İLKHA'ya konuşan Kanaat önderi Molla Ekrem Derdiyok, İnsani Yardım Vakfı (İHH) Adana Şube Başkanı Mahmut Eraslan ve Mavi Marmara Gazisi Muhittin Yıldırım Mescid-i Aksa'nın, Kudüs'ün Müslümanlar için vazgeçilmez olduğunu vurguladılar.  

Kanaat önderi Molla Ekrem Derdiyok Kudüs'ün işgalinin son bulması için ümmetin güç birliğine gitmesi gerektiğini belirtirken İmam Nevevi'nin Rahmetullahi Aleyh 'Üç sınıf insan vardır, birinci işaretten, ikinci vaaz ve nasihatten, üçüncü sınıf ise tokattan anlar.' Sözünü örnek vererek siyonist çetenin de tokattan anladığını ifade etti.

İlan edilen Dünya Kudüs Günü'nden Müslümanların anlayacağı şeyin direniş olması gerektiğini belirten İHH Adana Başkanı Mahmut Eraslan, Kudüs'ün asıl sahibinin Yahudiler ve Hristiyanlar değil, Müslümanlar olduğunu ve İslam ümmetinin bir defa ayağı kalkacağını ve Selahaddin-i Eyyubi gibi orayı teslim alacağını ifade etti.

Siyonist işgal rejimin yaptığı zulmün, Ramazan ayında mescidlere, namaza yaptığı saygısızlığın Müslümanların onlara olan öfkesini daha da artırdığını dile getiren Marmara Gazisi Muhittin Yıldırım, israiloğullarının er ya da geç sonunun geleceğini söyledi.

"İşgal ve esaret altında bulunan Kudüs'ün, hürriyetine kavuşabilmesi ümmetin güç birliğine gitmesiyle mümkündür"

Ekrem Derdiyok

Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs'ün, yıllardır işgal altında olduğunu ve bu işgalin son bulması için ümmetin güç birliğine gitmesi gerektiğini belirten Kanaat önderi Molla Ekrem Derdiyok, "Ümmetin güç birliği yapabilmesi için de Allah'ın rahmet peygamberinin: 'iki sınıf insan vardır, onlar düzeldiği zaman toplum düzelir. Onlar bozulduğu zaman toplum bozulur. Onlar alimler, idareciler ve amirlerdir' sözüne dikkat çekti.

Müslüman idarecilerin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Derdiyok, "Alimlerin elindeki silah ilimdir, vaazdır, nasihattir ve mesajdır. Fakat milletin vekili ve idarecilerin elindeki olan silah ise güçtür, kuvvettir, tokattır. Onun için imam Nevevi Rahmetullahi Aleyh der ki: 'Üç sınıf insan vardır, birinci işaretten, ikinci vaaz ve nasihatten, üçüncü sınıf ise tokattan anlar.' Siyonist çete de tokattan anlıyor. Tokatı vurmak alimlerin işi değildir. Onun için Selahaddin Eyyubi 30 yıl gülmedi. Kudüs gülmedikçe, esaretten kurtulmadıkça, hiçbir zaman gülmeyeceğim ve yatmayacağım dedi ve bir program uyguladı. 'Camilerimizde, sabah namazındaki cemaat, cuma günlerindeki gibi kalabalık olmadıkça, böyle camilere teveccüh etmedikçe benim Kudüs'ün üzerine gidip fethetmem mümkün değildir' dedi. Eğer bizler gerçek manada sabah namazında, cuma namazlarında olduğu gibi camileri doldurma, şuur ve bilincini elde edersek, inanıyoruz ki âlimlerin Kudüs'ün Fethi, özgürlüğe kavuşması için verdiği mesaj yerini bulacaktır ve bu halk harekete geçecektir. Böylece Kudüs'te yaşayan kardeşlerimiz de siyonist çetelerin saldırılarından, eza ve cefalarından hem de yeryüzü bu fesattan kurtulacaktır." diye konuştu. 

