Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dışişleri Bakanımızı bugün Rusya'ya gönderiyorum. Yarın Moskova'da temaslarda bulunacak, perşembe günü de Ukrayna'ya geçecek." dedi.
Kirişçi'nin, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesindeki akademik kariyerinin yanı sıra milletvekilliği ve Tarım Komisyonu Başkanlığı yaptığını, pek çok sivil toplum kuruluşunda aktif görevler üstlendiğini belirten Erdoğan, "Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmelerin tarım ve gıda sektörünün stratejik önemini daha da artırdığı bir dönemde Vahit hocamızın bu alanda ülkemizin, çiftçilerimizin, ormancılarımızın vizyonunu genişletecek faaliyetlere imza atacağına inanıyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çiftçilere destek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere yönelik verdiği haberde şunları aktardı:
"830 bin hektar alanın daha modern sistemlerle sulanmasını temin ederek, üreticilerimize yıllık yaklaşık 41 milyar lira gelir artışı sağlayacağız. Sağlayacağımız finansman kolaylıklarıyla sulama faaliyetlerinde güneşten elde edilen elektriğin payını hızla artırmayı planlıyoruz. Hazine faiz destekli kredilerin üst limitini yükseltiyoruz. Böylece çiftçilerimizin finansmana erişimini kolaylaştırıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanlığı görevinden istifa eden Bekir Pakdemirli'ye bundan sonraki hayatında başarılar dileyerek, "Bekir kardeşimizin birikiminden ve enerjisinden farklı alanlarda istifade etmeyi elbette sürdüreceğiz. Hayatın her alanında olduğu gibi kabinedeki görevler de bir bayrak yarışıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı hızlı ve etkin karar alma imkanları sayesinde yaptığımız 8 değişiklikle kabinemizi sürekli dinamik tutacak adımları attık." ifadelerini kullandı.
"Dışişleri Bakanımız Rusya ve Ukrayna'ya gidecek"
Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada giderek artan gücünün, cazibesinin ve öneminin en somut tezahürlerinden birinin geçen hafta yapılan Antalya Diplomasi Forumu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl ikincisi gerçekleştirilen ve üç gün süren foruma, dünyanın dört bir yanındaki 75 ayrı ülkeden 17 devlet-hükümet başkanı, bakan ve 39 uluslararası teşkilat temsilcisinin katıldığını anlattı.
"Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak" temasıyla forum boyunca 3 liderler oturumu, 27 panel, 4 söyleşi, 3 yuvarlak masa toplantısı, 3 yan etkinlikle taraflar arasında 200 civarında görüşme gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumunun en çok ses getiren bölümünün Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarının, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte yaptıkları toplantı olduğunu söyledi.
Toplantının, uzunca bir sürenin ardından Rusya ve Ukrayna arasında yapılan en üst düzey temas olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her ne kadar somut bir neticeyle sonuçlanmamış olsa da diplomasi ve diyalog kapılarını açması bakımından çok önemliydi. Dışişleri Bakanımızı bugün Rusya'ya gönderiyorum. Yarın Moskova'da temaslarda bulunacak. Perşembe günü de Ukrayna'ya geçecek. Kendisi her iki tarafla da yapacağı görüşmelerle ateşkesin ve barışın sağlanması yolundaki gayretlerimizi sürdürecektir." ifadelerini kullandı.
Açılış konuşmasını yaptığı Antalya Diplomasi Forumu kapsamında 2 gün boyunca Antalya'da çok önemli temaslarda bulunduklarını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Cuma günü Arnavutluk Başbakanı Sayın Edi Rama, NATO Genel Sekreteri Sayın Stoltenberg, Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Nazarbayev, Slovenya Cumhurbaşkanı Sayın Pahor ile bir araya geldik. Cumartesi günü ise Bosna Hersek Başkanlık Konseyi üyeleri Sayın Caferoviç ve Dodik, Bulgaristan Başbakanı Sayın Petkov, Gine Bissau Cumhurbaşkanı Sayın Embalo, Irak Bölgesel Yönetimi Başbakanı Sayın Barzani, Nijer Cumhurbaşkanı Sayın Bazoum, Sierra Leone Cumhurbaşkanı Bio, Liberya Cumhurbaşkanı Sayın Weah ile görüşmelerimiz oldu.
