Brüksel`de Başbakan Erdoğan`ı Suriye lideri Beşşar Esad`a benzeten ve Erdoğan`a `katil` diyen Kılıçdaroğlu geri adım atmadı.

Aydın`da Demokrasi ve Özgürlük İçin Meydan Okuyoruz mitiginde konuşan Kılıçdaroğlu şimdi de Erdoğan`ı hainlikle suçladı.

"Kaddafi`yi de Erbakan`ı arkadan hançerledi" diyen Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının Suriye`deki muhaliflere eğitim verdiğini ve para yardımı yaptığını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman biz komşulara düşmanlık beslenmediğini belirterek, "Burada silahlı adamları eğitip üstlerine göndermedik. Türkiye`nin vakarına, tarihine yakışmaz böyle bir tablo ama bu tabloyu yaptılar. Özgür Suriye Ordusu`nu kurdular, silah verdiler ceplerine para koydular" dedi.

Kılıçdaroğlu, Aydın İstasyon Meydanı`nda düzenlenen "Demokrasi ve Özgürlük İçin Meydan Okuyoruz" mitinginde halka seslendi.

Konuşma öncesi Mustafa Balbay`ın mektubunun okunduğunu ve Balbay`ın "Keşke ben de Aydın`da olsaydım" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bedenin dört duvar arasında ama ruhun, ideallerin, fikirlerin Aydın Meydanı`nda bunu bilmeni isterim. Haberal Hocamıza da selam gönderiyorum, hiç merakta olmayın demokrasi ve özgürlüğü bu ülkeye getirmek için her türlü çabayı yüreklice sergileyeceğiz" diye konuştu.

Bir ülkeyi yönetenlerin, o ülkenin onurunu korumak zorunda olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti Hükümeti`nin iktidara, "komşularla sıfır sorun" vaadiyle geldiğini ancak şu anda tüm komşularla kavgalı hale gelindiğini savundu.

Hükümetin Suriye politikasını eleştiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Suriye`de demokrasinin olmadığı söyleniyor. `Kan gövdeyi götürüyor` diye söyleniyor, ne söylenirse söylensin CHP olarak bizim görüşümüz şu biz Mustafa Kemal Atatürk`ün söylediği gibi `Yurtta barış dünyada barış` istiyoruz. Bir ülkenin başbakanı daha düne kadar `kardeşim` dediği, eşiyle beraber tatil yaptığı, sınırları, vizeleri kaldırdığı, ortak bakanlar kurulunu yaptığı bir ülkeyle bir gecede düşman oldu. Ertesi gün `kardeşim Esad`dan düşmanım Esad`a geçti. Kim söyledi bunu? Batının egemen güçleri ona görev verdiler, `Suriye`ye savaş açacaksın` dediler. Ne kadar ipten saptan kopuk varsa Türkiye`ye getirdiler. El Kaideciler, Nusracılar, ellerine silah, ceplerine para kondu Suriye`ye gönderildiler, `git kardeşini öldür` diye. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman biz komşumuza düşmanlık beslemedik. Burada silahlı adamları eğitip üstlerine göndermedik. Türkiye`nin vakarına, tarihine yakışmaz böyle bir tablo ama bu tabloyu yaptılar. Özgür Suriye Ordusu`nu kurdular, silah verdiler ceplerine para koydular. Katar Emiri`nin dolarlarıyla Türkiye`nin dış politikası satın alınacak bunu düşünebilir miydiniz? Yapılan bu, görünen tablo bu.

Suriye`de akan kanın sorumlularından birisi de AKP Hükümeti`dir ve onun başındaki Recep Tayyip Erdoğan`dır. Sen terör örgütü mensuplarını getirip Türkiye`de eğitir, eline silah verir Suriye`ye gönderirsen, terör ihraç edersen bir gün sana geri döner ve geri döndü. Reyhanlı`da 51 yurttaşımız hayatını kaybetti. Bu işin sorumlusu kim? Recep Bey`dir bu işin sorumlusu. Eğer komşunuzda yangın çıkarsa önce elinize su alır, yangını söndürmeye çalışırsınız çünkü yangın size sıçrar. Komşuda yangın var, söndüreceğine eline almışsın benzin bidonunu. Sonuçta olan bu millete oluyor. 51 vatandaşımıza oldu."

Hükümetin, Suriye politikasına eleştiri

Başbakan Erdoğan`ın Reyhanlı ve Uludere`ye gidemediğini, kendisinin tüm illere polis ordusu olmadan gidebildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye`nin, Suriye politikasının yanlış olduğunu en başından itibaren dile getirdiklerine değindi.

"Rüzgar ekiyorsun fırtına biçersin" dediklerini anımsatan Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye için demokrat olanların Irak`taki Müslüman ölümlerine ses çıkarmadığını iddia etti.

"Demokrasi getireceğim" diye yola çıkılan Suriye`de ölü sayısının 200 bini aştığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Kardeşim dedi, arkasından hançerliyor. Kaddafi`yi de böyle hançerledi. Elinden ödül aldı, sonra gitti Kaddafi`nin katillerini tebrik etti. Erbakan`ı da böyle hançerledi, bunların ruhunda var zaten topluma ihanet etmek" şeklinde konuştu.

