ve basın açıklaması yapılacak
1979 yılından bugüne kadar dünyanın çeşitli bölgelerinde, özellikle Kudüs ve Filistin meselesine duyarlı insanlar tarafından Dünya Kudüs Günü'nün farklı etkinliklerle, çeşitli programlarla ihya edildiğini belirten Dünya Kudüs Günü Platformu Sözcüsü Mehmet Şahin, "Bizler de Türkiyeli Müslümanlar olarak uzun zamandan beri bu konuda çalışma yapıyoruz. Her yıl Ramazan'ın son cumasında Dünya Kudüs Günü olarak farklı etkinliklerle ihya etmeye çalışıyoruz. Bunu Dünya Kudüs Platformu adı altında yapıyoruz. Bu platformun içerisinde Filistin ve Mescid-i Aksa meselesine duyarlı hemen hemen tüm STK'lar var. Birlikte istişare ederek genelde cuma namazı sonrasında programlarımız gerçekleşiyor. Bu yıl da Allah nasip ederse 29 Nisan Cuma günü Fatih Camiinden Cuma namazından sonra buluşacağız. Oradan yürüyüşle saraçhane parkına gideceğiz ve orada da yapılacak bir program ile birlikte basın açıklamamızı yapacağız." diye konuştu.
"Kudüs kırmızı çizgimizdir denildikten sonra bunun gereği yapılmalı"
İşgalci siyonist rejiminin son zamanlarda Mescid-i Aksa'da ibadet eden Müslümanlara yönelik ciddi manada saldırılar yaptığını, yapılan saldırıları hiçbir vicdan sahibinin kabul edemeyeceğini vurgulayan Şahin, normalleşme süreci ile ilgili şunları kaydetti:
"Bu sene yine siyonist saldırıları protesto etmek hem de oradaki kardeşlerimize dualarımızla, eylemlerimizle, sloganlarımızla konuyu gündeme taşıyarak destek olma niyetindeyiz. Özellikle İslam coğrafyasındaki İslam ülkelerine yönelik emperyalistlerin ve siyonistlerin başlattığı bir normalleşme süreci var. Bu süreç aslında bir tuzaktır. Tabiri caizse siyonist işgal rejiminin devlet olarak kabul edilmesine yönelik bir operasyondur. Aynı zamanda da Filistin direniş hareketlerini ve Filistin halkını yalnızlaştırmaya yönelik bir operasyondur. Bu konuda da söyleyeceklerimiz var. Ortadoğu'da özellikle körfez ülkeleri israil ile birlikte hareket eder hale geldiler. Aynı zamanda israilin (sözde) cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog'un Türkiye'ye gelip gitmesi Türkiye'deki Müslümanları rahatsız etti. Bunu asla kabul etmiyoruz. Hiçbir siyonist yöneticinin topraklarımıza gelmesini, pis ayakları ile vatanımızı kirletmelerini istemiyoruz. Mevcut siyasi iktidardan talebimiz öncelikle israil ile tüm ilişkilerini kesmesidir. Hatta mümkünse devlet olarak tanımamasıdır. Türkiye'deki israil elçilik ve konsolosluklarını da Filistin halkına, Filistin temsilcilerine teslim edilmesidir. Nihai sözümüz ve tavrımız budur. Kudüs kırmızıçizgimizdir dendikten sonra bunun gereğinin de mutlaka yerine getirilmesini istiyoruz. Tabi bu devletlerarası ilişkiler, anlaşmalar bildiğimiz kadar kolay olmayabilir ama bunu süreç içerisine yayarak siyasi irade mutlaka ilişkilerini noktalamalıdır. Eğer Mescid-i Aksa ve Kudüs kırmızıçizgimiz ise bunun gereği siyonist işgalci rejimle tüm ilişkileri kesmektir. Bunun başka yolu yok. Çünkü kanser olan bu siyonist rejim sadece Filistin halkına, Müslümanlara tehlike arz etmiyor. Tüm insanlığa tehlike arz ediyor." (İLKHA)