Adıyaman İHH tarafındandan dernek binası çnünde düzenlenen basın açıklamasında siyonist işgal rejimi ile yapılması planlanan görüşme protesto edilerek, israil ile yakınlaşmanın Türkiye'ye ve Türkiye halkına hayır getirmeyeceği, siyonistlere güven olmayacağı belirtildi.
Adıyaman Genç İHH Başkanı Osman Bozan, yaptığı açıklamada, işgal rejimini tanımadıklarını ve işgalcilerle yapılan işbirliğini kabul etmediklerini ifade etti.
20. Yüzyılın başlarında Ortadoğu'da yaşanan ciddi kırılmalar ile birlikte zayıflayan Osmanlı sonrasında önce Hristiyan siyonizmini, ardından da Yahudi siyonizminin girişimleriyle işgal rejiminin Filistin topraklarını işgal etmeye başladığını hatırlatan Bozan, yaşanan olumsuz gelişme sonucunda yüzbinlerce Filistinlinin topraklarından edildiğini, siyonistlerin de devletlerini ilan ettiğini ifade etti.
"Binlerce genç sakat kaldı"
Bozan yaptığı açıklamada israilin soykırım ve işgal gerçekleştirdiğini belirterek, "Bugün geldiğimiz noktada Filistin topraklarının neredeyse tamamı, apartheid (ırksal ayrımcılığı savunan yönetim) israil rejiminin işgaline uğradı. Kurulduğu günden itibaren bölgedeki hak ihlallerine devam eden İsrail, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak bölgede bitmek bilmez bir kriz sarmalı üretmiştir. Bu kriz, sadece Filistin toprakları ile de sınırlı kalmamış; dalga dalga tüm dünyayı etkisi altına alan bir virüse dönüşmüştür. İsrail’in son yıllardaki karnesine baktığımızda, hemen hemen her gün ayrı bir hak ihlali ve yerinden etme ile geçmiştir. Çocuk, yaşlı ve kadınlar üzerinde uyguladığı sert ve acımasız politikalar ile milyonlarca insanın yerinden edilmesi, evleri yıkarak toprakların işgal edilmesi, mabetlere saldırarak din özgürlüğünün elinden alınması bu ihlallerden yalnızca bazılarıdır. Filistinlilerin yaptığı insancıl gösterilere uyguladığı orantısız güç ile binlerce gencin sakat kalmasına ve bir ömür boyu
"siyonistlerle yakınlaşmayı anlayamıyoruz"
Siyonistlere taviz vermenin ve yakınlaşmanın anlaşılmadığına değinen Bozan,, "2010 yılında insani yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, uluslararası sularda yaptıkları hukuksuz saldırı ile 9 vatandaşımız şehit edilmiş, 1 kişi 4 yıl boyunca komada kaldıktan sonra şehit olmuştur. 56 insani yardım gönüllüsü de, ağır bir şekilde yaralanmıştır. Bu saldırı sonrasında yaşanan süreçte Mavi Marmara Derneği olarak tam 12 yıldır süren hukuk mücadelesine başladık. Ailelerimiz ve arkadaşlarımız adına ulusal ve uluslararası mecralarda yaptığımız kişisel başvurulara, gayri hukuki şekilde engel olunmaya çalışıldı. Mülkün temeli olan adalet; Yahudi lobisinin gizli görüşmeleri ile engellenmeye çalışıldı. Bağımsız Türkiye mahkemeleri, taraflı tutumu ile insanların hak ve hukuk arayışlarına engel üstüne engel koydu. Bu süreçte apartheid israil güçleri, Türkiye'ye onlarca söz verdi. Gazze'de hala devam eden karadan ve denizden ambargonun kaldırılması, Kudüs'te bulunan Müslüman nüfusun taciz edilmesinin durdurulması, İslam dininin kutsal mekânlarından biri olan Mescid-i Aksa’daki saldırıların önlenmesi ve Filistinlilere seyahat, din özgürlüğü tanınması gibi yerine getirilmeyen onlarca söz verildi. Yaşanan bunca sıkıntının ve hesabı hala sorulmamışken ve bu hukuksuz saldırının üstüne, Türkiye devleti yöneticilerinin işgalci apartheid rejimi israil ile başlattığı siyasi yakınlaşmayı anlamakta güçlük çekiyoruz. Türkiye'nin de milli güvenliğini tehdit eden çeteleri ve örgütleri fonlayan, 15 Temmuz Darbe girişiminin bir tarafgiri, Ortadoğu’daki kronikleşen birçok problemin esas tetikleyicisi olan bu yapı ile siyasi yakınlaşmanın daha büyük problemlere kapı aralayacağına inanıyoruz. Apartheid rejiminin en önemli özelliği istikrarsızlıktan ve problemden beslenen bir gelenekte oluşudur." ifadelerini kullandı.
