Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar;
NATO Genel Sekterine kritik dönemde liderler toplantısına öncelik ettiği şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Değerli dostum Stoltenberg'in gösterdiği liderlik ve görev süresinin uzatılmasıyla cani gönülden tebrik ediyorum. Belçika makamlarına ev sahipliğinden ötürü tebrik ve takdirlerimi ifade ediyorum.
Ukrayna ve Rusya savaşı bugün itibariyle birinci ayını geride bıraktı. NATO müttefikleri olarak aldığımız kararlarda caydırıcılık ve savunma yapısını güçlendirmeye yönelik adımlardır. İttifakın Rusya ve üçüncü bir ülkeye tehdit oluşturacak bir yapısının olmadığının altını çizmiş olduk.
Müttefiklerin korunmasına yönelik tedbirler alınırken güvenliğin bölünmezliği ilkesine dikkat çektik. Terörizmle mücadele dahil olmak üzere milli önceliklerimizi, hassasiyetlerimizi müttefiklerimiz nezdinde bir kez daha dile getirdim. Türkiye ittifak dayanışma ruhunu esas alarak NATO'nun caydırıcılık ve savunma tedbirlerine gerekli katkıyı vermeye devam edecektir.
Ukrayna'nın toprak bütünlüğü konusundaki kararımızı belirttim. Nihai çözümün Rusya ve Ukrayna ile uluslararası kamuoyunun kabul edeceği muteber bir formüle dayanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu süreçte Türkiye, gerek coğrafi konumu gerekse NATO müttefiki olarak özel ve istisnai bir yerde duruyor."
Savaşın sona ermesi için iki ülkeyle de yoğun temas halindeyiz. Taraflar arasındaki müzakereleri yakından takip ediyoruz. Müzakere sürecini kolaylaştırmak için birçok adım attık. İnsani yardım konusunda üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz.
AFAD, Kızılay ve STK'lar sahada özveri ile çalışıyor. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere herkes kapısına gelen mültecileri desteklemeli, sıkıntılarının hafifletilmesi için elini taşın altına koymalıdır.
Türkiye, ittifak dayanışmasını esas alarak NATO’nun caydırıcılık ve savunma tedbirlerine katkıyı sürdürecek. Müttefiklerimizden aynı dayanışmayı bekliyoruz.
"MONTRÖ'NÜN YETKİLERİNİ KULLANIYORUZ"
Savaşın başından itibaren Montrö Sözleşmesi'nin ülkemize sağladığı yetkileri Karadeniz'de gerilimi düşürme amacıyla kullanıyoruz. İnsani yardımda da üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Şu ana kadar bölgeye 56 TIR insani yardım gönderdik, göndermeye de devam ediyoruz.
Türkiye'ye giriş yapan Ukraynalıların sayısı 60 bine yaklaştı. İnsani yardımlarımız sürecek. Sivil toplum kuruluşlarımız sahada çok büyük bir özveriyle çalışıyor.
KARŞILAŞTIĞIMIZ ENGELLEMELERİN HİÇBİR MAKUL GEREKÇESİ OLAMAZ
Savunma sanayimizin önüne bizzat bazı müttefiklerimiz tarafından konan kısıtlamaların artık kaldırılması ortak menfaatimizedir. Türk savunma sanayi ürünlerinin başarıları ortadayken bu alanda karşılaştığımız engellemelerin hiçbir makul gerekçesi olamaz. Müttefikler arasında gizli-açık ambargoların bırakın uygulanmasını, gündeme dahi gelmemesi gerekir. Bu konudaki beklentilerimizi liderlerle paylaştım.
Geldiğimiz noktada başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere küresel güvenlik mimarisinin ciddi bir reforma tabi tutulması kaçınılmazdır.
Suriye'den Libya'ya, Yemen'den Ukrayna'daki savaşa kadar yaşadığımız tüm krizlerde sistemin adaletsiz yapısından kaynaklanan sorunları gördük, acı bir şekilde tecrübe ettik. Küresel bir güvenlik mimari reformu artık kaçınılmazdır. Bu evlatlarımıza karşı sorumluluğumuzun da bir gereğidir. Tüm insanlığın huzuru ve selameti için dünyanın beşten büyük olduğu gerçeği olduğunu hatırlatmaya devam edeceğiz.
İKİ LİDERİ BİR ARAYA GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ
İki lideri bir araya getirmeye çalışıyoruz. Putin ve Zelenskiy ile görüşmelerimizi devam ettireceğiz, gayretimiz iki lideri bir araya getirmek suretiyle özellikle bir barış atmosferini oluşturmak.
Zelenskiy, Türkiye'nin ara buluculuğunu bizzat istiyor. Her zaman barış politikasını takip ettik, barış için çalışacağız