Doğumu, ailesi ve eğitim hayatı
Ali bin Hac, bilinen adıyla Ali Belhac, Tunus'un başkenti Tunus'ta dünyaya geldi. O dönem, Tunus'un Fransa'dan bağımsızlığını kazandığı 1956 yılına denk gelmektedir.
Belhac'ın ailesi, Cezayir'in güneyindeki Adrar vilayetinden, Moritanya asıllı olan bir aileydi. Cezayir'in Fransız işgalinden kurtarılması için verilen bağımsızlık savaşında, Belhac'ın ailesi Cezayir'den Tunus'a göç etmişti. Cezayir Bağımsızlık Savaşı'na iştirak eden, aynı zamanda Kuran hafızı ve askeri uzman olan babası, 1961 yılında Morice Hattı'ndaki bir çatışmada yaşamını yitirmişti. Morice Hattı bu dönemde Fransızların, Tunus'tan Cezayir'e savaşçı geçişini önlemek için inşa ettiği bir askeri hattı.
Bağımsızlığın ardından, 1963 yılında ailesi Cezayir'e geri döndü, ancak 1966 yılında Belhac'ın annesi de vefat etti. Bunun ardından Ali Belhac, amcasının ve anne tarafından dedesinin gözetiminde büyüdü. Ayrıca, babasının bağımsızlık savaşında hayatını kaybetmiş olması sebebiyle "şehit maaşı" da almaktaydılar.
İlk ve orta okulu Cezayir'in farklı okullarında okudu. 1972 yılının ardından, edebiyat ve öğretmen okullarında tahsil görerek, Arapça ve belagat konusunda uzmanlaştı.
Aynı zamanda çeşitli dini kurumlar, camiler ve medreselerde de eğitim gördü. Hocaları arasında Şeyh Ömer el Arbavi, Şeyh Abdullatif Sultani, Şeyh Abdulbaki Sahravi ve Şeyh Ahmed Sahnun gibi isimler bulunmaktaydı. Şeriat, edebiyat ve siyaset alanlarında uzmanlaştı. Birçok makale, araştırma ve dersleri içeren ses kayıtları yayınladı.
Zaman içerisinde ise önemli bir hatip olarak ünlenecekti.
Cezayir İslami Selamet Cephesi'nin eski liderlerinden Ali Belhac (1956-)
Siyasi ve İslami çalışmaları
Eğitiminin ardından, başkent Cezayir'de mescit ve camilerde vaazlar, hutbeler vermeye başladı. 1970'li yılların ortalarında başlayan dersleri ilerleyen yıllarda da büyük ölçüde sürdürecekti.
Hitabeti cemaatleri etkilerken, özellikle genç kesim derslerine rağbet etmeye başladı. Bu yıllarda yirmili yaşlarda olmasına rağmen, kendisini takip eden ciddi bir kitle oluşacaktı.
Belhac, zamanla çalışmalarını başkentin de ötesine taşırken, özellikle sokaklarda, otobüslerde, stadyumlarda, kırsal alanlarda ve diğer kamusal merkezlerde davet çalışmaları yapmaya başladı. 1970'lerin sonunda çalışmaları sebebiyle birçok defa gözaltına alındı.
1983 yılında, bu dönemde Cezayir'deki seküler yönetime karşı "cihat" ilan eden ve silahlı mücadele yürüten Mustafa Buyali'nin hareketine destek olmak ve fetva vermekle suçlandı. Bu yöndeki suçlamalardan dolayı 5 yıl hapse mahkum edildi. Hapiste olduğu dönemde, Cumhurbaşkanı Şazeli bin Cedid kendisini affetse de, Ali Belhac affı reddederek hapiste kalmayı seçti. Cezası bittikten sonra da birkaç ay ev hapsinde tutuldu, toplu konuşmalar yapması engellendi. Ancak cezaevinde olduğu sırada ve ev hapsindeyken de davet çalışmalarına devam etti.
İslami Selamet Cephesi'nin kuruluşu
Cezayir'de 1988 yılına kadar devam eden tek partili sistem, 1988 yılında tek partili yönetime karşı patlak veren protestoların ardından yıkılacaktı. Yaklaşık 500 kişinin hayatını kaybettiği, 15 bin kişinin ise gözaltına alındığı olayların ardından, tek parti olarak ülkeyi yöneten Ulusal Kurtuluş Cephesi çok partili sisteme geçişi ilan ederek protestoları sakinleştirme yoluna gitti.