Anayasa konusunda CHP`nin tavrının açık olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Hiçbir güç, Recep Tayyip Erdoğan`da dahil, anayasadan `Türk` sözcüğünü çıkaramaz. Bir tek CHP`li Parlamento`da olsa bile buna izin vermeyeceğiz. Hiçbir güç anayasadan `Türk Milleti` kavramını çıkaramayacak. Mustafa Kemal Atatürk`ün kurucu ve önder rolü, anayasanın başlangıç bölümünde yer alacaktır. Recep Tayip Erdoğan ve arkadaşlarının gücü bunu kaldırmaya yetmeyecektir. 4. Anayasa`nın ilk üç maddesi asla değiştirilemez. Buna izin vermeyeceğiz. Türkiye Devleti bir cumhuriyettir, kimsenin gücü bunu değiştiremeyecektir. Başkanlık hayalleri kuran Recep Tayyip Erdoğan asla bunu gerçekleştiremeyecek ve CHP olduğu sürece başkanlık sistemi Parlamentodan asla geçmeyecektir. Bizim ölülerimizi, bedenlerimizi çiğnemeden Türkiye`de bir rejim değişikliğine asla izin vermeyeceğiz."

Anayasanın ilk üç maddesine yönelik AK Parti`nin değişiklik teklifleri bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bunların nesinden rahatsız AKP Hükümeti? Bayraktan mı rahatsız, devletten mi, cumhuriyetten mi rahatsız? Neden rahatsız olduklarını çok iyi biliyorum. Asla ve asla `Ben Türkiye Cumhuriyeti`nin başbakanıyım` diyemiyor. Niye diyemiyorsun? Türkiye Cumhuriyeti ile senin alıp veremediğin ne?" diye konuştu.

-"Demokrat denmez, diktatör denir"-

İktidar tarafından kurulan mahkemelerin adalet dağıtmadığını savunan Kılıçdaroğlu, Silivri`nin "1940`larda Hitler`in Almanyası`nda oluşturulan toplama kamplarının 21. yüzyıl versiyonu" haline geldiğini iddia etti.

Türkiye`nin yarı açık cezaevine döndüğünü ve medyanın özgür olmadığını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, tek parti rejimine doğru gidişin söz konusu olduğunu belirtti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer bir ülkede gencecik üniversite öğrencileri hapse atılıyor ve yargıcın önüne aylar geçtiği halde çıkarılmıyorsa bunu savunan adama demokrat denmez, o rejimi, yapıyı sağlayan adama diktatör denir. `Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır` diyen adam demokrat olmaz, ona dense dense diktatör denir. `Ben Silivri davalarının savcısıyım` diyen demokrat olamaz, olsa olsa diktatör olur. Özel yetkili mahkemeleri, düşüncesini özgürce dile getirenlerin toplanıp hapse atılmasını sağlayan mahkemeleri, eski 12 Eylül ürünü mahkemeleri savunanlara demokrat denmez, onu savunanlar olsa olsa diktatör olur. 1 mayıs, 19 Mayıs, 23 Nisan ve 29 Ekim`i ne yaptılar? Yasakladılar. Kendi milli bayramlarını yasaklayanlara demokrat denmez, diktatör denir. Tutuklandıktan sonra yıllarca hakimin karşısına çıkmayan, dosyasına gizlilik kararı konduğu için avukatı tarafından dahi neyle suçlandığını bilmeyen bir sistemi getirene demokrat denmez, dense dense diktatör denir. Anayasal hak olan grev yapan işçinin grev kırıcılığını özendiren, sendika kurmak istediği için kapının önüne bırakılan işçinin hakkını savunmayan adama demokrat denmez, diktatör denir."

Akil İnsanlar Heyetinin çalışmaları

Kılıçdaroğlu, CHP`li belediyelere her fırsatta operasyon yapılan bir düzen getirildiğini, Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu`nun yürekli bir kadın olduğunu, ayrım yapmadan hizmet verdiğini ancak onlarca kez savcılığa çağrıldığını belirterek, "Aydın`dan sesleniyorum ister Aydın, ister Antalya ister İzmir ister Eskişehir... Nerede bir CHP`li belediye varsa üzerine gitmezsen namertsin. Çünkü bizim verilemeyecek hesabımız yok, kul hakkı yemeyiz, 5 kuruşun hesabını veririz. Siyasete yırtık ayakkabıyla girip dünyanın en zengin başbakanlarından biri olmadık. Namusuyla çalışıp alın teriyle kazanıp halka hizmet etmeyi hakka hizmet etmek olarak bildik ve öyle kabul ediyoruz" dedi.

Konuşmasında Akil İnsanlar Heyetinin çalışmalarına da da değinen Kılıçdaroğlu, akil adamların kişiler tarafından değil, toplum tarafından seçilebileceğini, "aklını siyasi otoriteye kiralayan" adamlara akil adam denemeyeceğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetin partisi, halkın partisi CHP olduğu sürece hiç endişe etmeyin demokrasiyi, anayasayı, özgürlüğümüzü, kavramlar ve kişiler ne olursa olsun korumanın mücadelesini vereceğiz, endişe etmeyin bize güvenin" dedi.

Miting sonunda kürsüden iki beyaz güvercin uçuran ve karanfil dağıtan Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra parti otobüsüne bindi ve halkı selamladı.

rotahaber