Ramazan ayına sayılı günler kala et fiyatları yükseldi. Et ve Süt Kurumu (ESK) kırmızı et fiyatlarına yüzde 48 oranında zam yaptı ve 1 kilogram kıymanın fiyatı 56 TL'den 83 TL'ye, kilogramı 62,5 TL olan kuşbaşı ise 92 TL'ye yükseldi.

Son dönemde dünya genelinde yaşanan tedarik zinciri sorunları, enerji, yem, arpa ve gübre gibi girdi maliyetleri fiyatlarındaki yükselişler temel besin kaynaklarının fiyatları yukarı yönde etkiliyor. Bu kapsamda kırmızı et fiyatları cep yakmaya başladı.

Türkiye'de çok sayıda üreticinin süt üretmek yerine dişi hayvanlarını keserek kazanç sağlama yolunu seçtiği ve anaç hayvanları azalan Türkiye'nin kırmızı et stokunun da azaldığı belirtiliyor. Son günlerde et ve canlı hayvan ithalatı ta gündeme gelirken, sektör temsilcileri ithalatın çözüm olmayacağına dikkat çekiyor.

Küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiricileri ete gelen zammı yem fiyatlarının yükselişine ve diğer girdi maliyetlerinin artmasına bağlıyor.

Kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi için et veya canlı hayvan ithalatının kalıcı bir çözüm olmadığını vurgulayan Gaziantep Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Osman Türkman, yurt dışından hayvan veya et ithalatı yaparak Türkiye’ye daha ucuz et yedirmenin mümkün olamayacağını söyledi.

Kırmızı et fiyatlarının düşürülmesi noktasında ithalatın kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm olamayacağını, bu durumun ortadan kalkması için uzun vadeli ve entegre planlamalar yapılması gerektiğini belirten Türkman, maliyetlerin de düşürülmesi gerektiğini ifade etti.

Kırmızı et veya canlı hayvan ithalatı yerine yerli üretimin teşvik edilmesini ve maliyetlerin fiyatının düşürülmesi gerektiğini belirten Türkman, hiçbir zaman canlı hayvan ve kırmızı et ithalatının doğru olmadığını vurguladı.

 “Et fiyatının yükselmesi yurtdışına yapılan hayvan ihracatı değil”

Şu anda etin dünyada en ucuz olduğu ülkelerden bir tanesinin Türkiye olduğunu belirten Türkman, “Geçen haftaya kadar Türkiye'den yurtdışına küçükbaş hayvan ihracatı yapılıyordu ve devam ediyordu. Et fiyatlarının biraz yükselmesi nedeniyle de geçen hafta itibariyle Tarım ve Orman Bakanlığımız yurtdışı hayvan ihracatını durdurdu. Türkiye'deki et fiyatının yükselmesi yurtdışına yapılan hayvan ihracatından dolayı kaynaklanmadı.” dedi.

“Türkiye'de yaklaşık 57-58 milyon civarında küçükbaş hayvan var”

Türkiye'den 2021 yılında yurtdışına 235 bin küçükbaş hayvan ihracatının yapıldığını bildiren Türkman, “Bu küçükbaş besili erkek hayvan ihracatının da yaklaşık 163 bini Gaziantep'ten yapıldı. Dolayısıyla basında geçen hafta içerisinde birilerinin beyan ettiği şekilde ‘Türkiye'den yurtdışına özellikle Katar’a iki buçuk milyon hayvan gitti, et fiyatları o yüzden yükseldi’ denildi. Böyle bir şey yok. TÜİK verilerine göre, Türkiye'de yaklaşık 57-58 milyon civarında küçükbaş hayvan var. Haydi diyelim TÜİK verileri rakamı tam karşılamıyor ama en az 47-48 milyon civarında küçükbaş hayvan olduğunu yani yaklaşık 50 milyona yaklaşan küçükbaş hayvan sayımızın olduğunu ön görürsek; Türkiye'den 235 bin hayvan ihracatını kıyasladığımızda 2021 yılında Türkiye'deki her bin hayvandan 4 tane hayvanın yurt dışına ihraç edildiğini görmüş oluruz. Dolayısıyla bin taneden 4 tane hayvanın ihraç edilmesi et fiyatlarının yükselmesine sebep olmaz. Et fiyatlarının yükselmesine sebep olan neden yem maliyetleridir. Türkiye’den yurtdışına öyle milyonlarca ihraç edilen küçükbaş hayvan yok. Son bir yılda maliyetler Türkiye'de yaklaşık yüzde 50 ile yüzde 150 arasında arttı. Başta da yem maliyetleri ve diğer giderler olmak üzere fiyatların artmasından dolayı et fiyatları arttı.” ifadelerini kullandı.

Küçükbaş kesim fiyatları ile ilgili de bilgi veren Türkman, “En son cuma günü Gaziantep’te küçükbaş erkek besilik kesim fiyatlarımız 51 buçuk liraydı. Türkiye'de büyükbaş genelde karkas olarak kesiliyor. Büyükbaş hayvanda 85-86 lira civarında bir rakamdan kesiliyordu. Dolayısıyla bu rakamlar bizim şu anda dünyadaki ortalama piyasanın altındadır.” şeklinde konuştu.