Antalya Diplomasi Forumunun, gerek katılımcı profili gerek orada verilen mesajlar gerek ülkemizin bölgesel ve küresel gelişmeler karşısındaki tutumunu göstermesi bakımından kritik bir platform olduğuna inanıyorum. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu başta olmak üzere forumun düzenlenmesinde emeği geçen herkese şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum."
"Türkiye, diplomaside merkez ülke konumunu güçlendirmektedir"
Geçen hafta gerçekleştirdiği diplomasi trafiğine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Diğer yandan çarşamba günü İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Herzog'u resmi ziyaret, perşembe günü Azerbaycan Cumhurbaşkanı kardeşim Sayın Aliyev'i çalışma ziyareti vesilesiyle Ankara'da ağırladık. Aynı günün akşamı Sayın Biden ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Pazar günü İstanbul'da Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis ile ülkelerimiz arasındaki sorunların çözümüne katkı sağlayacağına inandığım, verimli bir çalışma yemeği gerçekleştirdik." dedi.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'ün göreve geldikten sonra, Türkiye'ye ilk resmi ziyareti vesilesiyle Ankara'da olduğunu anımsatan Erdoğan, "İkili görüşmemizin ardından bir de akşam geniş katılımlı bir çalışma yemeğini gerçekleştirdik. İnşallah yarın Polonya Cumhurbaşkanı Duda ile buluşacağız ve kendisini burada misafir edeceğiz. Görüldüğü gibi Türkiye bir yandan dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefiyle yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme stratejisini kararlılıkla uygularken, diğer yandan da diplomaside merkez ülke konumunu güçlendirmektedir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ukrayna krizi şu gerçeği hepimize bir kez daha hatırlatmıştır. Türkiye'nin, siyasi, ekonomik, askeri alanlarda güçlü olması, kendi kendine yeterliliğinin ötesinde dostlarına ve kardeşlerine destek verecek konuma gelmesi bir tercih değil, mecburiyettir. Uzunca bir zamandır yaşadığımız sayısız tecrübeyle biliyoruz ki ihtiyaç duyduğumuzda şayet kendi işimizi kendimiz göremiyorsak, kendi ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılayamıyorsak, kendi planlarımızı kendimiz yapıp uygulayamıyorsak bize kimseden fayda yoktur.
Kalbi ve duası bizimle olan dostlarımızın ve kardeşlerimizin vermiş oldukları manevi destek elbette önemlidir ama fiilen kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerektiği de bir hakikattir. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmet altyapısı, savunma sanayi başta olmak üzere stratejik alanlarda sahip olduğumuz üretim ve teknoloji gücü geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor."
Savunma sanayiinde yıllarca ortaya çıkan ürünlerle, yürütülen projelerle, gösterilen gayretlerle dalga geçenlerle, yapılan işleri engellemek için her yola başvuranlarla mücadele ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sakarya'daki Tank Paleti Fabrikası üzerinden kendi ülkesine, kendi ordusuna, kendi savunma sanayiine etmedik hakareti bırakmayanları unutmadık. Bugün herkesin peşinde koştuğu insansız hava araçlarımızla ilgili çalışmaları küçümsemek, itibarsızlaştırmak, gömmek için uğraşanların aslında çapsız siyaset değil, alenen ülkeye ve vatana ihanet peşinde olduklarını artık daha iyi anlıyoruz. Gerçi aynı kesimlerin geçmişte Nuri Killigil, Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre gibi isimlere yaptıklarını hatırladıkça bu kanaatimiz daha da perçinleşiyor.
Kendi uçağımızı, kendi silahımızı, kendi mühimmatımızı, kendi motorumuzu, kendi otomobilimizi, kendi yazılımlarımızı geliştirmemizi engelleyen zihniyetin, bir kez daha ülkemize aynı kötülüğü yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Diplomatik ve siyasi gücün gerisindeki ekonomik ve askeri dayanağı göremeyecek kadar hayattan, gerçeklerden, dünyadan bihaber bu habis anlayışı tarihin tozlu raflarına kaldırana kadar mücadelemiz bitmeyecektir."