Türkiye ve Avrupa ülkelerinde, daha iyi bir hayat yaşamak için yola çıkan Afganistanlı düzensiz göçmenlerin yaşadıkları dram yürek sızlatıyor.
Aralarında bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve gençlerinde bulunduğu binlerce göçmenin çok kötü şartlarda umuda yolculuğu, ABD ve NATO'nun ülkeden çıkarılması ve Taliban'ın yönetimde istikrarı sağlamasıyla azalmaya başladı.
Afganistan, ABD'nin, işgalindeyken her gün yüzlerce düzensiz göçmen, İran üzerinden sarp ve ıssız dağları aşarak Türkiye’ye giriş yapıyordu. Binlerce kilometrelik yolu gece gündüz demeden yürüyen göçmenler, insan tacirlerinin kıskacına düşüyordu.
Kimi göçmenler, Türkiye’yi tercih ederken, kimileri de Afganistan’dan İran’a, oradan da Irak ve Suriye güzergâhını izleyerek Libya’ya; buradan da Akdeniz’in mavi sularını aşıp Avrupa’ya ulaşıyordu.
Göçmenlerin bitmeyen dramı
Kimi göçmenler, tacirler tarafından 'İstanbul’a götürüyoruz' vaadiyle Türkiye sınırında bırakılıp terk ediliyor. Tüm paralarını tacirlere kaptıran Afgan mültecileri, aç ve susuz olarak yollara düşüyor. Parasız kalan göçmenler, olumsuz hava koşullarına rağmen yüzlerce kilometreyi yürüyerek Bitlis'in Tatvan ilçesine ulaşıyorlardı.
Bu zorlu yolculukta kimi hasta düşüyor kimisi de ayağında ayakkabı olmadığı için ayakları şişip yarı yolda kalıyordu. Ağır kış şartlarında ise birçok göçmen yollarda soğuktan donarak vefat ediyor. Meçhule çıkılan zorlu yolculuğun çilesi ise bitmiyordu.
Taliban öncesi Tatvan'a gelen günlük ortalama göçmen sayısı 250'yi buluyor
Taliban'ın Afganistan'da yönetimi ele geçirmesiyle birlikte Bitlis'in Tatvan ilçesine gelen göçmenlerin sayısında ciddi anlamda düşüş yaşandığını belirten yaklaşık 2 yıl boyunca hayırseverlerin verdiği yardımı gönüllü olarak ilçeye gelen göçmenlere dağıtan Sinan Kıranşal, tanıdığı birçok göçmenin ülkesine döndüğünü söyledi.
Taliban'ın yönetime gelmeden önce her gün Tatvan ilçesine günde 200-300 göçmenin geldiğini belirten Kranşal, "Öncelikle Allah kimseyi muhacir etmesin, muhacir olmak çok zor bir duygu. Kadınıyla, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla binlercesini gördük. Afganistan'dan gelen muhacirlerin çok zor şartlarda geldiğini, kimisi 20, kimisi 40 gün, kimisi 3 ay dağlardan yürüyerek geliyor. Kimisi anne babasından ayrı kalıyor, kimisi ölüyor, kimisinin yolu kesiliyor. Her birisinin ayrı bir hayat hikayesi var." dedi.
Gelen göçmenleri hayırseverler doyurdu
Afganistan'daki savaştan dolayı gelen insanların inancına ve ırkına bakmaksızın insan olarak gördüklerini ve ihtiyaçlarını gidermeye çalıştıklarını dile getiren Kranşal, "Mağduriyetlerinden dolayı onlara yardım ettik. Bu bizim imanımızın gereği. Gelenlerin Müslüman olduğuna iman ettiğimizden dolayı Müslüman kardeşlerimize yardım etmek istedik. Tatvan ölçeğinde sivil toplum örgütleri olarak bir araya gelerek ensar diye bir grup kurduk. Yaklaşık 2 yıl buraya gelen Afganlara, farklı uyruklu insanların da bulunduğu muhacirlere yardımda bulunduk. Bunlara sabah çorba, akşam sıcak yemek, giyim, hasta olanlara ilaç veriyorduk. Çok kötü olanları doktora götürüyorduk. Bu noktada bir sıkıntı hiç yaşamadık. Günlük buraya gelenlerin sayıları 200-300'ü buluyordu." diye konuştu.
Afganistan Taliban'ın kontrolüne geçince her şey tersine döndü
Taliban'ın, Afganistan'ı ele geçirmesinden sonra her şeyin tersine döndüğünün altını çizen Kranşal, şunları söyledi:
Burada çok farklı bir tablo ortaya çıktı. Bu tablo karşısında gelenlerin sayısı çok düştü. Sanırım gündemdeki muhacir algısı çok değişti. Taliban'ın, Afganistan'ı tekrar ele geçirmesinden sonra medyaya yansıyan görüntülerden dolayı insanlar çok farklı algılarla yönetildi. Fakat gelinen zaman gösteriyor ki o algılar hepsi oyundu. 3 ayı aşkındır Taliban orayı ele geçirmiş ve medyaya yansıyan, dünyaya yansıyan o görüntüler yok. Taliban'ın medyaya yansıyan beyanları, medyaya verdiği demeçlerin çok olumlu ve akıllı olduğunu görebiliyoruz. Çok korku yaratan bir durum olmadığını görebiliyoruz. Halkını kucakladığını görebiliyoruz. Taliban'ın bu duruşu, halkta ciddi bir değişim getirdiğini, bu nedenden dolayı gelenlerin sayısında azalma olduğunu düşünüyorum. Bir neden de bölgemizde havanın soğuk olması, mevsimin kış olmasından dolayı gelişler azalmış olabilir. Ama genel anlamda gerçekten de muhacirlerin gelişinde büyük bir azalma görülüyor. Peki hiç muhacir yok mu diye sorsanız? Elbette ki gelen göçmenler var ama bunların sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır.