“Et ithalatı çözüm değil”

Et ithalatının çözüm olmadığını belirten Türkman, ithalatın serbest bırakılmasının hayvancılığın gelişmesine zararlar vereceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Evet, devlet yurt dışından tüm et getirebilir, pahalıya mal edip vatandaşa ucuza satmaya çalışabilir, aradaki zararı da hazineden karşılayabilir. Ancak bu dün olduğu gibi bugün de sürdürülebilir değil. Özellikle son 8-10 senedir yurtdışından Türkiye'ye canlı hayvan geldi, karkas et geldi, biz hep et ve hayvan açığımızı bu şekilde kapatmaya çalıştık. Ama şunu hep gördük taşıma suyla değirmen dönmüyor. Bu sürdürebilir değil. Çiftçinin, köylünün üretimi artırabilmesi için desteklenmesi lazım. Yurtdışından et veya karkas gelmesi ile bu iş çözülmez. Kısa vadeli belki bir fiyat düşüşü yaşanabilir ama bu da çok büyük rakamlarla olmaz. Çünkü içeride de hayvan sayımız azaldı. Özellikle büyükbaşta ineklerin kesilmesi ile ve halen kesilmesinin devam etmesi nedeniyle hayvan sayımız azaldı.” diye konuştu.

“Yurtdışından et getirmek sürdürülebilir olmaz”

Yurtdışından gelecek et ve karkas fiyatlarının daha yüksek olduğunu belirten Türkman, “Dolayısıyla bizim yurt dışından hayvan getirmeyi ile buradaki et açığımız kapanmaz. Polonya ve Macaristan’dan daha önce yüklü miktarda Türkiye'ye karkas et geliyordu ama şu an özellikle Ukrayna ve Rusya savaşı ile beraber özellikle Ukrayna'dan Polonya ve Macaristan’a milyonlarca insan göç etti ve bu milyonlarca göç eden insanların orada gıda ihtiyacı olacak. Dolayısıyla bu ülkelerdeki gıdaya olan talep daha da artmış olacak. Öncelikle dünyadaki her ülkede olduğu gibi herkes kendi gıdasını tedarikinin derdine düşüyor, üretim azalıyor ve ülkeler öncelikle kendi vatandaşını ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Dolayısıyla bu anlamda yurtdışından et getirmek sürdürülebilir olmaz. Devletin önceliği kırmızı et veya canlı hayvan ithal etmek olmamalıdır.” önerisinde bulundu.

“Çiftçinin tarlasını ekmesinin sağlanması lazım”

Gıda, et ve süt fiyatlarının düşürebilmesi için devletin tarlasını ekmeyen çiftçinin ekmesini sağlaması gerektiğini ifade eden Türkman, şöyle konuştu:

“Evet, gerçekten üretici ekmek istiyor ama önünü görürse ekmek istiyor. Ya da maliyetleri karşılayabilirse ekebilir. Bu yüzden özellikle başta gübre, akaryakıt tohum ve elektrik maliyetleri anlamında çiftçi desteklenirse, tarlasının ekilmesi sağlanır. Tarlası ekilirse gıdanın maliyeti ucuza mal olmuş olur. Dolayısıyla ucuza mal olan gıdayla tüketicide ucuz gıdaya, ete, una, yağa ve şekere ulaşmış olur. O yüzden çiftçinin tarlasını ekmesinin sağlanması lazım. Ağıldaki hayvan sayısını arttırmasının sağlanması lazım. Bu da kendi çiftçimize sahip çıkmamızla olacak. Özellikle yurtdışından ‘et ithal edilecek’ cümlesinden dolayı gerçekten birçok üreticinin canı sıkılıyor ve zarar edeceklerini düşünüyorlar. Ama ben bu tarz çıkışlarında kısa süreli olacağını, yurtdışından bu şartlarda Türkiye'ye karkas et ve canlı hayvan geleceğini çok öngörmüyorum. Az miktarda gelecek bile olsa belki 3-5 günlüğüne küçük fiyat inişlerine sebebiyet verebilir ama uzun vadede fiyatlarının yükseleceğini öngörüyoruz.”

“Elimizden geldiğince üretmeye devam edelim”

“Et fiyatlarının yükselmesini üreticiler olarak biz de istemiyoruz” diyen Türkman, “Maliyetler yükseldiği için et fiyatları yükseliyor. Yoksa gönlümüzden geçen başta yem maliyetleri ve diğer girdiler ucuzlasın. Bizde eti ve sütü daha ucuza mal edelim. Tüketicide uygun fiyata gıdasını sofrasına, evine götürebilirsin. Bizimde gönlümüzden bu geçiyor. Yoksa fiyatların artması bizim de çok hoşumuza giden bir durum değil. Önümüzdeki süreçte ben fiyatların düşeceğini öngörmüyorum. Fiyatlar bu girdi maliyetleri ile yükselecek gibi görünüyor. Dünyada olduğu gibi gıdaya ulaşım gerçekten her geçen gün zorlaşıyor. Evet, tüm dünya ve tüm sektörler gibi sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz ama önümüzdeki süreçte üretim yapan insanların kazanacağını düşünüyorum. Bu anlamda elimizden geldiğince üretmeye devam edelim. Üretim yapmaya çalışalım.” dedi. (İLKHA)