20 Mart 2022 Pazar günü Adana-Ceyhan Cevat Yurdakul Caddesinde tutuklu bulunan vakıf/dernek üyesi arkadaşlarının serbest bırakılması amacıyla üyelerce basın açıklaması sonrası özgürlük yürüyüşü yapılmak istenmiştir. 'Etkinliğin yasa dışı olduğu ve dağılmaları konusunda yapılan uyarıları' dikkate almadıkları ve 'Korsan etkinliği yapma konusunda ısrarcı' oldukları gerekçesiyle Adana Emniyet mensubu bazı polisler tarafından yürümek isteyen kişiler üzerine cop, biber gazı ve plastik mermiyle müdahale edilerek yürüyüş engellenmeye çalışılmıştı.
Yapılan müdahale şekli ve dozu hakkında yazılı açıklama yapan Van SDİ Dönem Sözcüsü Prof. Dr. İsmail Hakkı Ekin, her ne kadar toplumun genelinin değerleri ve yaşantıları ile ilgili toplumsal tefrikaya neden olacak bazı hal ve hareketlerde bulunsalar bile Furkan Vakfı mensuplarının bu protesto eylemine yönelik polisin müdahale biçimi ve bu esnada kimi protestoculara karşı uygulanan şiddet, hukukun gerekliliğine inanan ve vicdan sahibi herkesi derinden sarstığını ifade etti.
"Kamu; vatandaşa öfke ve nefretle değil, hukukla, adaletle muamele etmelidir"
Ekin, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü hakkındaki Anayasanın 34. Maddesi ile 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 3. Maddesinde: 'Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.' denilmektedir. Emniyet mensuplarının görevi bireyin yasal ve anayasal haklarını engellemek için güç kullanmak değil, temel hak ve hürriyetlerini rahat bir şekilde kullanabilmeleri için güvenlik önlemleri almaktır." dedi.
Adana'da bazı emniyet çalışanları tarafından sergilenen bu hukuksuz davranışı, kişilerin onur ve şerefine yapılmış insanlık dışı bir müdahale olarak gördüklerini ifade eden Ekin, şunları söyledi:
"Adana Valiliğince haklarında soruşturma başlatılmış olmasını isabetli ve yerinde bir karar olarak nitelendiriyoruz. Sivil toplum kuruluşu üyesi kişilerin tutuklu bulunan arkadaşları veya başka kişiler için serbest bırakılmasına yönelik basın açıklaması sonrası yürüme taleplerine emniyet mensuplarının orantısız güç kullanarak cevap vermeleri hukuksuz ve orantısız yetki kullanmaktan başka bir şey değildir.
Ulusal ve uluslararası kamuoyu önünde bu ülkeye ve halka bu utancı yaşatan polisler ve talimat veren amirlerinin 1990'lı yıllarda kaldığına inanmak istiyoruz. Hiç vakit kaybetmeden ve kimseye ayrıcalık tanınmadan soruşturmanın ivedi bir şekilde sonuçlanmasını, bir daha bu tür eylemlere teşebbüs edilmemesi adına gerekli önlemlerin alınmasını İçişleri Bakanlığından talep ediyoruz.
Olaylarda, kim tarafından yapılırsa yapılsın orantısız güç kullanımını ve kamuoyu vicdanını kanatacak muameleyi tasvip etmiyoruz. Bu orantısız güç kullanımını çok manidar buluyor, yapılan bu hukuk ve insanlık dışı müdahaleyi şiddetle kınıyoruz." (İLKHA)