DİYARBAKIR - Günümüzde toplumu birbirine düşüren, sosyal dayanışmayı tahrip eden, fertler arasında düşmanlık oluşturan, aile saadeti ve huzurunu bozan, boşanmayı tetikleyen, gençliği ifsat eden ve bireyi toplumdan soyutlayan içkinin çok tüketildiği ortada.
İçki ve diğer kötü alışkanlıkların nedeni, önlemleri ve kurumlara düşen görevler ile ilgili görüştüğümüz Araştırmacı Yazar Özkan Yaman, “Topluma içkinin kötülüklerin anası olduğu bilinci yerleştirilmelidir” dedi.
“İçki ile mücadele tüm yönüyle ele alınmalı”
İçkiyle mücadeleyi, sadece içilen bir madde olarak algılanmanın yanlış olduğun ifade eden Yaman, “ İçki kullanımını tetikleyen, kullanmaya özendiren nedenlere bakmak lazım. Ayrıca gençlerin alışkanlık haline getirdiği tüm kötü davranışlarla mücadele edilmeli. Bir yandan içki ile mücadele edeceksin diğer tarafta açık saçıklığı, fuhşiyatı göz ardı edeceksin, böyle olmaz. Mücadele tüm yönleri ile ele alınmalıdır” şeklinde konuştu.
“İçkinin kullanılma nedenini iyi bilmek gerekir”
Gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmak için, gençlere alternatiflerin sunulması gerektiğinin altını çizen Yaman, “ Gençleri yönlendireceğiniz farklı bir alternatif yoksa, mücadeleniz eksik kalır ve verim alamazsınız. Ayrıca bu coğrafyanın çoğunluğu Müslüman olduğu ve içkinin kötülüğünü bildiği halde, neden bu kadar çok kullanıyor ve Kur’an- ı Kerim’i neden tam anlamıyla ciddiye almıyor, gibi soruları araştırıp gün yüzüne çıkarmak gerekiyor” dedi.
“İmanda sıkıntı varsa, kötülüğe meyil vardır”
Toplumun iyileşmesi için tebliğ vazifesinin iyi anlaşılması ve çalışmaların bu doğrultuda yapılması gerektiğini ifade eden Yaman, “İçki ve diğer kötü alışkanlıkların giderilmesi ve dindar gençlik isteniyorsa topluma, tam anlamıyla imanın anlatılması ve kalplere iman yerleştirilmesi gerekir. Çünkü bir toplumda bireyler kötü alışkanlıklara yöneliyorsa, imanlarında bir sorun vardır. Bunu görüp, bu doğrultuda mücadele etmek gerekir” ifadelerini kullandı.
“İçki yasağı yetmez, topluma inanç aşılanmalı”
Hükümetin içki tüketimi konusunda attığı adımların yetersiz, ama güzel gelişme olduğunu ifade eden Yaman, “ İçkiyi yasaklamakla birlikte eğer toplumun imanını güçlendirecek adımlar atmazsanız, yapacağınız işler yarım kalır. Osmanlının son zamanlarında çok az da olsa içki tüketimi için izin verildiği görülmekte. Devlet sırf daha fazla vergi almak için bunlara göz yummuştur. Cumhuriyet döneminden sonra içki tüketiminin kullanılması ile ilgili çıkarılan yasalar iptal edilip, yerine içkiyi özendirici, hatta çocuklar başta olmak üzere topluma bir gıda gibi takdim edildiği su götürmez bir gerçektir” dedi.
“Gençlere, içkinin kötülüklerin anası olduğunu kavratmalıyız”
Gençlerin aklına içkinin bütün kötülüklerin anası olduğu anlayışını benimsetmemiz gerektiğini vurgulayan Yaman, “Eğer gençler düğünlerde veya eğlence mekânlarında içki tüketiyorsa, bu yerlere karşı önlem alınmalı ve yasal işlemler yapılmalıdır. Burada en büyük sorumluluk devletin kurumlarına düşmektedir. Devletin yeterli önlem almadığı yerlerde sorumluluk sivil toplum kuruluş ve medyaya düşer. Sivil toplum kuruluşları da içki ve kötü alışkanlıkların yok edilmesi doğrultusunda çalışmalıdır” şeklinde konuştu.
“Medya kuruluşları kimliklerini ortaya koymalı”
Alınabilecek tedbirler arasında toplumun ıslahı için çalışmayan, aksine alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıkları topluma yaymaya çalışan basın organlarının teşhir edilmesinin ve bu yayın organlarının kontrol altında tutulması gerektiğinin altını çizen Yaman, “Medya kuruluşları kimliklerini ortaya koymalı ve hükümet de bu doğrultuda çalışmalar yapmalıdır. Özellikle televizyon ekranlarında gösterilen dizi ve filmlere dikkat edilmeli, bunların üzerinde sıkı önlemler alınmalıdır. Alınan kurallara uymayan medya organlarına caydırıcı cezalar verilmelidir. Toplum da İslami medyadan bilgilenmeye çalışmalıdır” ifadelerini kullandı.
(M.Sait Adiyaman - İLKHA)