Kürecik NATO Radar Üssü'ne Hayır İnisiyatifi, Malatya Yeni Camii meydanında Cuma namazı sonrası saat 15.00 civarında, "Katil Herzog'u ülkemizde görmek istemiyoruz, siyonist israil’in güvenliğini sağlayan Kürecik NATO Radar Üssü Kapatılsın" sloganıyla basın açıklaması düzenledi.

İnisiyatif adına basın açıklamasını okuyan Muhsin Telek, başta Malatya’da ki Kürecik NATO Radar Üssü olmak üzere Türkiye’deki tüm NATO üslerinin kapatılması için her ayın ilk cuması düzenledikleri basın açıklamasında 3’üncü yılı geride bıraktıklarını söyledi. Telek, Allah ömür verdiği sürece ve Türkiye’nin NATO’dan çıkıncaya kadar mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.

Bugün hem NATO’ya hayır demek hem de siyonist işgal yöneticisi Herzog’un Türkiye'ye davet edilmesini protesto etmek üzere toplandıklarını belirten Telek, yaptıkları basın açıklamasının aynı zamanda Mavi Marmara gazisi Mehmet Tunç tarafından, sayın cumhurbaşkanına ve hükümete kamuoyu önünde açık bir çağrı olduğuna dikkat çekti.

 

"Siyonist israil bir gün Gazze'ye, bir gün Batı Şeria'ya, bir gün Mescidi Aksa'ya ve şu anda da Kudüs'te Şeyh Cerrah Mahallesi'ne kuduz bir köpek gibi saldırmaya devam ediyor"

Siyonistlerin işgalcilerin sözde Cumhurbaşkanı Herzog’un hükümet tarafından Türkiye’ye davet edilmesinin Türkiyeli Müslümanlar için bir utanç sebebi olduğuna vurgu yapan Telek, şöyle devam etti:

İslam âlemi içinde önemli ve mümtaz bir konuma sahip Müslüman milletimizin böyle bir utançla karşı karşıya kalması, tarihimize kara bir leke olarak sürülecektir. Yıllar önce Şimon Perez’in Millet Meclisimizde yaptığı konuşmanın hala sızısı yüreklerimizde iken, Yitzak Herzog’un Türkiye’ye nasıl bir teklif veya tehditle geleceği ise bizleri endişelendirmektedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın en temel sorununun, Büyük Orta Doğu Projesi adı altında yürütülen Büyük İsrail Projesi olduğu bir gerçektir. İslam âlemi ve mazlum coğrafyamız her gün ağır bedeller ödemeye ve acılar çekmeye devam ediyor. Haremimiz olan Mescidi Aksa, her gün terörist israilliler tarafından basılıyor, Müslümanların izzetleri çiğnenmeye devam ediyor. Terörist israil’in işgalleri sebebiyle Müslüman yurdu her gün kan ağlıyor. Siyonist İsrail bir gün Gazze'ye, bir gün Batı Şeria'ya, bir gün Mescidi Aksa'ya ve şu anda da Kudüs'te Şeyh Cerrah Mahallesi'ne kuduz bir köpek gibi saldırmaya devam ediyor. Tüm bu gelişmeleri görmezden gelen İslam ülkelerinin liderleri de birer birer siyonist israil ile normalleşme adımları atıyor.

"Ne değişti de Cumhurbaşkanımız Erdoğan siyonist Herzog'u Türkiye'ye davet etti?"

Telek, "Daha geçtiğimiz aylarda Birleşik Arap Emirlikleri'ni siyonist israil ile normalleşme anlaşması yaptığı için eleştiren ve büyükelçimizi o ülkeden çekme tehdidinde bulunan Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bugün ne değişti de siyonist Herzog'u Türkiye'ye davet etti?  Siyonist İsrail'in daha önce verdiği hiçbir sözü tutmadığı ve ülkemizi sürekli zor durumda bıraktığı ne çabuk unutuldu? Akdeniz'in mavi sularında Mavi Marmara gemisinde 10 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, yardım gönüllüsü kardeşlerimizi siyonist İsrail katletmedi mi? Biz Sayın cumhurbaşkanımızdan ve hükümetten siyonist israil ile tüm ilişkilerin kesilmesini isterken, katil Herzog'un Türkiye'ye davet edilmesi milletimizi derinden yaralamıştır. Bu davet Filistin davasına ihanet anlamına gelir. İsrail ile örtünen çıplak kalır. Siyonistlerle iş birliği yapanlar zillete düçar olur. Tarih bunun en güzel şahididir." diye kaydetti.

"Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli ve bu davet iptal edilmelidir"

Katil Herzog'u şehit kanlarıyla sulanan ülke topraklarında görmek istemediklerini, bu yanlıştan bir an önce dönülmesi ve bu davetin iptal edilmesi gerektiğine vurgu yapan Telek, sözlerini şöyle sürdürdü:

İki devletli çözüm önerileri ile gündeme gelen Herzog, çözümlerin değil terör faaliyetlerinin öncülerindendir. Müslümanların hangi sorununa çözüm bulmuştur, Mescidimize yapılan hangi saldırıyı önlemiştir. Siyonist lobilerin ve Dünyadaki terörün ana merkezi olan ABD ile birlikte İslam coğrafyasında yaptıkları katliamlar, işgaller, tecavüzler, sömürü faaliyetleri ayan beyan ortadadır. Görmemek için kör, duymamak için sağır, dertlenmemek için vicdan ve izandan yoksun olmak gerekir. Herzog, tıpkı diğer cumhurbaşkanları gibi kökten siyonizmi temsil eden bir isimdir. İsaac Herzog'un babası Haim Herzog da cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Haim Herzog, siyonist israil'in kuruluş aşamasında Filistinlilere karşı terör eylemleri yapan gizli bir örgütün faal üyesidir. Ayrıca Haim Herzog, Mossad’ın içindeki özel suikast birliği olan AMAN'ın da yıllarca başkanlığını yapmıştır. Herzog bu dönemde Müslüman Kardeşler kurucusu Hasan El Benna'nın şehid edilmesi emrini veren bir katildir. Herzog ailesi siyonist İsrail'in kuruluşunda ve gelişiminde doğrudan yer almıştır. İşte görüldüğü gibi hükümet böyle eli kanlı bir aileden gelen Herzog'u ülkemize davet etmiştir. Yani korsan İsrail'de değişen hiçbir şey yoktur. Herzog2un kendinden önceki diğer terörist siyonist yöneticilerden hiçbir farkı yoktur.

"Siyonist israil ile Türkiye’nin normalleşmesi Filistin halkına işgal, katliam ve zulüm olarak geri dönecektir"

Telek, "Türkiye'miz hiçbir konuda şu anda siyonist İsrail'e muhtaç değildir. Ayrıca korsan israil'in Filistinli kardeşlerimizden çaldığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya satmak istemesi milletimiz açısından kabul edilemez bir tekliftir. Hükümet, hırsız İsrail'in Filistinli kardeşlerimizden çaldığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya satmasına aracılık etmemelidir. Milletimiz böyle bir anlaşmayı kabul etmiyor. Siyonist israil ile Türkiye’nin normalleşmesi Filistin halkına işgal, katliam ve zulüm olarak geri dönecektir. Kudüs’ün Kılıcı Savaşı ile bölgede karizması iyice çizilen, güvenlik sorunu yaşayan ve iç politik ve ekonomik istikrarsızlıklarla boğuşan gasıp israil'e bu davet ile hayat öpücüğü verilmesi büyük bir vebaldir. İşgalci israil artık Batı için bile bir kambura dönüşmüştür. Gasıp israil güvenilmez ve güçsüz bir ülkedir." dedi.

"İsrail bir terör devletidir ve coğrafyamız için en büyük tehdittir!"

Terörist israil'in ayrıca hükümetten, başta HAMAS olmak üzere Filistinli direniş gruplarının Türkiye’deki faaliyetlerinin kısıtlanmasını istediğini anımsatan Telek, "Türkiye, rahmetli Erbakan hocamızın her zaman vurguladığı gibi, siyonizmle mücadele ufkunu ve şuurunu kazanmalı ve korumalıdır. Türkiye'nin tükenmekte olan siyonist israil ile normalleşmeye ihtiyacı yoktur. Terör devleti ile yapılacak bir anlaşmada kazan-kazan esası kesinlikle söz konusu değildir. Böyle bir anlaşmanın amacı terörü meşrulaştırmaktır. İsrail’le normalleşme toprakları gasp edilen ve evleri yağmalanan mazlum Filistin halkı özelinde bütün Müslümanlara ihanettir. Filistinli çocukları katlederken gözünü kırpmayan, binlerce Müslümanı zindanlarda işkenceyle çürüten ve kendi menfaatleri için bölgeyi kan gölüne çeviren İsrail ile normalleşmek asla kabul edilemez. İsrail bir terör devletidir ve coğrafyamız için en büyük tehdittir." diye dikkat çekti.

"Hükümet bu şom planın taşeronu olmamalıdır"

Hükümet ile işgalciler arasında kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin nihayetinde 28 Haziran 2016 tarihinde imzalanan birinci normalleşme anlaşmasıyla Mavi Marmara davasının rafa kaldırıldığını hatırlatan Telek, "İkili ilişkiler yeniden hız kazanmıştı. İktidar ve israil arasında 2016’da imzalanan normalleşme anlaşmasının en büyük nedeninin israil'in gasp ettiği Müslümanların hakkı olan doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılmak için bir boru hattı projesi olduğu biliniyordu fakat bugüne kadar net olarak ortaya konmamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 'israil doğalgazını ülkemizde kullanırız, kullanmanın ötesinde Avrupa'ya geçişi için de müşterek bir çalışmanın içerisine gireriz' açıklamaları israil'in bu planının önünü açmış oldu. Hükümet bu şom planın taşeronu olmamalıdır." diye çağrıda bulundu.

"Filistin davası için gayret göstermek imanımızın ve insanlığımızın bir gereğidir"

Telek son olarak, "Batının etkisi ile şu anda bütün İslam ülkeleri maalesef İsrail'i dost olarak benimsediler. Biz böyle bir ortamda israil Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye davet edilmesini kesinlikle kabul edemeyiz. Allah'tan korkun, Allah'a güvenin, ahiretinizi düşünün. Maalesef Müslüman halkların Filistin davasına gerekli önemi vermemesi ise ayrı bir vakadır. Filistin davası için gayret göstermek imanımızın ve insanlığımızın bir gereğidir. Elbet bir gün toprak olacağız, tek gayemiz Allah'ın rızasıdır. Haysiyetimizle yaşayalım ki, şerefli bir ölüm bizi bulsun.  Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun. Zafer İslam'ındır. Zafer Allah'ındır. Allah’ın yardımı ise mücahitlerledir." dedi. (İLKHA)