Dakar'ın Guediawaye banliyösünde yaşayan 30 yaşındaki Bamba, 2011'den bu yana orucunu yolda açmak zorunda kalanlara iftar paketi dağıtıyor.

Bamba, bu gönüllü aktivitenin tüm masrafını 20 kişilik arkadaş grubuyla kurdukları Cafe Gui isimli sivil hareket ve gönüllülerin yardımlarıyla karşılıyor.

Cafe Gui ekibi, ramazan ayında her öğleden sonra Hamo 6 mahallesinde bir araya geliyor, sandviç hazırlıyor, litrelerce kahve demliyor ve iftar vaktini beklemeye başlıyor.

Üzerlerinde Müridi tarikatının kurucusu Şeyh Ahmedu Bamba ve onun ilk öğrencisi İbrahima Fall'in resimlerinin yer aldığı beyaz tişörtler giyen gençler, hazırlık esnasında ilahiler dinliyor, kasideler okuyor.

Ekibin bir kısmı hazırladıkları iftar paketlerini ana yoldan geçen yaya ve araçlara dağıtırken, ekibin geri kalanı da mahalleye kurdukları uzun masada bölge sakinleriyle orucunu açıyor.

Sadece oruç tutanlar değil mahalledeki Hristiyan aileler için hazırlanan paketler de gönüllüler tarafından evlerine iletiliyor.

"Büyüklerimiz devamlı bir şeyler dağıtırdı, bu geleneği yaşatmak istiyorum"

Ekibin kurucusu Bamba, tamamen gönüllülük esasına dayanan bu hareketi nasıl kurduklarını ve ramazandaki faaliyetlerini AA muhabirine anlattı. Ramazanın her günü dağıtım yaptıklarını ancak 20'nci günün kendileri için özel olduğunu belirten Bamba, 20'nci günde daha çok paket dağıttıklarını ve büyük çaplı bir kutlama yaptıklarını söyledi. Bamba, ramazanın 20'nci gününün neden özel olduğunu, şöyle açıkladı: "Müridi tarikatının kurucusu Şeyh Ahmedu Bamba ile onun ilk öğrencisi ve yareni Şeyh İbrahima Fall'in ramazan ayının 20'sinde buluştuğuna inanılıyor. İbrahima Fall, ilminden faydalanmak için yıllarca Şeyh Ahmedu Bamba'yı arıyor ancak bulamıyor. Bu buluşma ramazan ayının 20'nci günü gerçekleşiyor. O nedenle 20 ramazan, İbrahima Fall'in takipçilerinden oluşan Baye Fall ve Müridi topluluğu için oldukça önemli. Biz de dağıtım kapasitemizi biraz daha artırarak bugünü kendi imkanlarımızla daha özel hale getirmeye çabalıyoruz."

Bamba, yaşadığı mahallede iftariyelik dağıtımının eski bir gelenek olduğunun altını çizerek, "Büyüdüğüm mahallede büyüklerimiz, ağabeylerimiz ramazanda muhakkak bir şeyler dağıtırdı. Ben de 2011'den bu yana bu geleneği arkadaşlarımla sürdürmeye çalışıyorum. İnşallah ömrüm yettiğince de devam ettirmek istiyorum." diye konuştu.

"Dünya bir illüzyon, geriye sadece verdiklerimiz kalacak"

İftar paketi alanların gözündeki mutluluğa şahit olmanın eşsiz bir duygu olduğunu vurgulayan Bamba, "Paket dağıttığımız kişiler, bize teşekkür ediyor, dua ediyor. Her seferinde bundan çok etkileniyorduk ama bir gün ben de iftar vakti yolda kaldım. Birileri kahve ve sandviç ikram etti. Gözyaşlarıma hakim olamadım ve o işte zaman tam anlamıyla o paylaşma duygusunu anladım." ifadelerini kullandı.

Bamba, Cafe Gui hareketinin temelinde Baye Fall felsefesinin yattığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İnsanlar hayatı çok ciddiye alıyor oysa her şey geçici, bu dünya bir illüzyon. Biz bir illüzyonda yaşıyoruz. Bu illüzyondan geriye yaptığımız iyilikler dışında bir şey kalmayacak. O nedenle ne kadar çok verirsek geride o kadar iz bırakırız. İşte Baye Fall felsefesinin temelinde bu anlayış yatıyor."