BİTLİS – Akil Adamlar heyeti Bitlis’in Mutki ilçesinde 3 yakının faili meçhul cinayetlerde kaybeden Birlik ailesini ziyaret etti. Aile doksanlı yıllarda bölgede yapılan zulümleri anlattı.
Akan kanların kimseye fayda veremeyeceğini Çetin Birlik, Kürdistan coğrafyasında gözyaşların dinmesi için barışı sonuna kadar desteklediklerini belirterek şunları anlattı: “ Olay 29 Mart 1995 yılında meydana geldi. Abim Kemal Birlik ile arkadaşı Zeki Alabalık devlet tarafında örgüte yardım ve yataklık yapıyor gerekçesiyle 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldılar.
 
Abim cezaevinde dahi tehdit ediliyordu
Abim ve arkadaşı cezaevinde cezalarını çektikten sonra tahliyelerine sayılı günler kala oranın Tabur Komutanı Hasan Atilaoğlu, abim revire giderken hep önüne çıkarak ben senin çıkış gününü bayram günü olarak bekliyorum, diyerek kendisini tehdit ediyordu. Abimin tahliyesine iki gün kala babam giderek cezaevinde abim arkadaşı Zeki Alabalık’la görüşüyor. Orada dönerek Kızıltepe de Atilla İpek diye bir arkadaşın evinde kalıyor.
 
Kaçırma ve infazlar devlet eliyle gerçekleşti
 Diğer abimde 28 Mart’ta Bitlis’te hareket ederek aynı gün Diyarbakır da bir otelde kalıyor. Sabah olunca abim ve babam cezaevinde çıkacak olan abimi ve arkadaşını karşılamaya gidiyorlar. Cezaevinde çıktıktan sonra görgü tanığı, Mardin Kızıltepe’de askerler tarafından yolları kesilerek kaçırıldığını bizlere söyledi. Ve biz bunlara faili meçhul diyemiyoruz. Çünkü bu coğrafyada yapılan tüm zülüm ve katliamların failleri bellidir”
Babasının ve büyük abisinin o zaman devlet memuru olduğunu belirten Çelik, “Babam 33 yıl fiilen devlete hizmet etti. Babam, iki abim ve arkadaşlarının failleri ortadadır. Defalarca failleri araştırma komisyonuna başvurduk fakat bir netice alamadık.
 
Doksanlı yıllarda JİTEM bölgenin zulüm ve infaz makinesiydi
 Abim alıkonulduğu zaman oğlu iki yaşındaydı bugün oğlu 19 yaşındadır. Bu çocuk baba hasretiyle büyüdü. Ve basının bir mezarı dahi yoktur. Sadece bu aile değil, bu coğrafyada yaşayan her kesim devletin ve uzantısı olan JİTEM tarafında evlerinde kaçırılarak, yollarda kaçırılarak infaz edilmiştir. Bu coğrafyanın sanki kaderiymiş gibi, devlet eliyle yapılan bu cinayetler, akıtılan kanlar, yetim bırakılan çocuklar, dul bırakılan kadınlar, suçsuz olarak zindana konulan insanların suçsuz ve masum sesini duyurması gereken medya, tam tersi bu insanları terör damgasıyla tanıtmaya çalıştı. Ben çocuğuma dedesini anlattırabilecek bir devlet istiyorum” ifadesini kullandı.
 
Devlet tasarlayarak bu bölgeyi sindirmeye çalıştı
Failleri  ortada olan bu olaylara failli meçhul olarak içine sindiremediğini ifade eden Ethem Birlik ise: “Bu devlet tarafında tasarlayarak işlenen ve failli beli olan bir cinayettir. Ben olayın ikinci günü Kızıltepe cumhuriyet başsavcısı ikinci savcısının yanına giderek orada hukuku ararken, savcının bana bucak ve ataklara ulaşabilirsen onlara da ulaşırsın demesi manidardır. Bende kendilerine siz bu devletin savcıları değimlisiniz diye karşılık verdim. Dönerek Diyarbakır bölge valisi Ünal Erkan döneminde, kendisi izindeyken yardımcısı Ahmet Ertürk’ün yanına gittim. Bana alay edercesine ve kapıdaki yaveri de bana küfür ederek o şekilde içeri girdim. Bana dedi ki, amca oğlu cezaevinde çıkmış, öteki oğlu da gelmiş üçü beraber Mersine tatile gitmişler diye benimle alay ettiler. Bunları bizzathi kendim yaşadım o bölgede 65 gün kaldım. O dönemde Diyarbakır da komutan olan Hasan Kundakçı Mutki’ye geldi. Bende devlet görevlisi olduğum için yeğenim Çetini ileri sürerek dedim ki ona sor bakayım Diyarbakır da bölge komutanıyken bunların akıbeti ne oldu. Çetin dedi ki Paşam! babam ve abimin akıbeti ne oldu o da dedi ki ben senin babanın bekçisi miyim? Baban karambola gitti.
 
Bizler bu barış sürecini destekliyoruz, fakat bu bölgede yaşanılan zulümlerin araştırılması için tarafsız bir komisyon kurulsun ve devlet yaptığıyla yüzleşsin” şeklinde konuştu.(Şükrü Tontaş-İLKHA)