"Siyonistlerle normalleşme daha büyük sorunlara yol açacaktır"
Siyonistlerin verdikleri sözleri asla tutmadığını, işgalcilerin bölgedeki istikrarsızlıktan beslendiğini, siyonist inancın temelinde kendisi dışındaki bütün din, dil ve renklere yaşam hakkı tanınmadığını dile getiren Bozan şöyle devam etti:
Buradan siyasi yetkililere sesleniyoruz! Türkiye tarihi mirası ve kültürü ile dünyanın bütün bölgelerine adalet ve yardım götürmüştür. Devlet geleneği olarak teröristlerle, haydutlarla ve hırsızlarla işbirliği içinde olmamıştır. İsrailin senelerdir tüm Ortadoğu'da finanse ettiği terörü ve Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarını katlederek sergilediği şımarık tutumu görmezden gelerek, siyasi bir yakınlaşmanın daha büyük problemlere yol açacağını biliyoruz. Apartheid rejimi israilin, Türkiye'nin dış politikası için bir tehlike olduğunu iyi biliyoruz. Halkın iradesini yok sayarak ve kendi vatandaşlarının hukuki mücadelesi hala devam ediyorken bu tür bir yakınlaşmanın, ülkemizdeki adalet sistemini yerle bir edeceğini iyi biliyoruz. Gelin bu yanlıştan yol yakınken ayrılın. Kendi vatandaşlarının hukuki mücadelesi hala devam ediyorken bu tür bir yakınlaşmanın, ülkemizdeki adalet sistemini de olumsuz etkileyeceğini iyi biliyoruz. Mavi Marmara'nın, Hatay'da verdiğimiz şehitlerin, Gazze'deki ablukanın, Mescid-i Aksa’ya saldırıların hesabı sorulmadan İsrail ile başlayacak bir normalleşme sadece bölgedeki krizlerin daha da kurumsal zeminlerde karşılık bulmasına sebep olacaktır.
"siyonistlerle kurulan ilişkinin faydası olmaz"
Basın açıklamasının ardından İLKHA muhabirine konuşan Genç İHH Başkanı Abdullah Muhammed İslam, "Bizim ülkeler arasında yapılan anlaşmalarla, uluslararası anlaşmalar çerçevesindeki görüşmelerle ilgili herhangi bir sözümüz yok. Ülkeler kendi aralarında anlaşmalar yapabilir, bir araya gelebilirler. Fakat muhatap israil olunca, bir apartheid rejimi olunca, bu zamana kadar hiçbir sözünü yerine getirmemiş bir rejim olunca ve şimdiye kadar verdiği yılında Mavi Marmara Gemisi'ne saldırıp vatandaşımızı şehid eden bir rejim olunca bu anlamda kafamızda birden fazla soru işareti oluşuyor. Dolayısıyla biz israil ile kurulacak olan herhangi bir ilişkinin hiçbir şekilde fayda sağlamayacağına inanıyoruz. Bu zamana kadar sözlerinde durmayışları bunun en bariz örneğidir. Onun için israile güven olmaz, onunla hukuki zeminde görüşülmez, herhangi bir normalleşme olmaz diyoruz." şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından siyonist işgalcilere ait sözde bayrak Mavi Marmara Şehidi Fahri Yaldız'ın oğlu tarafından yakılarak tekbir getirildi. (İLKHA)