Uluslararası Minber-i Aksa 3. İmamlar, Hatipler ve Davetçiler Kongresi İstanbul Çamlıca Camii Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Kongreye, 40 ülkeden 300'ün üzerinde din adamı katıldı.

Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Görmez, burada yaptığı konuşmada, Mescid-i Aksa ve Kudüs sorununun, vicdani ve somut pratiklere ulaşmak için sürekli gündeme getirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

İslam ümmeti, ilk kıblemizi işgalcilerin elinden almadığı sürece Allah'ın nuruna ulaşamaz
Filistin davasının haklı bir dava olduğunu vicdanı olan herkesin bilmesi gerektiğine vurgu yapan Görmez, "Adalet ve hak algısı olan herkes bu davayı desteklemek zorunda. Herkes, Filistin'de gerçekleşen zulmün, işgalin ve ırkçılığın karşısında durmak zorunda. İslam ümmeti, ilk kıblemizi işgalcilerin elinden almadığı sürece Allah'ın nuruna ulaşamaz. Bu, mümkün değil. Filistin halkı bu haklı dava için sizi çağırıyor sizden dayanışma bekliyor. Mescid-i Aksa'yı korumak bizim görevimiz. Buralar özgürleşmeden İslam dünyası onurunu geri kazanamaz." dedi.

Görmez, İslam dünyasını kaplayan umutsuzluğun bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

"Filistin davası gibi tüm ümmeti ilgilendiren konularda Müslümanlara umutsuzluk aşılanıyor. Biz alimler, İslam dünyasında sadece ilmi sorunlarla karşı karşıya değiliz sadece bunlarla ilgilenemeyiz. Bu sorunların yanı sıra sosyal, eğitimsel ve siyasi sorunlarla da muhatabız. Dolayısıyla bu alanlardaki mevcut sorunları çözmek için yönetimlerle davetlerde de bulunmak zorundayız. Mescid-i Aksa'yı kurtaracak somut planlar yapmak her platformda Kudüs sorunu gündeme getirmek zorundayız."

Vicdanı, imanı olan herkesin bu soruna sahip çıkması lazım
TBMM Türkiye Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan ise Filistin meselesinin sadece Filistinlilere ait bir mesele olmadığını, vicdani olan herkesin Filistin meselesine üzülmesi ve öfkelenmesi gerektiğini söyledi.

Filistin sorunun dünya halklarının atar damarı olduğunu ifade eden Turan, "Filistin'de 73 yıldır acı yaşanıyor. Maalesef dünya Filistin'de yaşanan acıya iki yüzlü yaklaştı. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde bir kez daha gördük. İnsanları, göz renklerine, saçlarına, dinine ve ırkına göre ayrıştıran anlayış maalesef dünyaya hükmediyor. Bu anlayışı tüm dünyaya teşhir etmek zorundayız." dedi.

Turan, Kudüs'ün tarihi boyunca Müslümanların hakim olduğu dönemlerde barış içinde yaşadığını, Müslümanların pasif olduğu dönemlerde ise sadece acı ve işgal altında kaldığını anlattı.

Müslümanların bir araya gelmesi, birleşmesi sonucu ancak Kudüs'ün özgürleşebileceğini ifade eden Turan, şunları söyledi:

"Filistinli kardeşlerimize, tüm ümmet adına büyük bir minnet borcumuz var. Filistin halkı, Osmanlı'nın çekilmesinden beri yaklaşık 100 yıldır davasında asla geri adım atmadı. Hala direniyor, bedel ödüyor ve çile çekiyorlar. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ya öldürülüyor ya da tutuklanıyor. Vicdanı, imanı olan herkesin bu soruna sahip çıkması lazım. İsrail bu zulümlerine devam ettiği sürece İsrail'i hoş görmemiz mümkün değil."

"Dış algılara karşı güçlü bir medya gerekiyor"
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği de Filistinlilerin, Mescid-i Aksa'yı canları ve malları pahasına korumaya çalıştıklarını bu haklı davalarından her ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyeceklerini anlattı.

Özgürlük savaşçısı olan Filistinlilerin İsrail'i devlet olarak tanımayacağını ve asla teslim olmayacağını ifade eden Karadaği, "Siyonistlerin ve sömürgecilerim planları hep umudumuzu kırmak üzere kurulu. Onlar her zaman umudumuzu öldürmek, katletmek ve bize umutsuzluk zerk etmek istiyorlar. Maalesef bugün ümmetin hissettiği başat his de bu. Hükümetlerimizi bu ülke ile normalleşmeye iten ana neden de bu." dedi.

Karadaği, İsrail'in Kudüs'e yönelik işgalinin Müslüman halkları bir araya getirdiğini ve İslam dünyasının eğitim, bilim ve teknolojide hızlı bir şekilde güçlenmesi gerektiğini söyledi.

Dış algılara karşı İslam dünyasında güçlü bir medya olmadığını dile getiren Karadaği, Müslümanlara yönelik nefret söylemlerine anında yanıt vermek için güçlü bir medyaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Karadaği, tüm olumsuzluklara rağmen Kudüs'ün bir gün özgürleşeceğine dair umudunu koruduğunu çünkü bunun Allah'ın vaadi olduğunu söyledi.

İlk kıblemizi korumak zorundayız
Cezayir Müslüman Alimler Cemiyeti Başkanı Abdurrezzak Kassum ise fetihler ve fatihler şehri olan İstanbul'da böyle bir kongrenin düzenlenmesinin önemine vurgu yaparak Müslüman alimler olarak Filistin ve Kudüs davasına sonuna kadar bağlı kalacaklarını söyledi.

Cezayirli Müslüman alimlerin, Filistin halkı ile her zaman dayanışma içinde olduğunu dile getiren Kassum, şunları kaydetti:

"Filistin davasını sonuna kadar destekliyor ve desteklemeye devam edeceğiz. Bizler mazlum Filistinlilerin her zaman yanında olacağız. Bu kongre de onlara verdiğimiz desteğin önemli bir işareti. Filistin davası İslam dünyasının davası ve imtihanıdır. Bizler, ilk kıblemizi korumak zorundayız. Nerede ve kim olursa olsun bu davaya sahip çıkan herkes dürüsttür, sadıktır. Filistin davasını konuşmanın yanı sıra hayata geçirilecek pratik ve somut adımları da konuşmak zorundayız. Filistin'e Mescid-i Aksa ve Kudüs'e yönelik ortak beraberlikler ortaya koymak zorundayız."

Kassum, tüm olumsuzluklara rağmen Mescid-i Aksa'da özgürce namaz kılma umudunu koruduğunu ve bunun için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

Görmez, geçen yıl kendisine verilen Minberi Aksa ödülünü Umman Müftüsü Dr. Ahmed Halil'ye teslim etti.

Kongrede konuşma yapan katılımcılara da çeşitli hediyeler takdim edildi.