23 Şubat 1989'da Cezayir Anayasası'nda yapılan değişikliklerle tek parti rejimine son verildi, serbest ve çok partili seçimlerin önü açıldı. Bu süreçler, Cezayir'de yaşanan İslami canlanma sürecinin önünü açacaktı. Ali Belhac, Cezayir'in en tanınan hatiplerinden olarak sürece öncülük edenler arasındaydı.
Abbas Medeni ve Ali Belhac'ın öncülük ettiği çalışmalar sonucunda, İslami Selamet Cephesi isimli siyasi partinin kuruluşu Eylül 1989'da ilan edildi. Ali Belhac da bu partinin etkili hatibi ve Medeni'nin yardımcısı olarak dikkat çekiyordu.
Ali Belhac
İslami Selamet Cephesi Cezayir halkına İslami bir yönetim ve bu kapsamda adalet, ekonomik kalkınma ve İslam alemiyle kaynaşmayı vadediyordu. İslami olmayan bir sistemde parti kurup seçime girmelerinin dinen doğru olmadığına dair eleştirilere İslami Selamet Cephesi, Ekim 1988'de Cezayir'de sistemin çöktüğü, anayasanın ve kanunların fiilen geçersiz olduğu, vaatlerinin açıkça İslam'ı Cezayir'e hakim kılmak olduğunu ilan ettikleri cevaplarını veriyorlardı. Belhac'ın kendisi, demokrasiye karşı olduklarını şu sözlerle belirtiyordu:
"Kendinizi, İslam'da demokrasi olduğunu söyleyenlerden muhafaza edin. İslam'da demokrasi yoktur. Sadece, kendi hükümleri çerçevesinde şura vardır. Bizler çoğunluk-azınlık mefhumlarıyla düşünen bir ümmet değiliz. Çoğunluk hakkı ifade edemez."
Belhac, partinin gerçekleştirdiği ve on binlerce kişinin katıldığı gösterilerde gerçekleştirdiği konuşmalarla, İslami Selamet Cephesi'nin gücünü artırıyordu.
1990 yılında Irak'ın Kuveyt işgali sonrasında Suudi Arabistan, ABD askerlerini bölgeye dahil etme planları yapıyordu. İslami Selamet Cephesi, Abbas Medeni ve Ali Belhac, Suudi Arabistan'ın bu kararına şiddetle karşı çıktı.
İslami Selamet Cephesi'nin seçim zaferleri ve İslami çalışmaları, 1991-1992 darbe süreciyle beraber büyük darbe alacaktı. Ali Belhac, bu kritik dönemde, ordunun kendi önlerine set çekerse silahlanacakları tehdidinde bulundu.
1991 yılının Haziran ayı sonunda Belhac, Medeni de dahil olmak üzere birçok İslami Selamet Cephesi lideriyle beraber tutuklanarak hapsedildi. Ardından 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezayir İç Savaşı sürecinin tamamını hapiste geçirirken, savaşın bitmesinin ardından 2003 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldı.
Serbest kalması ve günümüz
Ali Belhac, 2003 yılında serbest kaldıktan sonra, Cezayir yönetimi kendisinden "siyasi faaliyetlerini durdurma" taahhüdü vermesini talep etti. Belhac bu talebi reddederek, başkent Cezayir başta olmak üzere ülke genelinde çalışmalar yapmaya devam etti.
Ancak iç savaş süreci, özellikle bu süreçte yaşanan olaylar, ülkedeki siyasi heyecanı ve değişime yönelik inancı büyük ölçüde tüketmişti. Belhac'ın çalışmaları, geçmişte olduğu kadar geniş kitlelere yayılamadı. Bu durumda, Belhac'ın takip altında tutulması ve sık sık gözaltına alınması da büyük rol oynadı.
Maruz kaldığı baskılara rağmen Belhac, fikirlerini ve siyasi duruşunu değiştirmeyerek çalışmalarına devam etti. 2005 yılının Temmuz ayında Iraklı direnişçileri övdüğü ve işgal sonrası Cezayir'in Irak'a diplomat göndermesini kınadığı gerekçesiyle hapsedildi. Mart 2006'da serbest bırakıldı.
2011 yılındaki protestolara katılması sebebiyle bir kez daha tutuklandı.
2014 yılında Cezayir seçimlerine katılmak istese de başvurusu reddedildi.
Belhac halen çalışmalarına devam ediyor, sosyal medya üzerinden de videolar yayınlamayı sürdürüyor. -Mepanews