Taliban'ın yönetime gelmesi göçmen sayısını azalttı
Afganistan'da Taliban'ın yönetime gelmesiyle birlikte göçmenlerin ülkelerine dönmeye başladığını dile getiren Kranşal, huzurun hakim olması halinde göçmenlerin kendi ülkelerinde yaşamak istediklerini belirtti.
Kranşal, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hala bağlantılı olduğumuz, görüştüğümüz Afganlar var. Bunlar ülkelerine döndü. Bir kısmı diyor ki 'Ülkemizde huzur olursa, kalacağız. Niye kalmayalım. Ülkemizde çıkmamızın tek sebebi savaşın olması, sefaletin olması. Bunlar olmazsa tabii ki kalacağız.' En azından savaş bitti kalacağız diyenler var. Bununla beraber hani biz çıkmışız biraz para kazanalım, ülkemize tekrar döneriz diyenler var. Dönme isteği olmayan çok az insan var benim görüştüklerim. Yeter ki huzur olsun, yeter ki adalet olsun döneceklerini söylüyorlar. Taliban öncesi oradan çıkıp, bu tarafa gelenler var. Bunlar Türkiye'de, İran'da ve değişik yerlerde hâlâ bekliyorlar. Bunların sayısı da çok az değil. İran'da yaklaşık 2 milyon Afgan var. Bahar mevsiminde bunların buradan geçme ihtimali olur olmaz bilmiyorum. İnşallah geri dönerler. İnşallah Taliban bir yol açar, onlara yardımcı olur, ülkeye çağırır, ülkelerine dönerler.
Taliban yönetime gelince medyada algılar oluşturuldu
Taliban'ın açıklamalarının olumlu olduğunu vurgulayan Kranşal, "Taliban'ın açıklamaları olumlu yönde. Gelin ülkenize sahip çıkın, genel bir af ilan ettiğini gördük. Şu ana kadar Afganistan'a yönelik duyduğumuz kötü bir şey yok. Oraya giden yardım kuruluşlarının bize söyledikleri, oraya giden bazı arkadaşlarımızın bize söyledikleri var. Bahsedilen o korku yok. Bu korku düşmanların yarattığı bir algıdır. Medyaya düşen öyle cezalandırmalarda yok. Öncesinden Taliban'a yönelik oluşan bir psikolojik durum var ama sonra da Taliban'a yönelik böyle bir algı kalmadı. Bir insan kendi ülkesinde huzur varsa, adalet varsa, imkan varsa, niye göç etsin? Etmemelidir. Ancak turistik amaçlı çıkar. Taliban'ın onları kucaklayacağına inanıyorum. Amerika'ya karşı, NATO'ya karşı büyük bir başarı elde etmiştir. Taliban'ın hedefleri var. Ülke yönetimini idare etmek, halkına hizmet etmek, onların güvenliğini sağlamak."
Göçmenleri en çok sahiplenen ülke Türkiye oldu
Muhacirleri en çok sahiplenen ülkenin Türkiye olduğunu, bu konuda Türkiye'nin notunun yüksek olduğunu belirten Kranşal, kötü niyetli insanların muhacirleri kullanmaya çalıştığını ifade etti.
Hem Suriye'den hem Afganistan'dan gelen muhacirlere kucak açması ülke için gurur verici olduğunun altını çizen Kranşal, sözlerini şöyle sürdürdü:
Çok kötü niyetli insanlar, mültecileri hükümete karşı veya farklı amaçlara karşı kullanarak gündeme getirdiler. Muhacirler üzerinde siyaset yapmaya çalıştılar. Özellikle Suriye ve Afganistan muhacirleri üzerinde Türkiye'de ciddi gündem oluşturuldu. Bu gündem karşısında hükümet de çok zor durumda kaldı. Sayın Erdoğan'ın da muhacirlere kucak açması örnek alınması gereken bir nokta. Şu an gündemde Ukrayna-Rusya savaşı var. Ukrayna'daki nüfus şu an göçmen durumunda. Bunlar hepsi Avrupa'ya gidecek. Avrupa'nın bunlara kapılarını kapatmayacağını biliyoruz. Avrupa bunlara kapılarını açacak ve belki yaklaşık 20 milyon insan kucaklayacak. Bu güzel bir davranış ama aynı hassasiyeti Müslüman ülkelerden gelen insanlara açmadığını gördük. O muhacirlerin Akdeniz sahillerinde nasıl boğulduğunu biliyoruz. Kadın ve çocukların botlardan nasıl battığını, denizlerde nasıl boğulduğunu gördük. Özellikle Yunanistan'ın tavırlarını biliyoruz. Bunları gördüğümüzde Türkiye'nin tutumu elbette ki alkışlanacak bir tutum. Türkiye'nin muhacirlere kapılarını açması büyük bir onur ve büyük bir şereftir.
(İLKHA)