"Kudüs Günü'nden anlayacağımız, idrak edeceğimiz şey; direniştir"

 

Kudüs'ün ümmetin, namazın başkenti ve Hazreti Peygamber'in miraca yükseldiği, rabbiyle buluştuğu yerdir, bu nedenle de Müslümanlar için çok önemli bir yere sahiptir diyen İHH Adana Başkanı Mahmut Eraslan, "Dolayısıyla, bizim şu an idrak ettiğimiz şey bir anma ve kutlamanın ötesinde olmalıdır. Kudüs günlerinde artık sadece bunu konuşmak yetmez. Hani Meşhur bir söz var; israil ya da Siyonistler laftan anlamaz, güçten anlar. Yine Halid Meşal'in önemli bir tespiti var. Belki de bir Kudüs ordusu, gücü kurulması gerekiyor. Aslında, mücahitler, Müslümanlar bir direniş gösteriyor ama yetmez çünkü Kudüs'teki direniş orayla sınırlı kalmamalı çünkü Siyonistler hiçbir zaman durmuyor. Bizim gördüğümüz kadarıyla her Ramazan mutlaka bir bahane, gerekçe ile Mescid-i Aksa'ya giriyor, kadın, yaşlı, çocuk demiyor, sürekli bir işgal, saldırı, zulüm ve katliam gerçekleştiriyor. Dolayısıyla İsrail -Siyonistler- terör devleti bunu yeni yapmıyor." dedi.

Filistin'de hâkim olan gücün Müslümanlar olduğu fakat Batı dünyasının bu zulme sessiz kalması sebebiyle Filistin'in tamamen işgale maruz kaldığını belirten Eraslan şunları kaydetti:

Bizim Kudüs gününden anlayacağımız, idrak edeceğimiz şey; direniştir. Dünya Müslümanları da artık şunu idrak etmeli, bir defa ayağa kalkacağız ve Selahattin Eyyubi gibi orayı teslim alacağız. Çünkü oranın asıl sahibi Müslümanlardır, Yahudiler ve Siyonistler değildir. Batı, Hıristiyanlar ve Yahudiler, üstüne düşeni, inandığını yaptı. Müslümanlar da artık iç muhasebesini yapmak zorunda. Neden ayağa kalkmıyoruz? O zaman Kudüs'ümüze, Başkentimize sahip çıkacağız. Namaz bir diriliş eylemidir. Öyleyse Kudüs'le, namaz 'la, Filistin'le, Mescid-i Aksa'yla diriliyorsak, artık bu diriliş direnişe dönüşmeli ve artık Müslümanlar Kudüs'ü almalıdır.

"Er ya da geç israiloğullarının sonu gelecektir"

 

Siyonist çetenin şu an elinde bulanan güçle bölgede büyük zulümler işlediğini, Hazreti Musa zamanında ataları Firavun zulmünden kurtarıldıkları halde, firavunlaştıklarına dikkat çeken Mavi Marmara Gazisi Muhittin Yıldırım, "Maalesef her Ramazan ayında israil bu zulmü daha da artırıyor. Yani bizim değerlerimize, mescitlerimize, Ramazan ayına, namazlarımıza, hürmetlerimize, hiçbir saygı göstermiyor. Bu durum da israiloğullarına, israil'in zulmüne ve israil devletine bizim öfkemizi daha da bilemektedir. Şunu tahmin ediyorum; İslam coğrafyasındaki bütün Müslümanlar bu öfkeyi taşıyor." ifadelerini kullandı.

Allah'ın, Siyonist çetenin sonunun Müslümanların elleriyle olmasını istediğini söyleyen Yıldırım, şunları ifade etti:

"Biz bu konuda Allah'ın izniyle bileniyoruz. Çocuklarımızı ve neslimizi buna hazırlıyoruz ve bu Allah'ın vaadidir. Er ya da geç İsrailoğullarının sonu gelecektir. Bizim de hazırlanmamız, bu bereketten istifade etmemiz gerekiyor. Yani bu anlamda karamsar ve umutsuz değiliz. Bizim inanç, hedef, zihin ve ahlaki olarak hazırlanmamız gerektiğine inanıyorum ve Allah'ın izniyle zafer yakındır, çünkü hiçbir zulüm bu kadar uzun sürmez ve baki değildir." (İLKHA)