Hasta haklarının çok fazla dikkate alınmadığıyla ilgili son günlerde yoğun şikâyetler aldıklarını belirten Sağ-Çev Başkanı Dursun, hasta-hekim arasındaki mahremiyet ilkesinin korunması için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Dursun; hasta haklarının, hasta ile sağlık çalışanları arasında bireysel ve toplumsal düzeyde ortaya çıkan, sağlık çalışanlarının hastaya ve hastanın sağlık çalışanlarına karşı görev ve sorumlulukları olan, daha iyi sağlık ortamı için hasta ve sağlık çalışanlarının birlikte sahip çıkması gereken haklar olduğunu belirtti.
Dursun, bunların hizmetlerden yararlanma hakkı, saygı ve itibar görme hakkı, mahremiyet hakkı, bilgi isteme hakkı, sağlık kuruluşunu ve personelini, seçme ve değiştirme, kayıtları inceleme ve bilgilerin gizli tutulma hakkı, reddetme, durdurma ve rıza, dini hizmetlerden faydalanma hakkı olduğuna dikkat çekti.
Ömer Faruk Dursun
“Muayene sırasında odada üçüncü şahıs olmamalı”
Bu başlıkların en önemlisinin mahremiyet hakkı olduğuna işaret eden Dursun şöyle devam etti:
“Son günlerde vatandaşlarımızın bize ulaştırdığı bu konuyla alakalı bazı şikâyetler almaktayız. Özellikle kadın doğum polikliniklerine muayeneye giden hastaların muayene sonrasında doktorun hastaya tavsiye, telkin veya hastalığı hakkında bilgi vermesi sırasında odada üçüncü bir şahsın olması hasta hekim arasındaki mahremiyete saygı ilkesini ortadan kaldırmaktadır.”
“Kadın polikliniklerinde personelin de bayan olması daha iyi olacaktır”
Hekimlerin yanında çalışan personelin varlığı işleyişin hızlanması açısından önemli olduğunu ifade eden Dursun, “Burada vurgulamak istediğimiz kadın doğum polikliniklerinde en azından personelinde bayan olması hastaların hekimlere şikâyetlerini daha rahat bir şekilde anlatmalarına yardımcı olacaktır kanaatindeyim.” diye konuştu.
“Yetkililer, özellikle hekimlerin bu hassasiyeti düşünerek tedbir almalı”
Hastaların ‘Personel seçme veya reddetme hakkı’ kapsamında doktorunun yanında çalışan personelinde bayan olmasını istemesi gibi bir hakka sahip olduğunu hatırlatan Dursun, şunları söyledi:
“Yetkililerin ve özellikle mevzu bahis olan hekimlerin de bu hassasiyeti düşünerek bir tedbir veya planlama yapmalarını tavsiye ediyoruz. Bu konuda Sağlık Bakanlığının çıkardığı yönetmelik de bu konuyu kapsar. 2016 tarihli genelgede özellikle konumuzla alakalı şöyle bir beyanı var. ‘Hasta ve tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin (sağlık personeli dâhil), tıbbi müdahale sırasında mahalde bulunmaması ve hastanın sağlığı ile ilgili bilgilerin gizliliğinin sağlanması.’ Anlaşıldığı üzere hasta-hekim arasındaki bilgi alışverişi dahi hasta mahremiyeti kapsamına girmektedir.”
“Hekim, hastanın bir sır arkadaşı ya da dert ortağıdır”
Hasta-hekim arasındaki mahremiyet ilkesinin korunması gerektiğini vurgulayan Dursun, “Hasta hiç kimseye anlatmadığı sır veya dertlerini hekimine söyleyebilir. Bu bağlamda hekim, hastanın bir sır arkadaşı ya da dert ortağıdır. Polikliniklerde işte, bu dert ortağına derman olmak da yine tıp mensuplarının görevidir.” ifadelerini kullandı.(İLKHA)