Uzun yıllardır süren adaletsizliği görmezden gelen Adalet Bakanlığı yapılan yanlışlığı itiraf etse de adım atmaktan kaçınıyor.

 “Ömür boyu nafaka vermek adil değil” diyen sayın Adalet Bakanı bu sorunu yaşayan insan sayının az olmasını gerekçe göstererek adım atmanın erken olduğunu söylüyor.

Bu nasıl bir anlayıştır. Bir kişi bile olsa haksızlığa uğruyorsa Adalet onun yanında olmalı değil mi?

Kaldı ki sayın Bakan bu rakamı 55 bin olarak telaffuz ediyor. 55 bin kişinin nafaka sorunu yaşadığını ifade eden Adalet Bakanı bu sayının artması için zamana ihtiyaçları olduğunu ifade ediyor.

Peki sayın Bakan, nafaka sorununu çözmeniz için bu sayının kaça çıkması gerek?

Türkiye’nin bir diğer sorunu: Erken yaşta evlilikler!

Sayın Adalet Bakanının erken yaşta evli olanların yaşadıkları sorunları güzelce dile getirmesiyle birlikte onların hala suçlu gibi yıllardır cezaevinde bulunmalarına göz yumulması ve herhangi bir adımın atılmaması bir başka çelişki değil mi?

 Sayın Adalet Bakanının ifade ettiği gibi “ Ortada tecavüz yok, geleneklere göre evlenme var. Şikayet yok, böyle bir sorun var. Bir kadın mağdur ediliyor, çocuğu varsa bir daha mağdur ediliyor. Kadının bu noktada bu mağduriyetinin gözetilmemesi haksızlık olur...” söylemlerinin altı doldurulmalıdır.

İdarecilerin, sorunları dile getirmekle birlikte yetkili merci olarak sorunları çözmeleri gerekmez mi?

Adalete uygun olan mağdurların mağduriyetini gidermek değil mi?