Hz. Muhammed (s.a.v) den sonra insanlık tarihinin en şereflileri şüphesiz ki sahabelerdir. Onlar bizzat peygamberle muhatap olmuş, vahyin inişine şahitlik etmiş ve Allah tarafından övülmüşlerdir. Onlar peygamber mektebinde öyle bir yetişmişlerdir ki asırlardır o güzide nesil, Müslümanlara yol gösteren rehberler olmuştur.
Bizler sahabelerden çok şey öğrendik ve daha birçok şey öğreneceğiz. Onların bize öğrettiği en önemli şey peygambere olan sevginin nasıl olması gerektiğidir. O mübarek insanlar Resulullah’ı canlarından vazgeçecek kadar çok severlerdi. Evet, bizlerde İslam düşmanlarının Müslümanları hile, oyun ve desiselerle yok etmeye çalıştığı bu asırda Resulullah’ı sevmeye mecburuz. Allah’ın Resulünün sünnetine sarılmalı ve onu canımızdan, sevdiklerimizden vazgeçecek kadar çok sevmeliyiz. Sa’d bin Muaz gibi ‘Bize denizi işaret etsen ona atlamaktan asla tereddüt etmeyeceğiz.’ diyebilmeliyiz. Yine Uhud’ta babasını, kardeşini, eşini ve oğullarını kaybettiği halde koşuşturarak ‘Resulullah nerede? Bana Resulullah’ı gösterin’ diyen Sümeyra gibi haykırabilmeliyiz.
Rabbim bizleri Peygamberin emanet olarak bıraktığı Kuran’a ve sünnete sahip çıkanlardan ve Peygamberi görmeden sahabi olma’ şerefine nail olanlardan eylesin.
Fatma Zehra Tasalı / Bingöl (Genç) - Yaş: 18