39. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nın üçüncü açılışını İstanbul Fatih Camiinde yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kitap fuarlarını modern çağın gezen kütüphaneleri olarak görüyorum.” dedi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından düzenlenen ‘39. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nın üçüncü yerinin açılışını İstanbul Fatih Camii’nde yaptı.

19 gün boyunca Fatih Camiinde kitapseverleri ağırlayacak olan fuarın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak yıllardır kalplerimizi manen dirilten Ramazan ayında zihinlerimizi aydınlatmak, bilinç ve idrak dünyamızı canlı kılmak adına kitap fuarları düzenlemekteyiz. Amacımız mübarek Ramazan ayını kitapla buluşmaya vesile kılmaktır.” dedi.

“Bizim medeniyetimiz kitap, kalem, bilgi, ilim, irfan ve kütüphane medeniyetidir”

Başkan Erbaş, İslam medeniyetinin kitap, kalem, bilgi, ilim, irfan ve kütüphane medeniyeti olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:

“Bizler, “oku” emri ile başlayan, kaleme ve onun yazdıklarına yemin eden “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diye mensuplarını uyaran, kalemi kullanmaya ve bilgi peşinde koşmaya teşvik eden bir inancın ve medeniyetin mensuplarıyız. Denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa Allah’ın ilim ve kudretinin sınırlarının idrak edilemeyeceği gerçeğine teslim olarak “Rabbim ilmimi artır” niyazıyla ilim yolunda olmayı teşvik eden bir medeniyettir. Bizim medeniyetimizde ilme de okumaya da “Allah’ın adıyla” başlanır. Bizler, Allah Resulünün hayatında ilme verilen değerin en güzel örneklerini görürüz. Bunun en açık ispatı ise onun yolunu takip eden ümmetinin asırlar boyunca ilimde, hikmette, adalette, güzel ahlakta her zaman dünyaya öncülük etmiş olmasıdır.”

“Kullanıldıkça değerini yitirmeyen şeyler kitaplardır”

“Kitap büyüklerden küçüklere, öncekilerden sonrakilere, bugünden yarınlara kalan en değerli mirastır.” diyen Başkan Erbaş, “Âlemde kullanıldıkça değerini yitirmeyen bir şey varsa kitaplar ve onlarda mevcut olan bilgilerdir. Bu sebeple ben yayınevlerini bu mirasın taşıyıcıları olarak görüyor, kitap fuarlarını da modern çağın gezen kütüphaneleri olarak görüyorum. Kitap neşriyatının da kutsal bir görev olduğuna inanıyorum. Çünkü insanı kitapla buluşturmak, insanı bilmediği ile buluşturmak, bunu imani ve ahlaki bir hassasiyet ile yapmak gerçekten mübarek bir iştir.” diye konuştu.

Erbaş, İslam medeniyetinde kitaba verilen değerden bahsederek “Bizler tarihten günümüze kitaba verdiği değerle örnek olmuş bir medeniyetiz. Adeta kitabı ve kütüphaneyi mabed mesabesinde görmüşüz. Dolayısıyla dünyada hükmettiğimiz her yerde kitaplara değer vermişiz. Birilerinin yaptığı gibi yakıp yıkmamışız. Hep muhafaza etmişiz ve değer vermişiz.” ifadelerini kullandı.

“Bilgi, hikmet, irfan ve ahlaki değerlerle süslenmesi gerekir”

Günümüzde okumanın ötelendiğini onun yerine imajın ve seyrin öncelendiğine dikkat çeken Erbaş, şöyle konuştu:

“Böylesi bir dünyada elbette kitapseverlere büyük görevler düşmektedir. Okumanın, düşünmenin ve keşfetmenin en büyük insani haslet olduğunu bu çağa anlatmak zorundayız. Bugün kitapla bağımız bazı ülkelere göre düşük olsa da ben bu makus talihin değişeceğine inanıyorum. Elbette bunun için emek ve gayrete ihtiyaç var. Eğer bilgiyi ve ilmi sadece cedel vasıtası olmaktan çıkarıp bir değere ve üretime dönüştürebilirsek, hayatla buluşturabilirsek ben bu makus talihin kısa sürede değişeceğine inanıyorum. Şunu da belirtmek isterim ki bilginin aynı zamanda hikmet, irfan ve ahlaki değerlerle süslenmesi gerekir. Aksi halde bilgi insanlığa fayda getirmeyeceği gibi çeşitle felaketlere vasıta olarak kullanılabilecektir ve kullanılmaktadır. Bilgi insanları ihya etmeye katkı sağladığı gibi zaten onun için üretilmesi gerekiyor ama insanları yok etmek için de kullanılabilmektedir. Dünya tarihi bunun örnekleriyle doludur.”

Erbaş, bugün bilgiye sahip olan ve birçok şey üreten Batı merkezli anlayışın en büyük eksikliğinin bilginin hikmet, değer ve güzel ahlak boyutunu ihmal etmesi olduğunu söyledi. (İLKHA)