Patlayıcıların aktarımının Kuzey Irak'tan yapıldığını ifade eden Bakan Soylu, "Herhalde Şemdinli civarında arabayı bırakıyorlar. Polis memuru arabayı alıyor." dedi.
Polis memurunun 2019 yılında 'adi suçtan' ihraç edildiğini belirten Bakan Soylu, "Daha sonra mahkeme kararıyla geri dönüyor. Sonra başka bir yere vermişiz, oradan da İstanbul'da bir yere geçmiş. Hedefi İstanbul'du." ifadelerini kullandı.
Polisin ifadesinde külçe altın getirdiğini söylediğini belirten Bakan Soylu, "Biz buna inanmıyoruz. Çok sıkıntılı bir tip bu. Kablo hırsızlığı yapmış. Bu tür ucuzlukları çok. Buralarda görev yaptığı için buna hülle yapmışlar ve ele geçirmişler." diye konuştu.
ADANA'DA POLİS ŞİDDETİ!
Bakan Soylu Adana'da Furkan Vakfı gönüllülerine yönelik polis şiddetine ilişkin şunları söyledi;
Son 4-4 buçuk aydır bu grup sadece Adana'da 50'nin üzerinde eylem gerçekleştirmeye çalıştı. Neden? Şunun için, eylül-ekim gibi bunların içinde bulunan bir kişinin maddi kaynağı aktardığı öğreniyor, Kuytulcu 7 kişi bu kişiye işkence ediyor, olay yargıya taşınıyor sonrasında. 7 kişi tutuklanıyor. Başka bir yerde de bir doktoru mülk konusunda tehdit ediyorlar, emniyet tehdidi gerçekleştireni yakalıyor, bu kişi de tutuklanıyor. Bunlar da meselenin kime nasıl sirayet edeceğini bildiklerinden olayı terörize etmeye çalışıyorlar. Bunlar bir dini bir grup olmaktan ziyade siyasi kimliklerini öne çıkararak, bunun önüne daha farklı kimlikler inşa ederek bir motivasyon üzerinden yürüyorlar.
Ne zamanki 15 Temmuz sonrası terörle iltisaklı bir süreç başlatıldı. Yargı bunlar hakkında karar verdi ve terör dosyası olarak kabul etmedi. Biz yargının kararını başımızın üstüne koyduk. Ancak bu kimseye, bu ve başka irtibatlara devam etme hakkını vermiyor. Siz bir sokak yürüyüşü yapacaksanız, 2911'e göre bunun kanunu var. Gereğini yerine getirmezseniz polisin tedbir alma hakkı var. Sadece Adana'da son dört ayda 50'den fazla eylem yapmışlar biz buna 'eyvallah' demeyiz.
Bunlar sokağa çıkarlar ellerinde kamerayla, çocukları öne çıkarırlar, kadınları öne çıkarırlar, tükürürler, tahrik ederler, her türlü şeyi yaparlar. 'Polis bir eksiklik yapsa da çeksem' diye.
Biz bu eylemleri engellemek için elimizden geleni yapıyoruz ancak bir silsile vardır. Nedir, önce fiziki durursunuz, sonra kalkanları kaldırırsınız, sonra TOMA'dan su sıkarsınız, jop en sondur. Bunu arkadaşlarımız daha önce oldukça hassas davrandılar ve silsileyi sağladılar.
Alparslan Kuytul kökü dışarıda bir adamdır. Bir suç işletmiş bir suç daha işletmiş. 'Üzerime geliyorlar' demek için çabalıyor. Karşımızda hakikaten bir şaklaban ve başka yerlerden talimat alan biri var. Kendisine 'hoca' dedirtiyor. Siyasete giriyor, darbeyi meşru kılmaya çalışıyor, ByLock meselesine karışıyor, Cumhurbaşkanının kaleminin kırıldığını söylüyor ve 'yakında şerefini izzetini alacaklar' diyor. Bu kadar haysiyetsiz, bu kadar alçak bir değerlendirmeyle insan karşı karşıya bırakılır mı?
Sosyal medyada bu son olayı 28 Şubat'a benzetenler var. Beni bağışlayın, bu doğru bir yaklaşım değil. 28 Şubat'taki yaklaşımın asaletine, insanların hakkını savunmasına halel getirir bu. Bu yaklaşıma izin vermeyiz."