Milyonlarca insanın, ülkesini terk etmek zorunda kalıp bambaşka dünyalarda mülteci olarak hayata tutunmaya çalıştığını söyleyen Ali Erbaş, "Oysa dünyadaki doğal kaynaklar, bugüne dek hiç olmadığı kadar yüksek düzeyde kullanılmakta ve her geçen gün yeni imkan ve potansiyeller keşfedilmektedir. Buna rağmen yeryüzünde yoksulluğun, açlığın ve çaresizliğin hala bir sorun olarak gündemde olması, dünyanın adalet, hakkaniyet ve merhamet gibi temel insani değerlerden ne denli uzaklaştığının bir göstergesidir" diye konuştu.

Bu durumlardan en fazla İslam ülkeleri ve Müslümanların etkilendiğini vurgulayan Ali Erbaş, şunları kaydetti:

"Yaklaşık üç asırdır İslam coğrafyası, işgallerin, savaşların, terör saldırılarının hedefinde yer almaktadır. Bugün ümmet coğrafyamızın birçok yerinde acı, gözyaşı, hüzün ve matem görmekteyiz. Bu elim manzaranın ardındaki sebepleri doğru okumak ve iyi analiz etmek gerekir. Elbette bunda, İslam dünyasına yönelik harici müdahalelerin önemli bir payı vardır. Malumunuz son birkaç asırdır emperyalizmin sömürge ve istila politikalarına maruz kalan İslam dünyası, savaşlar ve işgaller altında zor ve sıkıntılı süreçler yaşamıştır. Müslüman coğrafya, acımasız saldırıların ve korkunç istilaların hedefi olmuştur. Emperyalist güçler, gerek dini saiklerle, gerekse bölgesel ve kültürel farklılıklardan hareketle İslam dünyasında bir takım yapay sorunlar ihdas ederek, Müslüman toplumları birbirleriyle anlamsız bir kavgaya sürüklemişlerdir, ümmet şuurunu örselemeye, Müslümanlar arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı ortadan kaldırmaya yönelik projeler üretmişlerdir. Diğer yandan içinde bulunduğumuz olumsuz tablonun önemli bir sebebinin ise Müslümanlar olarak bizlerin, yüce dinimiz İslam'ın mesaj ve ilkeleriyle aramıza koyduğumuz mesafe olduğunu düşünüyorum."