Çiu, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Tayvan Boğazı ve çevresindeki askeri hareketleri dikkatle izlediklerini belirterek, "Kimse savaş istemiyor. Böyle bir ihtimali tüm boyutlarıyla düşünerek hareket etmek gerek. Eğer gerçekten savaş çıkarsa bu her iki taraf için de felaket olur." dedi.

Öte yandan, Ulusal Halk Kongresi (ÇUHK) ve Halk Danışma Konferansının (ÇHDK) eş zamanlı kongrelerinin devam ettiği Çin'de, Halk Kurtuluş Ordusunun (PLA) Kongre delegelerinin sözcüsü Albay Vu Çien, yaptığı açıklamada, Çin'in bölgedeki askeri hareketlerinin arttırmasının gerekliliğini savundu.

Tayvan'daki gerilimlerin "ayrılıkçı faaliyetler ve dış güçlerle iş birliğinden" kaynaklandığını, iktidardaki Demokratik İlerici Parti (DPP) hükümetinin gerilimden sorumlu olduğunu ileri süren Vu, "ABD ve Japonya Tayvan sorununu kışkırttığı sürece ulusal egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü korumak üzere daha sert önlemler alacağız." dedi.

 
Pekin, son dönemde Tayvan Boğazı çevresindeki askeri hareketliliğini arttırmış, ayrıca Taipei yönetiminin Hava Savunma Tanımlama Bölgesi (ADIZ) ilan ettiği bölgeye çok sayıda savaş uçağının katıldığı uçuşlar yapmıştı.

Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.

Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.

Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.